ELLERİNİZİ TANIYORUM ellerinizi tanıyorum bayım! daha önce görmüştüm gözbağı aralığımdan elleriniz kan elleriniz ihanet elleriniz kin, ceset. .

ELLERİNİZİ TANIYORUM

ellerinizi tanıyorum bayım!
daha önce görmüştüm
gözbağı aralığımdan
elleriniz kan
elleriniz ihanet
elleriniz kin, ceset...
ellerinizi tanırım bayım!
Diyarbakır’dan, Mamak’tan
Dersim’den, Sivas’tan, Maraş’tan
elleriniz yağlı urgan
elleriniz ateş
elleriniz zebani çatalı
Taksim’de görmüştüm bluğ çağımda
saplanırken buğday başaklarına
yıl ikibinonüç
gene rastladım size Gezi Parkı’nda
satır olmuştu elleriniz
kıymak için taze fidanlara
ve elleriniz hep aynı bayım
kan, kin, ihanet, ceset...

yıl ikibinondört
teknoloji olmuştu elleriniz
yok ediyor doğayı insanı bir tuşla
Roboski'de gördüm f-4 olmuştu elleriniz
bomba kusmak için Kürt çocuklara
ellerinizi tanıyorum bayım
elleriniz roket
elleriniz siyanür
elleriniz bomba!..

yıl ikibinonbeş
Buğday biçimi temmuz'da
Suruç'da dolaşıyormuş cellat
kara sakallı, kara cübbeli
duymuş ki, zeytin taşıyor barış güvercinleri
yaşları onyedi ile yirmiyedi
hepsi dünya güzeli
ellerinde oyuncak çıkmışlar yola
mutlu etmek için savaş mağduru bebeleri
düşmüşler pusuya Şanlı bir şehrin sınırında
ve eller gene yatmış pusuya
açamadan barış gülleri
vurulmuş bir bir tomurcuk gülleri
ellerinizi tanıyorum bayım!
daha önce görmüştüm
gözbağı aralığımdan
şimdi gene rastladım size
Kobani'de, Suruç'da
elleriniz kan
elleriniz kin
elleriniz kurşun
elleriniz bomba!..

''Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı!!''
diye yazıyor gazeteler
Ankara Garı önünde bir ekim mevsiminde
kıydınız buğday tanelerimize
kara bir tarihin kara yüzlü cellatlarıydınız
kelimeler kifayetsiz kaldı canavarlığınızı tarif etmeye!
elleriniz hep aynı bayım
asırlar geçse de üstünden
kan içiyor bedenlerimizden
ellerinizi tanıyorum bayım
daha önce görmüştüm gözbağı aralığımdan
elleriniz kan
elleriniz kin
elleriniz ateş
elleriniz satır
elleriniz yağlı urgan
elleriniz bomba!..
Ve elleriniz çok kirli bayım
paklanamaz zemzem suyuyla...