BİNGÖL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;  Bingöl’de gerçekleştirilen “fuhuş ve şantaj operasyonu”nda gözaltına alınanların arasında iktidara yakın isimlerin olmasının, yaşananların iktidardan bağımsız olmadığını gösterdiğini belirten JINNEWS'e konuşan DİK üyesi Hatice Kavran, “Çünkü bu suçları işleyenlerin bu gücü bir yerden almaları gerekiyor. Aksi halde kendilerine bu kadar geniş alan bulamazlar” dedi.


Bingöl Valiliği tarafından 25 Haziran’da “Son çekim operasyonu” olarak duyurulan, “fuhuş ve şantaja” yönelik gerçekleştirildiği belirten operasyon kapsamında aralarında Bingöl Belediyesi eski Başkan Yardımcısı, uzman çavuş ve korucunun bulunduğu 31 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 6’sı serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 25 kişiden 10’u tutuklandı. 15 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve dosyaya “gizlilik” kararı getirildi.


Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre 2016 yılından bu yana şebekenin var olduğu ve kimlerden oluştuğu bilinmesine rağmen herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Gözaltına alınan kişilerin evlerinde el bombası ve silahların da ele geçirildiği gelen bilgiler arasında. Konuya ilişkin konuşan Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Hatice Kavran, operasyonu her türlü ahlaksızlığın devlet eliyle kanıtlanması olarak nitelendirerek, halkın sorumlulardan hesap beklediğini söyledi.


‘Sorumlular birileri tarafından korundu’


Operasyonun Bingöl’ün gündemine oturan ve adli bir sorun olmaktan çok ahlaksız, toplumun sinir uçlarına dokunan bir olay olduğunu belirten Hatice, 2016 yılından bu yana şebekenin var olduğu, kimlerden oluştuğunun bilinmesine rağmen herhangi bir soruşturma başlatılmadığını dile getirdi. Hatice, “Birkaç yıl önce fuhuş pazarlığının yapıldığı işyerinde çalışan garsonun görüntüleri emniyete vermesinden sonra suçluların üstüne gitmek yerine, çeteye bilgi verilerek garsonun işine son verilmesi sağlanmıştır. Fuhuş, tehdit, şantaj gibi bir durumun bu operasyonla gündeme gelmesi yeni ya da bireysel bir şey değildir. Şimdiye kadar Bingöl halkı arasında gündem olmayışının asıl sebebi böylesi bir durumun sorumlularının birileri tarafından korunuyor olmasıdır” dedi.


‘Devlet gücünü arkasına alan isimler var’


Tutuklananların aynı siyasi düşünceden kişilerin olmasına dikkat çeken Hatice, söz konusu kişilerin devletin gücünü arkalarına alan isimler olduğunu kaydetti. Hatice, şöyle devam etti: “Tutuklananların aynı siyasi düşünceden kişilerin olması, bu operasyona kadar herhangi bir işlem yapılmamış olsa da siyasetin ötesinde ahlaki bir sorundur. Arkalarına devletin gücünü aldıklarını düşünenler hele de ahlaktan yoksun kişiler ise şaşırmamak gerekiyor. ‘Ben ceketimi burada görevlendirirsem halk onay verir’ düşüncesiyle ehil olmayan insanlar birtakım mevkilere getirilince kötü niyetli olmasalar da bu çarkın dişlileri arasında o kalıplara uygun hale getiriliyorlar. Sonuç olarak bir şekilde birbirilerini koruyarak böylesi ahlak dışı durumların yaşanmasına onay veriliyor.  Çünkü ‘balık baştan kokar’ deyimine uygu bir durum söz konusudur. Cumhuriyet tarihi boyunca son birkaç yıl içerisinde yaşanan ahlaksızlık, bütün sümenaltı çabalara rağmen hiçbir zaman böylesi gündeme gelmemiştir.”


‘Bingöl’ün toplumsal ve kültürel değerleri hedef alınmıştır’


Bingöl’de böyle bir fuhuş ve şantaj çetesinin ortaya çıkmasının tesadüf olmadığının altını çizen Hatice, olayın iktidar güçlerinden bağımsız olmadığına dikkat çekti. Yaşanan olayın Bingöl’ün toplumsal, sosyolojik, inanç ve kültürel değerlerine saldırı olduğunu dile getiren Hatice, “Bingöl gibi mütedeyyin halkı olan bir şehrin yolsuzlukla, çetecilikle, şantajla son olarak örgütlü bir fuhuş çetesiyle gündeme gelmesi, buradaki iktidar güçlerinden bağımsız değildir. Çünkü bu suçları işleyenlerin bu gücü bir yerden almaları gerekiyor. Aksi halde kendilerine bu kadar geniş alan bulamazlardı. Bingöl küçük bir şehirdir, herkes bir şekilde akraba ya da tanıştır. Faklı düşünceler de olsalar bile birtakım değerler sayesinde bir aradalar. Halkı birbirine sorumlu kılan bu değerlerin yıkılması için negatif eğilimli olan insanların eli ile böylesi suçlarla toplumun sosyolojik yapısı, toplumun inançları, kültürü ve ahlakı hedeflenmiştir” ifadelerini kullandı.


‘Akıllarda cevaplanması beklenen sorular var’


“Bu çete her türlü ahlaksızlığı yıllarca nasıl sürdürdü? Failleri kimler korudu? İlin emniyeti neden bunca zaman bekledi? Dosyaya gizlilik kararı getirilerek ne gizleniyor? Başka üst düzey kişilerin bu suç örgütlerinde rolü var mı? Neden olayın üzerine gitmek yerine üstü kapatılmaya çalışılıyor?” sorularını soran Hatice, bunca zaman emniyet tarafından takibe alınan bu örgütle beraber bazı suçsuz insanların da gözaltına alınmasıyla mağduriyet yaratıldığını kaydetti. “Bu mağduriyetin giderilmesi için resmi makamlar açıklama yapmış mı? Bingöl’de her konu için hutbe okuyan cami imamlarının konu ile ilgili hutbeleri oldu mu? Küçük yaştaki kız çocuklarının futbol oynamalarını protesto edenler bu durum için de eylem yaptılar mı?” sorularıyla devam eden Hatice, caydırıcı cezalar verilmemesi halinde suç örgütlerinin devam edeceği uyarısında bulundu.


Hatice son olarak ise, “Ne ahlaki ne insani ne de İslami ve vicdani olarak kabul edilmeyen bu durum aydınlatılmalıdır. Bingöl halkı sorumlulardan hesap sorulmasını bekliyor” diye belirtti.
Editör: Haber Merkezi