VAN ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; Van Edremit İlçesine bağlı Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinden 7 Şubat 2017 tarihinde 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Coğrafya öğretmeni, Eski Van Eğitim-Sen Şube Eş Başkanı Gülcan Kaçmaz Sayyiğit Genel Yayın Yönetmenimiz Hamza ÖZKAN’nın sorularını yanıtladı...



 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, nelere değer verir, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

Merhabalar ben Gülcan Kaçmaz Van'lıyım evli ve bir çocuk annesiyim. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede tezsiz yüksek lisans yaptım. 2008 yılında Van’ın Çatak ilçesine atandım. 2012 yılında Van merkeze bağlı Edremit İlçesine tayin oldum. Burada 2 yıl öğretmenlik mesleğini icra ettikten sonra yine aynı okulda müdür yardımcılığı görevine başladım. 2014-2017 yılları arasında Eğitim-Sen Van Şubesinde Şube Başkanlığı yaptım. Eylül 2016’da görevimden uzaklaştırıldım. Aralık ayında görevime öğretmen olarak iade edildim.Ancak müdür yardımcılığı görevim hukuksuz bir şekilde sonlandırıldı. Görev yaptığım okulda norm kadro fazlası oldum ve başka okula gönderildim. 7 Şubat 2017 tarihinde ben de bir gece yarısı KHK ile mesleğimden ihraç edildim

Hayatı anlamlandırmaya başladığın yaştan beri hak ve özgürlükler, farklılıklar konusu benim için her zaman önem arz etmiştir. Ötekilerin olmadığı, herkesin eşit olduğu bir dünya ve ülke istiyorum. Eşitlik mücadelesi benim açımdan hayatın şah damarı, insan olmanın ağırlığının altından kalkabilmenin tek yolu. Başka bir şekilde kendime saygı duymam mümkün değil. Yaşamın ancak demokrasi, hukuk ve eşitlik için verilen bir mücadele ile anlamlı ve yaşanabilir olduğuna inanıyorum. Eşitlik ve özgürlük için atılan her adımın önemli olduğunu düşünüyorum, bu uğurda attığım her adımın önce kendime sonra insanlığa kendi adıma kattığım değerler olduğu duygusu bana yaşama sevinci veriyor.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) yönetilen bir ülke konumuna geldik Yeni Türkiye’de? KHK’lerle önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?

İhraç edildiğimde tarafıma herhangi bir gerekçe sunulmadı. Zaten gerekçe sunma gereği duyan bir sistem de yok maalesef. Önümüze konulan somut bir gerekçe de yok. Ancak muhalif kimliğimden dolayı ihraç edildiğimi düşünüyorum. Yeni Türkiye’deki mevcut sistemi en çok rahatsız eden tutumum Barış, Demokrasi ve Özgürlük mücadelesinde yer almamdır.



Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi, nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız?

Benden önce ihraç edilen birçok arkadaşım vardı. Onları gördükçe daha çok öfkeleniyor ve sendikal mücadeleyi en yüksek seviyeye çıkarmak için çaba sarf ediyordum. Bu haksız, hukuksuz ihraçlara karşı tepki vermenin gerekliliğini daha fazla hissetmeye başladım. O yüzden ihraç edildiğimde herhangi bir umutsuzluk, üzüntü yaşamadım. Bulunduğum durumun haklı bir mücadele sonucu ortaya çıkan bir hukuksuzluk olduğunun farkındaydım.Benim yaşam felsefem tam da bu hukuksuzlukla mücadele etmek. Şimdi mücadelenin en çetin dönemecinde de olsak haklı olmak haklının yanında olmak bize güç veriyor.

İhraç edildikten sonra neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?

İhraç olduktan sonra;daha önce oturtmuş olduğumuz bir düzen vardı, o düzeni değiştirmek zorunda kaldık. Ben eşim ile birlikte ihraç edildim. Kurulu bir düzenimiz vardı, artık yok Uyum sağlamaya çalışıyoruz.Maruz kaldığımız durumun ciddi bir hukuksuzluk ve hak ihlali olduğunun farkındayım; ancak Türkiye’de Barış ve Demokrasi talep ettiği için can veren insanları düşündükçe daha çok mücadele diyorum.

İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?

Eğitim -Sen olarak hukuki süreç başlatılmıştı; ancak daha sonra komisyon kuruldu. Oraya başvurdum. Hukuki sürecin keyfi olarak ertelendiğini düşünüyorum. Açıkçası şimdiki sistemde hukuktan da herhangi bir beklentim yok. Yargının bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. İhraçlarımız gerçekleştirilirken de evrensel hukuk ilkelerini ayaklar altına alan bir süreç işletildi. Hukuki süreç sonuçlanmadan suçlu ilan edilip ihraç edildik. Böyle bir sistemde hukuk beklemek saf dillilik olur.

Van’dan KHK’yle kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?

Van’ da Eğitim-Sen’e bağlı 63 kişi ihraç edildi. Hepsi ile olmasa da büyük bir kısmıyla iletişimim var. Maddi olarak imkânlarımız çok elvermiyor; ancak manevi olarak birbirimize destek olmaya, dayanışmayaçalışıyoruz.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, iş bulabildiniz mi, şuanda çalışabiliyor musunuz?

Eşim ile birlikte esnaflık yapmaya başladık. Ailemizin de desteği ile kırtasiye açtık. Maddi boyutunda sendikamızın da desteği var. Bir şekilde geçimimizi sağlıyoruz.



KHK’lerle ihraç edilen arkadaşlarınıza alternatif bir yaşam için neler önerirsiniz, yeni bir hayata nasıl başlayabilirler?

Komünal yaşamın ağlarını örüp hayata geçirebilirsek ne mutlu bize. Van’da, büyük bir kısmını ihraçların oluşturduğu, 50 kişinin yer aldığı bir kooperatif hayata geçirdik. Birçok eksiğimiz olsa da özellikle orada aktif yeralan arkadaşlarımızın ciddi bir emeği söz konusu. Bu tarz çalışmaların yaygınlaştırılması gerekiyor.Birlik ruhuyla zorlukların üstesinden gelerek yeni yaşam alternatifleri ve deneyimleri oluşturabiliriz. Van’da başlattığımız oluşum bunun güzel bir örneği.

Kültürel, sanatsal faaliyetlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir, bu alanlarda çalışmalarınız var mı veya bu alanlarda çalışmayı düşünüyor musunuz, ihraç edilen kişiler bu çalışmalara entegre olabilecekleri olanaklara sahipler mi?

Açıkçası bu alanlara ihraç edildikten sonra istemeyerek de olsa her geçen gün uzaklaştığımı düşünüyorum. Yeni işimiz kendimize çok zaman ayırmamıza müsaade etmiyor.

Önümüzdeki süre zarfında böyle bir düşüncem yok. Bu konuda kendini geliştirmeye çalışan arkadaşlarımız var. Ancak olanak noktasında onların da sıkıntıları mevcut.Belediyelere kayyumların atanmasıyla daha önce ücret ulaşabildiğimiz pek çok sanatsal aktiviteye artık ulaşamıyoruz ne yazık ki. Sosyal düzenekler artık sanatı destekler nitelikte değil. Kişiler kendi imkânları ile kültürel ve sanatsal alanlarda kendilerini geliştirebiliyorlar.

İhraç edildikten sonra yaşadığınız zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte?

Bu konuda şanslı olanlardanım. Özellikle ailemin desteği benim için çok önemliydi. Her zaman yanımdaydılar. Zaten ailemizde kuzenlerle birlikte 5 kişi ihraç edildik . Yürütmüş olduğumuz mücadelenin haklılığının farkında olan bir ailenin üyesi olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

Öncelikle manevi boyutun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bazen bir selam bizi çok mutlu edebiliyor. Sonrasında yapılacak çok şey var tabi ki. Örneğin Van’da ihraç edilen emekçilere ait iş yerleri var. İhtiyaçlarımızı başka yerlerden değil de bu arkadaşlardan giderirsek gerek maddi gerekse manevi olarak onlarla dayanışmış oluruz.



Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz kendiniz ve Türkiye adına?

Eşit, Özgür, Demokratik bir ülke hayalim var. Tüm farklılıkların kendini ifade edebildiği, anadillerinde kamu hizmetlerinden yararlanabildiği, ötekileştirilmediği bir ülke. Bu hayalin gerçekleşmesi için de mücadeleye son hızla devam etmek gerekiyor. Zafer elbet direnen emekçinin olacak.

 

                                   Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.
Editör: Haber Merkezi