VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: 40 yılını Kürt siyasetine adadı. KESK ve Kürt siyasi geleneğini temsil eden tüm siyasi partilerde çalıştı. 2007'de İstanbul'da vekil adayıyken partisi için adaylıktan çekildi. Geçen yıl yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı seçildikten sonra yerine kayyım atandı. Şimdilerde HDP"de siyasi mücadelesini sürdüren Mustafa Avcı, deneyimli Kürt Gazeteci Oktay Candemir'e konuştu.

RÖPORTAJ: OKTAY CANDEMİR

gundemanaliz’e konuşan Mustafa Avcı  çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eş başkanı Mustafa Avcı,  hükümetin kayyım atamalarıyla suçüstü yakalandığını belirterek, “ Belediye meclislerinin fiilen feshedilmesiyle birçok şeyin kamuoyundan kaçırıldığına dair ciddi kuşkularımız var. Kayyum atanmış belediyelerin çoğu usulsüzlük, yolsuzluk, kayırmacılık ile gündeme gelmekte ve basında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir yıl geçti. HDP’li belediyelerin neredeyse tamamına kayyım atandı.

HDP, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimini Van’da büyük bir farkla kazandı. Van Büyükşehir Belediye Eş başkanı olarak seçimleri kazanan Bedia Özgökçe Ertan, Mustafa Avcı ve ilçe belediye eş başkanlarına 19 Ağustos 2019’da kayyım atandı. Çaldıran, Edremit ve Tuşba ilçelerinde seçimlerin hemen ardından KHK’lı adayları gerekçe gösteren İçişleri Bakanlığı ve YSK, AKP’li adaylara mazbata verdi.

Kayyım atamaları ve ardından Van’da yaşananları kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eş başkanı Mustafa Avcı’ya sorduk.

Bu Pazar yerel seçim yapılırsa sizce nasıl bir sonuç ortaya çıkar?

  • 31 Mart 2019 da yapılan yerel yönetimler seçimlerine türlü baskı, tutuklama ve eşit olmayan şartlara rağmen büyük bir başarı göstererek halkın yerelde temsili için göreve seçildik. Alınan sonuçlarla merkezci, iktidarcı zihniyete büyük bir ders verildi. Ancak çok kısa bir süre sonra 19 Ağustos 2019 tarihinde başlayıp devam eden yeniden kayyum atama pratiği şahsında gelişen siyasi darbeyle merkezci ve tekçi anlayışın gerekli dersi almadığı ve bir kez daha halkın iradesini  gasp ettiği görüldü. Halkın büyük oranının direnişi ve verdiği destekle de kayyum zihniyetinin bir zulüm uygulaması olduğu ve kabul edilemeyeceği, bir daha seçim olursa yine bir daha halkın seçilmiş iradesine görevin teslim edileceği kararlılığı açığa çıktı.


Önceki dönem ve şu anda görev yapan kayyımların uygulamaları arasında bir fark görüyor musunuz?

  • Görevde kaldığımız 3.5 ay gibi kısa bir süreçte halkımıza söz verdiğimiz gibi Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz” perspektifinden hareketle belediyeleri ve kentlerimizi halkımızla birlikte yönetmeye başladık. Bu kapsamda yönetime gelir gelmez kayyumların yaratmış olduğu tahribatı kalem kalem ortaya çıkartarak teşhir etmeye, her türlü hukuksuzluğa ve usulsüzlüğe karşı belge bilgi toplayarak hukuki süreci başlatmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Bugün ki mevcut kayyım zihniyetini de teşhir edeceğiz. Bu anlamda büyük mesafe de alındı. Bazıları suçüstü yakalandı ve görevden uzaklaştırıldı, bazıları bulundukları pozisyondan alınarak pasifleştirildi ve yolsuzluğa karışan hemen hemen tüm kişiler hakkında yargı yoluna gidildi. Bunların yerine yapılan görevlendirmelerle yolsuzluk ve hırsızlığın önüne geçmekle beraber birçok kalemde gereksiz ve lüks harcamaların disipline edilmesiyle aylık ortalama 4.5-5 milyonluk (eski rakamla trilyonluk) tasarruf sağlandı. Yine halkın ve kentin ihtiyaçlarını tespit etmek ve stratejik plan gücüne kavuşmak için kentliyi ve toplumun örgütlü kesimini sürece katmaya çalıştık. Bu kapsamda hemen tüm mahallelerde nitelikli halk toplantıları alındı, kentteki DKÖ, STÖ ve emek örgütleri ziyaret edildi, ayırımsız ve tüm ilçelerde ilçe merkezli muhtar toplantıları alındı. Talepler tespit edilerek merkezileştirildi. Kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar stratejik plan kapsamına alındı.


Görevde bulunduğunuz süre içinde hayata geçirmeyi planladığınız ama kayyım ataması nedeniyle gerçekleştiremediğiniz projelerinizden biraz söz edebilir misiniz?

  •  Yine eş zamanlı olarak kentin ve kentlinin kendisine yetebilecek kadar üretim alanında yoğunlaşmasını teşvik etmeye, kooperatif kurmuş üreticiyi desteklemeye ve aynı zamanda istihdam sorununa da büyük katkı sunacağına inandığımız önemli projeleri sergilediğimiz pratiklerle halka tanıtmaya ve kavratmaya çalıştık. Bu projelerin başında hayvancılığı ve tarımın desteklenmesi şeklinde Van’dan değişik nedenlerle göç etmiş ülkenin farklı bölgelerinde yatırım yapmaya yönelmiş sermayeyi ikna ederek kente geri getirme projelerimiz vardı. Her iki noktada da önemli mesafe kat edildi. Kısa süre içinde 1000 kişilik istihdam alanı yaratabilecek kadar yatırımcılardan iki kişinin kentte dönerek alt yapı çalışmalarına başlaması ve bitirme noktasına getirmesi ilk adım örnek olabilmesi için önemli bir gelişmeydi. Yine tarımsal alanda beş yıllık hizmeti üç buçuk aya sığdırmak, hemen tüm ilçelerde yoğun şekilde yayla ve arazi yolları açmak, gölet ve sulama kanallarını onarmak, yenilerini eklemeye çalışmak, hayvancılık alanında sondaj ve sıvat için gelişen yoğun talepleri karşılamaya çalışmak önemli çalışmalardı. Mümkün oldukça öz kaynaklardan yararlanarak yol yapım alanında yapılan çalışmalar kapsamında birçok köy ve mahallenin yol onarım çalışmasını yapmak, birçok noktada asfaltlama çalışması başlatmak, Erciş ilçe merkezinin peyzaj ve asfaltlama çalışmasını yapıp bitirmek, Muradiye şelalesinin altyapı ve peyzaj çalışmasına hız vererek devam ettirmek vb. çalışmalar başarı örneğiydi. Yine birçok ilçenin vahşi çöp depolama alanlarına müdahale edilerek halkın talebi doğrultusunda ıslah edilme çalışmaları yapıldı. İşte bu çalışmalarımızı engellemek, halka hizmeti durdurmak için kayyım atadılar. Kısacası HDP’li belediyelerin başarılı olmasından korktukları için.

  • Siz 31 Mart’ta kayyımdan nasıl bir belediye devraldınız

  • Van Büyük Şehir Belediyesinin kayyımdan kalma 1 milyar 800 milyon borcuna, KHK ile ihraç edilmiş dört yüz elli civarında nitelikli gücün yarattığı üretim gücü boşluğuna rağmen, sonuç alma yolunda ilerlerken kayyım atandı.Siyasi darbe olarak tanımladığımız kayyum atama gerekçesinin propaganda edildiği gibi olmadığı sadece bizler tarafından değil,  kamuoyunun ekseriyeti tarafından biliniyor. Kayyumun tümüyle itaat kültürü ve politikasının gereği olarak atandığı ve merkezi yönetim tarafından devreye sokulduğu, bir zihniyet, bir rejim anlayışıyla uygulandığı açıktır. Yine Kürt Halkına yönelik beslenen ve bir politik duruş haline getirilmiş inkâr ve imha zihniyetinin düşmanca açığa çıkmış bir versiyonudur. “Kürt anasını görmesin” zihniyetinin yerel uygulamasıdır. Kürt hiçbir zemin ve zamanda üstünlük olmasın, kendi kendisine yetecek üretim olanağından mahrum kalsın, kendi kendisini yönetebilecek yetkinliğe erişmesin, bir mini krediye, sosyal yardım paketine muhtaç kalsın ve itaat etmeye hazır hale gelsin anlayışının ta kendisidir.


Sizce kayyım atamalarıyla hedef neydi ve amacına ulaştı mı?   

  • AKP hükümeti 1. kayyum dönemiyle ulaşmak istediği hedefe ulaşamadı ve 31 Mart sonuçlarıyla büyük bir sarsıntı geçirdi. Başarı bir yana tersine birinci kayyum faturasının çok ağır geldiğini ve ödemekte zorlanabileceklerini gördüler. Bizim de seçimden hemen sonra başlamak üzere kısa sürede sergilediğimiz güçlü ve halkçı belediyecilik pratiği ile birinci kayyum döneminin tüm olumsuzluklarının deşifre edilmesi, giderek kayyum rejimiyle ödemek zorunda kaldıkları faturanın ağırlaşması birleşince zaman kaybetmeden ikinci kayyumun atamasını gerçekleştirmeyi, bizleri görevden uzaklaştırmayı kirli politikaları için daha uygun gördüler. Ancak hesaplamadıkları toplumun, halkın, emekçilerin ve ezilenlerin haklıyı haksızı ayır edebilecek kadar birçok pratiğe tanık olması ve bilincine varmasıydı. Bu yüzden de hedefledikleri şekliyle toplumsal algıyı yaratamadılar. İkinci kayyum pratiği onlar için çok daha ağır fatura ödettirecektir.


Kayyımlar tarafından yönetilen belediyelerde yaşandığı iddia edilen yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin bilginiz var mı?

  •  Belediyelerde şu anda neler yaşandığı halktan gizleniyor. Belediyelerin etrafına örülen beton bloklarla belediyelerin halka kapalı hale getirildi. Belediye meclislerinin fiilen feshedilmesiyle birçok şeyin kamuoyundan kaçırılabileceğinin kuşkusunu arttırıyor. İzlenildiği üzere kayyum atanmış belediyelerin çoğu usulsüzlük, yolsuzluk, kayırmacılık ile gündeme gelmekte ve basında yer almaktadır. Önceki kayyum döneminde yolsuzluk ve rüşvet gibi yüz kızartıcı suçlarla gündeme gelen, sosyal medyaya da ses kayıtları düşen ve kısa süreli yönetimimiz döneminde görevden uzaklaştırılmış kişiler ne yazık ki ikinci kayyum döneminde yeniden önemli pozisyonlara getirerek büyük yetkilerle donatıldı. Bunun ne demek olduğu aslında açık ve aşikârdır. “

  • Neler yaşanıyor belediyelerde, biraz özetleyebilir misiniz?

  • Yine basında yer alan ve bütün Van halkının duymuş olduğu VASKİ Genel Müdür Yardımcısı Abdulvahap Gezgen’in Van merkezde BP, Elzem ve Gürpınar’ın Hoşap Beldesinde iki petrol istasyonu bulunuyor. VASKİ’ye bağlı yüzlerce aracın günlük yakıt ihtiyaçlarının bu istasyonlardan karşılandığı iddiası doğruysa kabul edilmezdir. Yine doğrudan temin ile yapılan ihalelerin bilgisinin kamuoyundan gizlenmesi başlı başına şeffaf yönetim ilkesini ihlal etmekte ve daha önce yapılmış yolsuzlukları işaret eder niteliktedir. Yine Van Büyükşehir Belediye başkanı danışmanlığına AKP Van il yönetiminden bir kişinin getirilmesi de kayırmacılık ve olanakları peşkeş çekmeye zemin hazırlamaktan başka bir şey değildir. Yine aile şirketi hâline getirilen Tuşba belediyesinde; başkanın bir yeğenini başkan yardımcısı ve diğer yeğenini de özel kalem müdürü yaptığını bütün kamuoyu bilmektedir. Liyakati ve hakkı ayaklar altına alan bu zihniyet hiçbir kültürel ve ahlaki ölçüye sığmaz, sığdırılamaz. Yine bizler görevde iken üzerine gittiğimiz usulsüzlük ve yolsuzlukların üstünün kapatılmaya çalışılması, dosyalarının rafa kaldırılmak istenmesi ve ilgili kişilerin ödüllendirilmişçesine yüksek mevkilere getirilmesi ezilen halkın ve emekçilerin hak talebine olan yaklaşımları ortaya koyduğu gibi ikinci kayyum döneminde de büyük bir tahribatla karşı karşıya geleceğimizin endişesini katmerleştiriyor ve somutluyor.


Son olarak Van halkına ne söylemek istersiniz?

Son olarak şunu belirtmek işitiyorum. Nerede ve hangi koşullarda olursak olalım  kayyum zihniyetine karşı sosyal belediyecilik anlayışıyla ezilen halkın ve emekçilerin yanında olmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Görevden uzaklaştırılmış olabiliriz ancak her daim halkımızın seçilmiş temsilcileri olarak kendimizi görecek, alanımızı koruyacak ve halkın arasında olarak göreve gelirken verdiğimiz sözlerin arkasında duracak ve mücadelemize devam edeceğiz.”

FOTOĞRAF: ARŞİV
Editör: Haber Merkezi