IĞDIR - Yerine kayyum atanan DBP’li Tuzluca Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Gültekin, kayyumların “Çöktürme Planı”nın bir parçası olduğunu ifade etti. “Kayyumlar özgürlük mücadelesini tasfiye etme çabasıydı” diyen Gültekin, halkın belediyelerini kayyumdan mutlaka geri alacağını söyledi.
DBP’li Tuzluca Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Gültekin MEZOPOTAMYA AJANSINA konuştu 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 102 belediye kazanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP)  elindeki belediyelerin sayısı daha sonra 4 belediyenin de DBP’ye geçmesi ile 106’ya çıktı. Ancak bu belediyelerden son olarak Adıyaman merkeze bağlı Kömür Beldesi Belediyesi’ne de kayyum atanması ile birlikte bugüne kadar 97’sine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atandı. Bakanlığın 11 Eylül 2016’da başladığı kayyum atamaları ile Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerinin aynı sıra Hakkari, Siirt, Şırnak ve Batman il belediye başkanlıkları görevden alındı. Belediye başkanlarının yerine vali ya da vali yardımcıları kayyum olarak atandı.


Bakanlık tarafından 11 Eylül 2016 tarihinde yerine kayyum atanan Iğdır’ın Tuzluca ilçesinin Demokratik Bölgeler Partili (DBP) Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Gültekin, yaklaşan yerel seçimler öncesi kayyumları ve pratiklerini değerlendirdi. Atanan kayyumların halkta herhangi bir karşılıklarının olmadığını söyleyen Gültekin, “Kayyum politikası, Kürt halkına yönelik bir imha, korkutma ve sindirme hareketinin parçasıdır” dedi.


ÇÖKTÜRME PLANI’NIN BİR PARÇASI 


Yerel yönetimlerin demokratik siyaset ve Kürt halkı açısından önemli kazanımlar olduğunun altını çizen Gültekin, 2014 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karara bağlanan “Çöktürme Planı”na değindi. DBP’li seçilmiş belediye eşbaşkanlarına kayyum atamalarının Çöktürme Planı’nın bir parçası olduğunu söyleyen Gültekin, amacı ise şöyle ifade etti: “Bir bütün olarak özgürlük hareketini tasfiye etme çabasıydı. Demokratik siyaseti terörize ederek, halk ile olan bağlarımızı bitirmek istediler. Bu sadece belediyelerimize yönelik bir operasyon değildi, bir bütün olarak Kürt halkına yönelik bir imha, korkutma ve sindirme hareketinin bir parçasıydı.”


‘KENTİ DEMOKRATİK SİYASET TEMELİNDE YÖNETTİK’


Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde DBP olarak kazandıkları Tuzluca Belediyesi’nde görevi devraldıkları zaman öncelikli olarak ilk görevlerinin, kenti demokratik siyaset temelinde yönetmek olduğunu söyleyen Gültekin, “Tuzluca ilçesi, Kürt ve Azeri halklarının barış ve eşitlik temelinde yaşadığı çok kültürlü ve dilli bir yerdir. Yıllardır sistemin uyguladığı, halkları ayrıştıran ve düşmanlaştıran politikalar halklar arasında bir ayrışmaya neden olmuştu. Hedefimiz, Tuzluca ilçesini barışın ve kardeşliğin kenti haline getirmekti. Halklar arasındaki sorunları bitirerek, sorunun eşitlik ve özgürlük sorunu olduğunu anlatmaya çalıştık. Eşitlik ve özgürlük sorunun sadece Kürtlere has bir sorun olmadığını her defasında halkımıza anlattık. Sistem tarafından tüm inkar edilen kesimler ile tartışmalar yürüttük” diye konuştu.


‘HALK, BELEDİYENİN DOĞAL MECLİSİYDİ’


Gültekin, görevde kaldıkları 1,5 yıl içerisinde başladıkları her proje ve sunacakları hizmette mutlaka halka danıştıklarını da ifade etti. “Halk, bir nevi belediyemizin doğal meclisiydi” diyen Gültekin, görevde kaldıkları süre boyunca yaptıkları hizmetleri ise şöyle sıraladı:


“Göreve geldiğimizin ilk yılının sonlarına doğru Kobanê Direnişi oldu. Belediyemizin o ara bir park çalışması vardı. Muhtelif isimlerden de halktan da park için isim önerileri aldık. Kobanê Direnişi öyle bir karşılık buldu ki, toplumda bütün ilçe ağız birliği yapmış gibi 'Buraya Kobanê Parkı yapalım' dediler. Biz de halkımızın bu haklı talebini karşılıksız bırakmayarak parkın ismini Kobanê Parkı yaptık. Kent merkezinde belediyeye ait bir yeri istimlâk ederek parkın içerisine ‘Barış ve Kardeşlik’ heykeli yaptık. Bir Kürt ve Azeri kadınının yöresel kıyafetleri içerisinde el ele bir meşaleyi havaya kaldırmasını sembolize eden, altına hem Türkçe hem Kürtçe isminin yazdığı bir heykel yaptık. Halkta karşılığı olan bir heykeldi. Kayyum o anıtı yıkarak bu imha konseptini devreye soktu. Yine aşure törenleri için özellikle Caferi inancını benimseyen Azeri halkımız için bir alan belirledik. Bu alanı da ‘Kerbela Alanı’ ilan eden meclis kararı aldık. Zalimlere karşı her zaman direnişin adı olan Kerbela’yı unutturmamak için ama bunu bize yaptırmadılar. Belediyemize yönelik tutuklamalardan dolayı bu projemiz yarım kaldı. Tuzluca ilçesinde şehir içi ulaşım hiç yoktu. İlçe halkı tarafından kurulan bir kooperatif ile şehir içi dolmuş hatlarımızı kurduk. Şu anda bile halen devam ediyor. Altyapımız çökmüş durumdaydı. Bunların hepsini ele aldık. Bütün şehri baştan aşağıya revize ederek yeniden ilçe halkının rahat edebilmesi için onların hizmetine sunduk.”


ANIT YIKILDI, PARK İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ, ERMENİCE YAZILAR SÖKÜLDÜ


Yurttaş ve kent odaklı belediye politikalarını sürdürmeye devam ederken 9 Ekim 2015 tarihinde asılsız suçlamalar sonucu Iğdır Belediyesi Eşbaşkanı Şaziye Önder ve diğer partili arkadaşları ile birlikte tutuklandığını hatırlatan Gültekin, tutuklandıktan sonra görevden uzaklaştırıldığını, ardından ise 11 Eylül 2016 tarihinde yerine kayyum atandığını hatırlattı.


Seçilmiş siyasetçilerin yerine kayyumların atanmasını “Halkın iradesini gasp etmek” olarak tanımlayan Gültekin, belediyelerine atanan kayyumun ilk icraatının yaptıkları “Barış ve Kardeşlik” heykelini yıktırmak olduğuna değindi. Gültekin, “Amaçları oraya düzenleme yapmak değildi. Barış ve Kardeşlik heykeliydi dertleri. Tuzluca ilçesinin girişine üç dilli ‘Hoş geldiniz’ yazısı vardı. Kürtçe, Türkçe ve Ermenice dilleri ile yazmıştık. Ermenice yazıyı da söktüler. Kobanê Parkı’mızın ismini '15 Temmuz Şehitler Parkı' olarak değiştirdiler. Belediye Meclisi’nde karar aldığımız hiçbir projeyi kayyum hayata geçirmek için çalışmadı. Kayyumun halkta da hiçbir karşılığı yok. Halkın belediye ile bağı şuan sıfırdır. Çok zaruri olmadıkça Tuzluca halkı belediyeye bile gidip gelmiyor” dedi.


'KAYYUMLAR AKP'Lİ BELEDİYELERE BAĞLI ÇALIŞIYOR'


Görevde oldukları sırada yaptıkları bütün planlama ve başvuruların şuan askıya alınarak bekletildiğini dile getiren Gültekin, atanan kayyumların AKP’li büyükşehir belediyelerine bağlı çalıştıklarını, Tuzluca Belediyesi’nin de Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlandığını kaydetti.


Gültekin, bu duruma dair “Tuzluca'da 10 kilometrelik bir asfalt yapıldığı zaman Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketler gelip yapıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen gelen yandaş büyük firmalar yapıyor bütün işleri. Tuzluca ilçesinin çöp konteynırları zaten mevcuttu ama Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden çöp konteynırları geldi. Şuan yandaş olan büyük şirketleri beslemekten başka bir şey yapılmıyor. İlçenin bütün sorunları olduğu gibi duruyor. Kayyum sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetleri ile ufak tefek göz boyama hizmetleri yaptı. İlçenin içme suyu sorunu halen çözülmüş değil. Eğer yerimizi kayyumlar gasp etmeseydi, biz su sorununu çoktan halledip, halkımızın hizmetine sunmuştuk” diye konuştu.


‘HAKLIYIZ VE KAZANACAĞIZ’


Kayyumların halktan olmadığına dikkat çekerek, “Onlar devletin emir kulu, memurudur. Kim emir ederse onun emrini yerine getirmeye çalışırlar” diyen Gültekin, önümüzdeki yerel seçimlerde halkın el koyulan belediyelerini mutlaka kayyumlardan geri alacağını söyledi. Gültekin, “Uğraşımız da mücadelemiz de bu yöndedir. Hiçbir tutuklama, baskı, sürgün, görevden alma ve kayyum ataması bizi asla bundan alıkoyamayacaktır. Haklı talebimizde ısrar etmeye devam edeceğiz. Biz haklıyız ve kazanacağız” dedi.
Editör: Haber Merkezi