DİYARBAKIR- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; eski Demokrasi Partisi (DEP)  Şırnak Milletvekilli,Emekçilerin Özgürlük Kongresinin (EMK) sözcüsü, hukukçu, yazar ve sivil itaatsizlik aktivisti Mahmut Alınak  Genel Yayın Yönetmenimiz Hamza ÖZKAN’nın sorularını yanıtladı. 



Söyleşimize sizi daha yakından tanıyarak başlamak istiyoruz, Mahmut Alınak kimdir, hayata nasıl bakar neleri önemser, nelere değer verir?

Ben, Digor’un Mewreg Köyü’nde, 1952 senesinin bir güz akşamında dünyaya gelmişim. Doğum günüm belli değil. Köyümüz aslında bir Ermeni köyüdür. Biz de Erivan’lıyız. 1918 yılında bölgede Kürtlerle Ermeniler arasında kanlı çatışmalar olunca, dedelerimiz Erivan’dan kaçıp Aras nehrinin bu tarafına geçmişler, buradaki Ermeniler de öteki tarafa, Erivan’a kaçmışlar.

Çocukluğumdan hatırlıyorum, dedelerimiz “wetan” dedikleri Erivan’daki köylerini çok özlüyorlardı. Çeperlerin dibinde oturup gün boyu hasretle Erivan’ı seyreder, anılarını anlatırlardı.

Osmanlı’nın kışkırtmalarıyla patlak veren o kanlı savaşı, AŞK HİCRAN VE İSYAN adlı destanda uzun uzun anlattım.

Çocukluğumda uzun yıllar kuzu çobanlığı yaptım. Kışın okula, yazın da kuzuya giderdim.

İlkokulu köyümüzde okudum. Her öğrenci gibi, ben de Türkçeyi dayak zoruyla öğrendim. O acı günleri, SİZ HİÇ KÜRT OLDUNUZ MU başlıklı makalemde anlattım.

Liseli yıllarımda, yazın köydeki değirmenimizde çalışırdım.

Ortaokulu Digor’da, liseyi de Kars’ta okudum.

Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Kars’ta avukatlığa başladım.

1987’de Kars, 1991’ de de Şırnak Milletvekili oldum.

Milletvekilliğinden sonra ekonomik nedenlerle tekrar avukatlığa başladım.

Daha sonra da avukatlığı bırakıp köyüme döndüm.

Hayatta değer verdiğim şeyler…

Fedakârlık, paylaşmak, içtenlik ve sevgidir. Bencillik, zorbalık, çıkar için insanları kullanma, güçlüye yaltaklanma ve mülkiyetçilik bende iğrenme duygusu uyandırır.

HEP (Halkın Emek Partisi) Meclis’e ilk olarak SHP’nin listesinde girdi. Kürtler ile Cumhuriyetçilerin ilk ittifakıydı diyebilir miyiz?

O ittifakın mimarı Erdal İnönü idi. Dürüstçe söylemek gerekirse, biz milletvekili olmak istiyorduk, Erdal bey de iktidar olmak istiyordu. Çıkarlarımız örtüşünce SHP’den seçime katıldık. Bunun bir ittifak olduğu söylenir, ama işin aslı o değildir. Dediğim gibi bir ittifak değil, bir çıkar birliği vardı.

HEP- DEP Sürecini anlatır mısınız?  Leyla Zana’nın Kürtçe yeminiyle birlikte başlayan bir linç politikasıyla karşılaştınız. Bu linç politikasının nedenleri nelerdi?

Bu çok uzun bir hikâyedir. PARLAMENTODAN 9. KOĞUŞA adlı kitabımda o günleri detaylı olarak yazdım. Leyla Zana’nın ettiği Kürtçe yemine gösterilen tepki, bir devlet tepkisiydi. Parlamento Türk militaristlerinin parlamentosuydu ve orada resmi ideolojiye aykırı hiçbir söz ve harekete izin verilmezdi. Verilmek istenen mesaj buydu.

Biz o süreci iyi yönetememiştik. Halkı esas almamış, kendimize oynamıştık.

Hukukçu, İnsan Hakları Savunucususunuz.  90’lı yılardan bugüne ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde neler yaşandı, 90’lı yıllarla bu günü kıyasladığınızda benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

90’li yıllarda devlet ve devletin bir kolu olan Hizbullah pervasızca seri cinayet işlediler. Cinayetler o zaman illegal olarak işleniyordu. Toplu değil, ferdiydi. Devlet, Hizbullah’ı kullanıp bir paçavra gibi kenara attıktan sonra cinayetleri legalleştirdi. Roboski, Gezi, Cizre, Şırnak, Nusaybin ve diğer Kürt şehirlerinde toplu katliamlar yapıldı.

Şimdi sokaklarda devlet terörü kol geziyor. Hak arama özgürlüğütamamen sıfırlandı.

90’lı yıllarla kıyaslandığında şartlar bugün daha da ağırdır. AKP diktatörlüğü, birçok konuda 12 Eylül faşist diktatörlüğünü bile aratmaktadır.

Dünden bugüne Diyarbakır’a gelen her siyasetçi Kürt’leri tanıdığını ve Kürt sorunu çözeceğini dile getirdi ama Kürt sorunu çözülmedi, sizce neden çözülemedi?

O siyasetçilerin Kürt meselesini çözmek gibi bir niyetleri yoktu. Tek gayeleri Kürtleri kandırmak, desteklerini ve oylarını almaktı. Tarihte de benzer laflar edilmiş, vaatlerde bulunulmuş ama sonu gelmemiştir.

Devleti yönetenler sivil itaatsizliklerle zorlanmadıkça Kürt meselesini çözmek istemezler.

Emekçilerin Özgürlük Kongresinin (EMK) amacı nedir, hedefleri nelerdir, hangi çalışmaları yürütüyor?

EMK, emekçilerin bu düzene karşı kurdukları sivil bir oluşumdur. Amacı, muhalif güçlerle ittifak ederek hayatın her alanında bu düzenle mücadele etmek ve sivil itaatsizlikleri örgütlemektir.

EMK’nın eş sözcüleri neden erkek ve kadın değil? Eş başkanlık sistemini nasıl yorumluyorsunuz?

Görevlendirmenin yapıldığı toplantıda ben yoktum. Neden iki erkek sözcü yapıldı, bilmiyorum! Eş başkanlık sistemi, bence faydaları sakıncalarından fazla olan bir sistemdir. Bir sözcünün gözden kaçırdığı bir şeyi diğer sözcü görebilir. Birinin düşünmediği bir şeyi diğeri düşünebilir. Ve hareket alanı daha da geniş olur. Bu nedenle eş başkanlığın faydalı olduğunu düşünüyorum.

İlk sivil itaatsizlik eyleminizi 2 Eylül 2018’de Diyarbakır’dan Cizre yürüyerek başlattınız, zaman zaman engellendiniz, nelerle karşılaştınız amacınıza ulaştınız mı, hali hazırdaki sivil itaatsizlik eyleminizin amacı nedir?



Devlet güçleri bizi adım adım izlediler. Kimse bizim yüzümüzden sıkıntı yaşamasın diye, mümkün olduğu kadar halkı kendimize katmamaya çalıştık, buna rağmen insanlar bize karşı oldukça sıcaktılar. Bilindiği gibi valilik yürüyüşümüzü yasakladı.

Birçok sivil itaatsizlik projemiz var, bunları ara ara kamuoyu ile paylaşacağız.

Kürt siyasetçi kimliğinizle Kürt ulusal kongresine bakışınız nedir, Kürtlerin kendi içindeki sorunlarının çözümünün kongre olduğunu düşünenlerden misiniz?

Kürt Ulusal Kongre’sini tek başına her derde çare diye göstermek bence yanlıştır. Diyelim ki, tüm Kürt örgütleri bir çatı altında birleştiler ve bunu da dünya kamuoyuna açıkladılar. E peki sonra? Sonra ne olacak? Bu çatı hareketi ne yapacak? Kürtleri dünya milletlerinin eşit bir üyesi yapmak için hangi yolu izleyecek, hangi sivil projeleri uygulayacak? Meselenin kilit noktası budur. Tamam, birlik olsun, buna karşı çıkılamaz. Peki ya sonra? Bence Kürt siyasi hareketlerinin temel sorunu, sömürgeci güçleri adım atmaya zorlayacak ve dünyanın dikkatini çekecek sivil proje yoksunluğudur. Bunlar olmadan Kürt Ulusal Kongresi toplansa da, Kürt halkını özgürleştirmede bir etkisi olmaz, sadece medyada bir haber olarak kalır.

Türkiye’deki mevcut sorunlar nelerdir, bu sorunlar nasıl çözülmelidir, kongrenizin buna ilişkin politikaları neler olacak?

Kürdistan sorunu, diğer mazlum halkların ulusal sorunları, Alevilik sorunu, kapitalist ekonomi, devletin militarist yapısı, sağlık, işsizlik, hayat pahalılığı, yoksulluk ve daha pek çok sorundan söz edebiliriz.

EMK, bu sorunlara ilişkin öneri ve çözümlerini oluşturma aşamasındadır.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her krizi kendi lehine çevirmeyi başardı. Yaşanan ekonomik krizi ve bu nedenle yürütülemeyen başkanlık sistemini yerel seçimlerde nasıl savunacak ve bu krizleri kendi lehine çevirebilecek mi ne dersiniz?

Recep Tayyip Erdoğan gücünü, bizim, yani muhalefetin yetersizliğinden alıyor. Biz siyasetin hakkını verebilirsek, AKP’ yi çok zor günler bekliyor. Ama biz kenarda durup, AKP’nin soluğunu kesecek sivil itaatsizlikler geliştirmezsek, korkarım ki, meydan yine Tayyip Erdoğan’a kalacak.

Yerel seçimde HDP büyük kentlerde ortak adaylar ile seçime girebileceklerini açıkladı, sizce HDP-CHP ve Demokrasi güçlerinin destekleyecekleri bir seçimde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi kentlerde seçim kazanılabilir mi ve olası bir erken genel seçimde böylesi bir ittifakın kazanma şansı var mı?

Ben CHP’nin HDP ile ittifak kuracağına ihtimal vermiyorum. Ancak böyle bir ittifak olursa, AKP’nin zulüm tahtı büyük bir sarsıntı geçirir ve sözünü ettiğiniz kentlerde seçim kazanılabilir.

Dünya’daki kriz sinyali en çok Türkiye’yietkiliyor, Türkiye dış siyasette ve ekonomide nasıl politikalarla bu krizi aşabilir?

Söz konusu olan AKP ise, dilerim ki bu kriz onun sonu olur. Dışa bağımlı kapitalizm oldukça, aynı şiddette olmasa da krizler hep olacak ve bunun faturasını da hep halk ödeyecek. Bu seri krizleri çözecek bir adres varsa, o da halktır. Halk krizi çözme iradesini göstermedikçe fatura ödemeye devam edecektir. Biz EMK olarak halkın bu iradesini ortaya komasını sağlamaya çalışıyoruz.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.

Ötekilerin Gündemi’ ne candan teşekkür ediyor, bin bir emekle sürdürdüğü çalışmalarında başarılar diliyorum.

 

 
Editör: Haber Merkezi