İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Düşünce ve Kuram dergisi Demokratik Modernite’nin, “Ahlak, Hukuk ve Kürtler” başlığını taşıyan 30’uncu sayısı çıktı.

Üç aylık çıkan düşünce ve kuram dergisi Demokratik Modernite Dergisi’nin yeni sayısı çıktı. Ocak, Şubat, Mart aylarını kapsayan 30’uncu sayı “Ahlak, Hukuk ve Kürtler” başlığıyla raflardaki yerini adı.


Derginin 30’uncu sayısında şu yazar ve yazıları yer alıyor:


Ali Fırat: Evrensel Hukuk İçinde Demokratik Anayasa İttifakı

Zeki Bayhan: Kürt Kültüründe Ahlaki Politik Direniş ve Zerdüşt’ün Sesi Üzerine

Engin Elbistanlı: Cumhuriyet, Şark Islahat Planı ve Kürtler

Nesrin Akgül: Antigone’nin Ahlakı mı, Hammurabi’nin Yasaları mı?

Sonay Başaran: Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkında Kürtler

Çetin Arkaş: Devlet Hukuku, Ahlak ve Politik Olmak; Kürtlerin İktidarla İmtihanı!

Demir Çelik: AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Kürt Sorunu

Aysun Genç: Kürtler Kültürleriyle Var oldular. Ama...

Gökhan Polat: Ahlak, Politika Oluşum İlişkisi ve Çelişkisi

Çiğdem Ertak: BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çekinceler ve Kürt Çocuk Hakları

Hasan Ali: Soykırıma Verilecek En İyi Cevap; Demokratikleşme Stratejisidir

Savaş Dede: Lozan ve Kemalizm’in Anlayışında Kürtler

Selami Bulut: 1921 Anayasasında Kürtler

Av. Ayşe Acinikli: 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında Kürtlerin Hukuk Dışına İtilişi

Kazım Bayraktar: Söz Konusu Kürtlerse Hukuk Teferruattır

Ruşen Seydaoğlu: Kadın Eksenli Demokratik Ulus Hukuku Ne Vadediyor?

Ahmet Çiçek: Anayasal Yurtseverlik.


‘SORUNLARIN KAYNAĞI TEKÇİLİK’


Derginin editörleri tarafından paylaşılan tanıtım yazısında ise “Kuzey Kürdistan’da 1921 Koçgiri’yle başlayan ve 1938 Dersim ‘Tertelesiyle’ soykırım düzeyine ulaşan katliamlar gerçekleşmiş ve ardından kültürel asimilasyon (etnosid) yaşamın her alanında uygulanageldi. Kürt toplumun ahlaki ve kültürel değerlerine saldırı yoğunlaştırıldı, etno dinsel arındırma programları ile ‘Türkleştirme’, ‘Araplaştırma’, ‘Farslaştırma’ siyaseti uygulandı. Bu siyaset doğrultusunda milyonlarca Kürt Türkleştirilmiş, Araplaştırılmış, Farslaştırılmış ve kendi kültürel değerlerinden utanır hale getirilmiştir. Kuşkusuz ulus-devlet yapısının aşılması, tek tip ulusun anlayışının da aşılması anlamına gelir. Bir etnisite ya da ulusu esas alan hukuki mevzuat, onun devletini inşa etmesi anlamına gelmemektir. Tüm sorunların kaynağında tekçilik bulunmaktadır. Hâlbuki demokratik ulus paradigması farklılıkları tarif etmez, zenginlik olarak görür, çokluk içinde birlikte yaşamayı esas alır ve bunlara göre bir anayasayı hedefler” ifadelerine yer verildi.

(MA)

Editör: Haber Merkezi