DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; 2 Mart 1994'te DEP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını sivil darbe olarak tanımlayan Selim Sadak, durumun Kürt sorunundaki çözümsüzlükten kaynaklandığına dikkat çekerek, sivil darbenin hala devam ettiğini söyledi.
Demokrasi Partisi'nin (DEP) milletvekillerinin 2 Mart 1994 tarihinde gözaltına alınıp tutuklanmasının üzerinden 25 yıl geçti. O dönem tutuklanan ve 9 Haziran 2004'te serbest bırakılan isimlerden Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanlık Divan Üyesi Selim Sadak, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.


'GERİ ADIM ATMADIK'


Kürt siyasi mücadele tarihinde 2 Mart 1994'ün çok önemli bir gün olduğunu vurgulayan Sadak, Kürt halkına yönelik yapılan her türlü katliamlara rağmen Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi için çaba harcadıklarını ancak hükümetin çözüm yerine siyasetçilere baskı yapmaya başladığını hatırlattı. O dönem yaşananlara dikkat çeken Sadak, bu politikalar sonucunda da DEP Milletvekili Mehmet Sincar'ın suikast sonucu öldürüldüğünü söyledi.


'SİVİL DARBEYDİ'


Yapılan baskı ve şiddet politikalarıyla birlikte 2 Mart 1994'te TBMM'de dokunulmazlıklarının kaldırıldığını aktaran Sadak, Meclis'te dokunulmazlıklarının kaldırıldığı günü ise şöyle anlattı: "O gün parlamentoya gittik. Baktık, dokunulmazlıkların kaldırılması için parlamento ciddi ciddi hazırlanmış. Bizleri, gözden çıkardıklarını gördük. Ben de içinde olmak üzere 8 vekilin dokunulmazlığın kaldırılması Meclis'e gelmişti. O gün kürsüye çıkarak konuşmalar yaptık. Ben de kürsüye çıktım ancak  dokunulmazlığımın kaldırılması için değil. Halk da biz de onursuz bir duruşu kabul etmeyeceğiz. Biz haklıyız, davamızın takipçisiyiz. Halkımızla birlikteyiz, diyerek kürsüden inmiştim."


'YAKA PAÇA GÖZALTINA ALINDI'


Meclis'te o gün vekillerin gözaltına alınma şekline de dikkat çeken Sadak, "Parlamento'da kalma kararı aldık. Sayın Dicle ile Doğan'ın dokunulmazlıkları bizden önceden kaldırıldı. O gün Meclis, iftar saati olmasından kaynaklı ara verdi. Biz de meclisten çıkmama kararı aldık. Fakat bizden habersiz bir şekilde Hatip Dicle çıkmıştı. Sayın Dicle, yolda gözaltına alındı. Ancak, bizim haberimiz yoktu. Dicle'nin gözaltına alınmasını basından duyduk. Doğan'ı da parlamento kapısında, polisler arabadan çıkararak, yaka paça gözaltına aldı. Bundan sonra da dokunulmazlıklarımız teker teker kaldırıldı" diye belirtti.


'DARBE DEVAM EDİYOR'


Kürt siyasetçilerine dönük baskıların hiçbir zaman değişmediğini vurgulayan Sadak, HDP'li vekillerin 4 Kasım 2016'da da gözaltına alındığını hatırlatarak,"Bizim gözaltına alınmamız birinci sivil darbeydi, HDP'lilerin de alınması ikinci sivil bir darbeydi. Ve darbe hala devam ediyor" ifadesinde bulundu.  Türkiye'deki antidemokratik uygulamalarının sebebinin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün olduğunu belirten Sadak, Türkiye'nin demokratikleşmesi için ise Kürt sorununu çözmesi gerektiğini ve muhalefettin siyasi yetersizliğinden kaynaklı da AKP'nin ömrünün uzadığını söyledi.


'ERDOĞAN'I KİM KURTARACAK'


Kürt sorunun çözümü konusunda hükümete uyarılarda bulunan Sadak, "Yanlışları tekrarlamaktan vazgeçsinler. Yanlışta ısrar etmek hem kendilerine hem ülkeye zarar veriyor. Kürt sorunun çözümü karşısında direnenler bugün tarihe karıştı, esameleri okunmuyor. Hem sivil hem de askeri darbecileri, halk artık sahiplenmiyor. Darbeci Kenan Evren'in cenazesine kaç kişi katıldı ve sahiplendi? 28 Mart darbecileri kim sahip çıkıyor? 2 Mart darbesinin kahramanı Tansu Çiller'in varlığından kim bahsediyor? En kısa zamanda Türkiye değişecek, dönüşecek. Halklar, bu katliamcı ve antidemokratik uygulamaları mahkum edecek. Erdoğan'ı kim kurtaracak peki?" diye sordu.


'HER İKİ DARBE DE DEMOKRASİ KATİLİDİR'


Türkiye'de artık ne askeri ne de sivil darbelerin birbirinden bir farkının olmadığını vurgulayan Sadak, "Her iki darbe de demokrasi katilidir" diye konuştu. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini vurgulayan Sadak, bu durumun da Türkiye'nin çıkarına olacağını ifade etti.


MA / Mehmet Şah Oruç - Özgür Paksoy
Editör: Haber Merkezi