DÜNYA-68’nci Berlinale dünyanın birçok ülkesinden birbirinden farklı ve özgün film gösterimleriyle devam ediyor. Festival bir haftayı geride bırakırken, ‘Altın Ayı’ ödülü için yarışan birçok film de gösterildi. Bunlardan ikisi de biyografi filmleri

sta yönetmen Wes Anderson’un “İsle Of Dog” filmiyle kapılarını açan 68’nci Uluslararası Berlin Film Festivali (Berlinale), dünyanın birçok ülkesinden birbirinden farkı ve özgün film gösterimleriyle devam ediyor. Toplam 385 filmin gösterildiği festivalde, “Altın Ayı” ödülü için toplam 19 film yarışıyor. Festival 8’inci gününü geride bırakırken, gösterilen filmler arasında başta eleştirmenler olmak üzere seyircinin beğenisini toplayan filmler oldukça fazla. Özellikle bu yılki festivalin temalarından biri olan biyografi konulu filmler, bu konuda oldukça iddialı görünüyor. Bunlardan Guv Van Sant’ın “Don’t Worry, He Won’t Get Far On Foot” (Merak Etme, Yürüyerek Çok Uzaklaşamayacaktır) ve Rus yönetmen Alexey German Jr’in çektiği “Dovlatov” isimli film.

Bu kaza dönüm noktası oluyor

Sinema dünyasının önemli yönetmenlerinden Guv Van Sant’ın “Don’t Worry, He Won’t Get Far On Foot filmi, Berlinale’de yarışan 19 film arasında. Başta Cannes olmak üzere birçok uluslararası festivalde ödül alan yönetmen, bu filmde de oldukça iddialı görünüyor. Sosyal, alt kimlik sorunlarının irdelendiği filmde, bir biyografi üzerinde gelişiyor. Gerçek hayattan bir uyarlama olan film, 1951’de doğan ve 2010’da hayatını kaybeden elleri ve ayakları felç olan karikatürist John Callahan’ın hayatını anlatıyor. John Callahan, aynı zamanda yönetmen Van Sant’ın da arkadaşı. Alkolik bir yaşantı süren John, 21 yaşındayken gelen bir parti teklifini reddetmeyerek katılır. Ancak aldığı aşırı alkol etkisiyle bir arkadaşıyla dönüşte trafik kazası geçirir ve gözlerini birkaç gün sonra hastanede açar. Bu kaza onun hayatının başlangıcı olur. Kuşkusuz bu öyle kolay olmuyor, büyük iniş çıkışlı süreç, John Callahan’ın iradeli ve inançlı bakış açısı onun bu yolda başarılı bir karikatür olmasını sağlıyor. İşte yönetmen Gus Van Sant, filminde bu başarılı hikâyeyi beyaz perdeye aktararak, inanılmaz şeylerin nasıl başarıldığının gösteriyor.

Seyirciye iradenin zaferini gösteriyor

İrade, inanç ve dramın komediyle vücut bulduğu filmde, seyirciye iradenin zaferini gösteriyor. Dramın yanında John Callahan’ı canlandıran başarılı oyuncu Joaquin Phoenix’ın esprili ve eğlenceli performansı filme farklı bir anlam katıyor. Aşk, dram ve komedinin iç içe olduğu film, yönetmen hayatımızın gerçekliğine de dikkat çekiyor. Film sadece Berlinale’nin en iddialı filmleri arasında yer almıyor, 2018 yılının da en önemli filmleri arasında olması bekleniyor. Bu yılki Berlinale’de mutlaka bir ödül alacağı kesin gözüyle bakıldığı filmde rol alan Joaquin Phoenix’ın üstün performansının ise “En İyi Erkek Oyuncu” dalında oyuncuya ödül getirmesi şans olmaz.

Davlatov’un 6 günü

Diğer bir biyografi yapıtı ise Rus yönetmen Alexey German Jr’in çektiği “Dovlatov” isimli filmi. İsminden de anlaşıldığı gibi film, Rus yazar Sergei Dovlatov’un hayatını anlatıyor. Yazarın 6 gününün irdelendiği film, klasik bir biyografi yapıtı. Film, 1970’lerde yazarın yaşadığı sorunlar, kasvetli bir sistemin içerisinde yol bulamamasını anlatıyor. Çalıştığı gazetede yaşadığı sorunlar, yazdığı öykülerin basılmaması ve yaşadığı sorunlar 6 günde anlatılmış. Sovyet sinemasının genel karakterine uyan film, gerek kamere çekimleri gerek ise hikâyenin kurgusuyla oldukça başarılı bir şekilde işlenmiş. Bir eleştiri olan film “Dovlotav” baskı, sansür ve yasakları irdeliyor. Dönemin Sovyet istihbaratına da bu uygulamalardan sert eleştirilerde bulunuyor. Filmde Milan Maric, Daniala Kozlovsky ve Helana Sujecka gibi oyuncular da rol alıyor.
Editör: Haber Merkezi