HABER MERKEZİ- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz" açıklamasının ardından, sorunun muhatabı "HDP mi, İmralı mı olacak" tartışmaları gündeme geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dahil birçok siyasi parti lideri bu konudaki görüşlerini açıklarken, gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelecek açıklamaya çevrildi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği New York'ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye'de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik" dedi.

"CHP ile HDP arasındaki Kürt sorunu tartışması, yeni ittifak mı?" sorusu üzerine Erdoğan şu yanıtı verdi:

''Bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır ve ittifak olarak da biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim şu anda kitabımızda birlik var, beraberlik var, kardeşlik var ve bununla da bu yolda devam ediyoruz. Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye'de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim."

HDP SÖZCÜSÜ GÜNAY: ÇÖZÜLEN KÜRT SORUNU DEĞİL, ÇÖZÜLEN SİZİN İKTİDARINIZ

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) bu açıklamaya yanıtı gecikmedi, parti sözcüsü Ebru Günay, ''Çözülen Kürt sorunu değil, çözülen sizin iktidarınızdır, kumpas davalarınız, tasfiye planlarınızdır" dedi.

Kürt sorununun, Türkiye'nin en büyük ve en temel sorunu olduğunu savunan Günay, toplumsal ve siyasal gelişmelerin bu gerçekliği her gün daha fazla açığa çıkardığını söyledi.

Günay, "Kürt sorunu temelde Türkiye'nin demokrasi sorunudur. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez, Türkiye demokratikleşmeden de Kürt sorunu çözülmez. Bu konuda bizim bakış açımız da rotamız da nettir" dedi.

Kürt sorunu ve muhataplık meselesi üzerinden Türkiye'yi tekrar çözümsüzlüğe mahkûm edecek negatif yaklaşımların geliştiğini savunan Günay, "Kürt halkının talepleri nettir, sorunun muhatapları bellidir, çözüm yolu açıktır" ifadesini kullandı.

HDP
Getty Images

Çözüm tartışmalarının ciddiyetle, geçmişten ders çıkarılarak ve yaşananları inkar etmeden yürütülmesi gerektiğini belirten Günay, Abdullah Öcalan'ın da demokratik ve barışçıl bir çözümün yerinin meclis olduğunu defalarca dile getirdiğini söyledi.

Kürt sorununun çok boyutlu, çok katmanlı, karmaşık ve artık uluslararası bir sorun olduğunu söyleyen Günay, çözüm için tüm taraflarıyla müzakere edilmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

"İmkan versinler bu sorunu bir haftada çözerim" diyen Sayın Öcalan gerçekliğini de görmezden gelme imkanı yoktur. Muhataplık tartışmaları bu yüzden kapanmıştır."

  • Sezgin Tanrıkulu
TWITTER
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu

SEZGİN TANRIKULU: KÜRT SORUNU YOKSA DEMİRTAŞ NEDEN HAPİSTE?

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da 'Kürt sorunu yoktur' sözünün sorunun ta kendisi olduğunu söyledi.

''Eğer Kürt sorunu yoksa Selahattin Demirtaş neden hapiste? Neden sayısız siyasetçi demir kapıların arkasında veya sürgünde? Erdoğan çözüm süreci boyunca sürekli inkârcılığa vurgu yapıyordu. Kürt sorununun bu hale gelmesinde inkârcı siyasetin ne kadar büyük etkisi olduğunu söylüyordu. Şimdi aynı şeyi kendisi yapıyor."

Tanrıkulu, yüz yıla yayılan ve AKP döneminde "hiç olmadığı kadar derinleşen" Kürt sorununu inkâr etmenin Türkiye'ye kötülük yapmak olduğunu, bunu söylemek için toplumla bağların kopmuş olduğunu ileri sürdü.

CHP'nin gerçekçi davranmak zorunda olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, şunları söyledi:

''Çünkü Türkiye'yi yönetmeye adayız ve bu ülkeyi yönetmek için sorunlarını yönetmek değil, sorunlarını sonlandırmak gerektiğini biliyoruz. Kürt sorunu vardır. Bu sorun tüm Türkiye'nin sorunudur. AKP bu sorunu derinleştirmiş ve ülkeyi hem toplumsal, hem siyasal hem de iktisadi açıdan krize sokmuştur ve biz bu sorunu çözmek zorundayız. Bunu da, tıpkı çözüm sürecinde söylediğimiz gibi TBMM zemininde, toplumsal mutabakatı sağlayarak çözebiliriz, çözmek de zorundayız."

FAZIL HÜSNÜ ERDEM: 'KÜRT SORUNU YOKTUR' DEMEK, İNSAN ZEKASIYLA DALGA GEÇMEKTİR

Çözüm sürecinde 'Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan ve 2015 seçimlerinde AKP Diyarbakır beşinci sıra adayı olan Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem' e göre Erdoğan'ı zor duruma düşüren, ittifak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları oldu.

''Bu durumda Erdoğan'ın karşısında iki seçenek bulunuyordu; ya Diyarbakır açıklamasının arkasında durup Bahçeli'yle iplerini koparacaktı, ya da MHP ile ittifakı bozmamak için 'Kürt sorunu yoktur' söylemine geri dönecekti. Erdoğan ikincisini tercih etti."

Sebep ne olursa olsun Erdoğan'ın söyleminin gerçekliği ifade etmediğini, bir soruna yok demekle o sorunun yok olmayacağının savunan Erdem şöyle devam etti:

"Eğitimin her aşamasında, kamu hizmetlerinin sunumunda Kürtçenin kullanılmadığı, Kürtlerin iradesini hiçe sayıp seçtiği meşru belediye başkanlarının yerine kayyumların atandığı, Kürtlerin önemli bir kısmının siyasi temsilcisi olan HDP'nin şeytanlaştırıldığı ve kapatılmaya çalışıldığı, Türkiye'nin batı illerinde yaşayan ya da geçici olarak çalışmak amacıyla bu illerde bulunan Kürtlere yönelik saldırıların devam ettiği ve kamusal yaşamın her alanında ayrımcı muamelenin sürdürüldüğü bir ortamda 'Kürt sorunu yoktur' demek, insan zekâsıyla dalga geçmek demektir."

VAHAP COŞKUN: KÜRT MESELESİNİ ÇÖZDÜK DEMEKLE SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun ise Devlet Bahçeli'nin tartışmalara çektiği sert çizgilerle iktidarın hareket alanını daralttığını söylüyor.

''Kürt meselesi elbette ki var. Türkiye'nin içerdeki ve dışardaki sorunları çok yakından Kürt meselesiyle bağıntılı. Irak ve Suriye'deki askeri operasyonlar, içerde kayyum uygulamaları gibi şeyler Kürt meselesinden bağımsız değil."

Coşkun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının tamamına bakıldığında, muhataplık konusunda çözümün adresi olarak kendisini gördüğünü, hem Bahçeli'yi hem de Kürt seçmeni dengede tutan bir yaklaşım sergilediğini belirtiyor.

Sosyolojik olarak Kürt meselesinin var olduğunu söyleyen Coşkun, bu sorunun giderek daha uluslararası bir boyuta vardığını, bu nedenle Türkiye'nin iç ve dış politikasını daha çok etkilediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanının "çözdüm" dediği Kürt meselesini nasıl tanımladığıyla ilgili olduğunu ifade eden Coşkun şöyle devam etti:

'''Kürtler OHAL'i kaldırın dedi, kaldırdık' diyor. Onun perspektifine göre sorunu çerçevesini bu şekilde koyarsanız sorun çözülmüş gibi görünse de siyasal alana baktığımızda eşit vatandaşlık, Kürtçenin kamusal alanda kullanımı, yönetimde daha fazla söz sahibi olma talepleri güncelliğini koruyor ve bunlara yanıt olacak siyasi çözüm hala oluşturulabilmiş değil."

PKK gibi silahlı bir yapının Kürt meselesinden bağımsız olmadığını vurgulayan Vahap Coşkun, örgütün silahsızlandırılmasının Türkiye'nin iç ve dış siyasi istikrarını çok yakından ilgilendiren bir konu olduğunun altını çizdi.

''Kürt meselesini çözdük demekle sorunlar çözülmez. Her şey ortada. Bu nedenle sorunun bütün boylarını gözeten bir siyaset lazım."

Bu açıklamaların AKP tabanındaki Kürt seçmeni etkileyeceğini de söyleyen Coşkun şöyle devam etti:

''Geçmiş dönemde AK Parti seçmeni rahatsızlık duysa da kendine adres bulamıyordu. Şimdi ise farklı siyasi partiler var. Bu da AK Parti'nin bölgedeki desteğini zayıflatan bir faktör olarak iş görüyor."

kaynak: Cumhuriyet BBC Türkçe

Editör: Haber Merkezi