ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ/İSTANBUL-

ARTI GERÇEK/ Rıfat Doğan :Emel Bilenoğlu, CHP'nin İstanbul'daki tek kadın adayı. Aday adayıyken “Aday gibi çalışmaya başladım” diyen Bilenoğlu'na Eyüpsultan'a bağlı Karadolap Mahallesi’ndeki seçim gezisi sırasında eşlik ettik.

İlk durağı 1270 gibi kalabalık bir öğrenci nüfusuna sahip olan Mustafa Kemal İlkokulu. Mahallenin tek ilkokulu olması nedeniyle çoğu öğrenci, başka mahallelere gitmek zorunda kalıyor. Okulda ne resim ne müzik ne de beden eğitimi öğretmeni var. Aile birliği toplantısında konuşan Bilenoğlu, seçildiğinde yeni bir okul yapma sözü veriyor. Karadolap Mahallesi, CHP’nin yüksek oy aldığı mahallelerden biri ancak Bilenoğlu, bunun da kazanmak için az olduğunu belirtip çevresindeki kadınlara “Seçimlere kadar bir kişinin etrafındaki en az iki kişiyi CHP’ye oy vermesi için ikna etmesi lazım” telkininde bulunuyor. Bilenoğlu iki konu hakkında daha uyarıda bulunuyor: Sandık güvenliği ve küskün seçmenin sandığa götürülmesi.

Mahalle pazarına da uğrayan Bilenoğlu, hükümetin tanzim satış noktaları ile ilgili esnafla sohbet ediyor. Esnaf her ne kadar rengini belli etmese de "Biz de yanıtımızı seçimde vereceğiz” sözleriyle hükümete olan tepkisini gösteriyor. Bilenoğlu da “Devlet esnafın ekmeğiyle oynuyor” yorumunda bulunuyor. Mahallede bulunan Erzurum Kazancı Köyü Derneği’ni ziyaret eden Bilenoğlu, burada AKP’li seçmenlere gidilmesi konusuna vurgu yaparak, “Burada AKP’li olup kararsız ve AKP’ye oy vermeyecek seçmene ağırlık verilmesi şart” diye konuşuyor.

Seçim gezisinde öne çıkan temel sorunlar ise her yerde olduğu gibi trafik, otopark, yeşil alan ve toplanma alanı ile imar ve tapu sorunu. Halk bunların çözülmesini istiyor. Dernekte yapılan sohbette söz alan ilçe sakinlerinden biri, seçimlerin kazanılması için Kürt yurttaşların oyuna ihtiyaç duyulduğu gibi diğer partilere oy veren seçmenlerin de ittifaka dahil edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu konuşma herkesin ortak talebini de dile getirmiş oldu ve yoğun alkış aldı.

Bir kahvehanede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını belirten bir kişinin ise Bilenoğlu’na anlattıkları oldukça ilginçti. Güvenlik görevlisi AKP’li belediyenin çalışan işçilerde “CHP gelirse hepinizi işten atacak” diye bir algı oluşturduğunu belirterek, “Bu algı işçilerde hakim. İşçiler korkuyor. Böyle olmayacağını işçilere anlatmalı ve bu algıyı kırmalısınız” diyor. Bilenoğlu da kim olursa olsun hiçbir işçinin işine son verilmeyeceği sözünü veriyor.

Seçim gezisi sona yaklaşırken, Bilenoğlu ile yemek yediği mahalle lokantasının bir köşesinde seçim çalışmalarını, kadın aday olmanın zorluklarını ve seçildiğinde neler yapacaklarını konuşuyoruz.



İşte Bilenoğlu’nun Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar:

- Emel Bilenoğlu’nu biraz tanıyabilir miyiz?

1971 doğumluyum. Evli, 2 çocuk annesiyim. 25 yıllık iş hayatım var. 15 yılını kurumsal ve 10 yılını da kendi işimde geçirdim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Sanatları Bölümü’nden mezun oldum. Tasarımcıyım.

Kaç yıldır Eyüpsultan’da oturuyorsunuz?

11 yıl oldu.

BEN DE DAHA FAZLA KADIN ADAY OLMASINI İSTERDİM

- CHP’nin İstanbul’da gösterdiği tek kadın adaysınız. Partiniz kadın adaylara neden bu kadar az kota şansı verdi?

Sorduğunuz sorunun muhatabı keşke ben olsaydım. Ben bu sorunun cevabını verebilecek durumda değilim. Ben de çok fazla kadın aday olmasını tercih ederdim. Çok kıymetli aday adayı kadın arkadaşlarım vardı, onlarla bu süreçte iyi vakit geçirdik. Ama bu partinin verdiği bir karar. Biz Eyüpsultan’da belediyeyi alıp bir başlangıç yapacağız. Önümüzdeki süreçte, 5 yıl sonra il ve ilçelerde daha fazla kadın aday gösterilmesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum.

TÜRKİYE TOTALİNDE ADAY GÖSTERİLEN KADIN ORANI YÜZDE 5.5

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tartışma yaratan şöyle bir açıklaması oldu: "Kadın aday istiyoruz. Kadın arkadaşlar da erkek aday isimlerini öneriyor.” Bu açıklamayı ikna edici buluyor musunuz?

Türkiye totalinde yüzde 5.5 gibi oran denildi sanırım. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde siyaset biraz erkek yüzlü bir iş. Türkiye’de biraz daha fazla gibi geliyor. Bana göre tam tersi olmalı ve kadınlar daha fazla siyasetin yüzü olmalı. Hatta erkek siyasetçiler, yüzlerini dinlendirmek için bir müddet kadınlara yol açmalı. Çünkü Türkiye’de siyaset çok sertleşti. Maalesef bu erkek dili, bu siyasetin sert rüzgarı altında halkın yorulmasına neden oldu. Ben siyasete girmiş bir kadın olarak bana önerilse denilse belediye başkan adayını seçeceğiz, kadın mı erkek mi olsun diye sorulsa kadın olsun derim. Bir milletvekili seçilse yine kadın olmasını tercih ederim. Çünkü bence kadınların siyasete getirileri çok büyük. En azından siyasetin dilini daha yumuşak hale getiriyoruz. Başkanımızın bu söylemi tam olarak ne zaman neyle ilgili söylenmiş gerçekten bir fikrim yok.

EYÜPSULTAN DA İSTANBUL’UN DİĞER İLÇELERİ KADAR MUHAFAZAKAR

- Tek kadın aday sizsiniz ve İstanbul'un en muhafazakar ilçelerinden birinden adaysınız. En zor adaylıklardan biri olduğunu düşünüyor musunuz?

Eyüpsultan İstanbul’un birçok ilçesi kadar muhafazakar, daha fazla değil veya daha az da değil. Türkiye’de yaşıyoruz, İstanbul’da yaşıyoruz ve yaşadığımız ülkenin gerçeklerini bilmemiz lazım. Biz zaten bu kültürle büyümüş insanlarız. O yüzden “Burası daha muhafazakâr” söylemine karşıyım. Eyüpsultan çok önemli bir türbeye ev sahipliği yapıyor. İsmini de buradan alıyor. Bunun yanında Eyüp bir kültür sanat merkezi. Yaşadığımız ilçenin içinden hepimizin çok sevdiği Lale Belkız, Türkan Şoray, Erol Mütercimler, Selçuk Yöntem ve Nejat İşler gibi çok önemli isimler çıktı. Birçok sanatçıya ev sahipliği yapan bir bölgede olduğumuzu unutmamız lazım. Hem kültür sanat merkezi hem de İslam tarihi eserlerinin olduğu bir ilçedeyiz.

DOĞRU BİR ADAY OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM

Bunun dışında Alibeyköy ve çevresinin 1950’lerden bu yana Eyüpsultan’a yerleşen emekçi kesimin göçle geldiğini asla unutmamız lazım. Yeni yerleşime açılmış Göktürk bölgesi, uzun zaman önce göçmenlerden göç alarak oluşturulmuş Kemerburgaz bölgesinde oldukça beyaz yakalı hatta iş dünyasının isimlerinin olduğunu, sol partilere oy veren bir yer olduğunu belirtmek gerekiyor. Şuana kadar 3 bin 500 esnaf, 10 bin insanla tokalaştım. Sadece 10-15 kişiden olumsuz dönüş aldım. Hepsinden oy alacağımı söylemiyorum ama onlarla hemhal olduk, görüştük ve tokalaştık. Onlarda bir hatıra bıraktım. Doğru bir aday olduğumu düşünüyorum.

- Aday belirleme noktasında çok fazla tartışma yaşandı ve beraberinde başlayan istifalar hala devam ediyor. Nasıl değerlendirirsiniz yaşananları?

Yerel seçim, böyle şeyler yaşanabilir. DSP’den bir adayın çıkması bizi etkilemez. Çünkü bizim burada bir kitlemiz var.

HEP BİR ADAY GİBİ ÇALIŞTIM

- Eyüp'le nasıl bir ilişkiniz var, buradan aday gösterilmenizin özel bir nedeni var mı?

Çok çalıştım. 2014 yerel seçimlerden sonra sahada hep çalıştım. Aday gibi çalıştım. Kendi kendime iş edindim. Esnafla görüştüm. Pankart astım. Partim genel merkezi bunu olumlu değerlendirdi.

İYİ PARTİ İLE BİRLİKTE YÜRÜYORUZ

- İYİ Parti'yle yapılan işbirliği sahada çalışmalarınıza nasıl yansıyor? Özellikle sol seçmene kendinizi ifade etmekte sıkıntı yaşadığınız oluyor mu?

Birlikte çalışıyoruz, birbirimize destek veriyor ve öyle yol yürüyoruz. Hiçbir sıkıntı yok.

YEŞİL ALAN VE TOPLANMA ALANI SORUNU VAR

- Eyüp için temel argümanlarınız nedir? Öncelikli sorunları ve çözüm önerileriniz konusunda bilgi verir misiniz?

İlçemiz bir ilçe gibi değil köy gibi yönetilmiş. Hala elektrik tellerinin üstten geçtiği mahallelerimiz var, bu halk sağlığı açısından tehlikeli bir durum. Hala çocukların eğitimleriyle ilgili sorunlar var. Bugün dolaştığımız mahalledeki (Karadolap) devlet okulunda 36 kişilik sınıfların olduğunu görüyoruz. Çocuklar başka bir mahalledeki okula gitmek zorunda kalıyor. Kentsel dönüşüm yapılamıyor. Yeşil alan, toplanma alanı problemi var.

Kendilerine yakın vakıflara ve cemiyetlere tahsisler yapılıyor. Bize ait olan mülkleri, halkın mülklerini bilabeder tahsis doğru bir şey değil. Biz geldiğimizde bunların hepsine çözüm üretmek için çok çalışacağız.

KADIN MÜDÜRLÜĞÜ KURACAĞIZ

- Kadınlara yönelik olarak ilçede hangi çalışmaları yapacaksınız?

İstihdam başta olmak üzere kadınları ilgilendiren her konuda bir kadın müdürlüğü kuracağız. Kadınların sığınma evlerinden başlayarak evlerinden sokaklara çıkması ve sosyal hayatın bir parçası olması için yardımcı olacak, bütün elemanları kadınlardan oluşacak bir müdürlük planlıyoruz.



SEÇMEN KRİZ NEDENİYLE HÜKÜMETTEN UZAKLAŞIYOR

- 2014 yerel seçimlerinde AKP ile yaklaşık olarak yüzde 7’lik gibi bir fark var aranızda. Nasıl bir kampanya ile bu süreci izleyecek ve aradaki farkı nasıl kapatacaksınız?

2014 konjonktürüyle bugünkü konjonktür bir değil, nedeni de şu: Birincisi 2014 yılındaki belediye başkan adayı bir mahallemizden çıkmış adaydı. Orada büyümüş, oranın çocuğuydu. Mahalledeki insanları çok iyi tanıyan bir arkadaşımızdı. O mahalleden tulum oy aldı. Aslında oyumuzun olduğu bir mahalleydi. Orada çok ciddi bir yüzer gezer seçmenin oyunu topladı çıktı. Ee tabi biz bir bu bölgede başkan adayımızı değiştirmek zorunda kaldık. Öyle bir değişiklik oldu. O da bizi etkiledi. Dediğim gibi o konjonktürle bu konjonktür arasında ciddi bir fark var. Biz farkı kapatmak için mahallelerde ciddi stratejik hamleler yapıyoruz. Onlarla işbirlikleri yapıyoruz. Bunu yapmasak dahi şu an seçmenler zaten mevcut ekonomik kriz nedeniyle hükümetten uzaklaşıyor. İktidar bunu engellemek için türlü çeşitli yollara girdi. Örneğin tanzimler açtı. Halk bu devirde bu gibi şeyleri inandırıcı bulmuyor. Siz tanzim açıyor ve yarısına satıyorsunuz, birincisi pazar esnafını üzüyorsunuz. İkincisi 60 günlük bir süreç olduğunu söylüyorsunuz ancak sadece iki günde 400 bin liralık zarar ediliyor. E halk seçimin sonucunu düşünüyor. 60 günde olacak zararı düşünün. Halk şimdi “60 gün sonra bunun faturası bize mi kesilecek?” diye düşünüyor. Böyle suspanse edilmiş şeyler halkın iktidara inanmasını güçleştiriyor.

KRİZ SEÇİMİN SONUCUNU ETKİLEYECEK

- Şimdiye kadar yaptığınız çalışmalarda nasıl bir tablo ile karşılaştınız? Anketlerin iddia ettiği gibi bu seçimin sonucunu kriz mi belirleyecek?

Kriz seçim sonucunu etkileyecek. Ne olursa olsun yine AKP’ye oy verecek bir kesim var ancak bizim o aradaki kararsız ve oy vermeyecek kitleye ulaşmamız gerekiyor.

- AKP'nin tanzim noktalarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu Ankara ve İstanbul'da açmasını neye bağlıyorsunuz?

Kaybetme korkularına bağlıyorum.

BİZ BELEDİYEYİ ALDIĞIMIZDA UCUZ GIDA MERKEZLERİ KURACAĞIZ

- Halkta krizin gerçek sebebinin aslında AKP hükümeti olmadığı yönünde yaratılmak istenen algının etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Biz de halkın nabzını tutuyoruz. Gidip oradan alışveriş yapıyorlar. Bunun başka bir alternatifi yok. Bunun bir çözümü yok, bunu biliyorlar. Turfanda meyve ve sebze değil sadece patates de pahalı, ıspanak, soğan da pahalı. Üstelik insanların saatlerde kuyruk beklemelerine neden oluyorlar. Türkiye üretmeyen bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor.

Bizim bu işteki çözümüz böyle değildi. Biz kalıcı ve uzun bir çözüm planlamıştık. Belediyeyi aldığımızda burada gıda merkezleri ya da marketleri planlıyoruz. Halkı borçlandırarak, esnafı mağdur ederek değil aynı zamanda sadece 60 gün sürecek bir şey de yapmayacağız. Burada bir merkez oluşturarak buradaki pazarcının da marketçinin de gelip alışverişini yapacağı, üzerine kar koyarak satabileceği ve birinci elden temel gıda maddeleri olan süt, et, yumurta ve bazı tahıl ürünlerini alabilecekleri toplu satış merkezi yapmayı planlıyoruz. Bunun aslında çözümü budur.
Editör: Haber Merkezi