VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ:  ‘Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü’nde yer alan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, iktidarın yarattığı çürümeye karşı birlikte mücadeleye, yeni bir gelecek inşa etmeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Beycan, “Yürüyüşü sembolik olmaktan çıkarıp halkların birlikte yürüyüşüne çevirebiliriz” dedi.


JIN NEWS'ten Şehriban Abi'nin haberine göre; Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), kayyım atamaları, vekilliklerin düşürülmesi, partilerine yönelik baskı ve saldırılara karşı 15 Haziran’da başlattığı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”ne birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları tarafından da destek verildi. Yürüyüşün Hakkari kolunda yer alan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, yürüyüşe katılma amaçlarını anlatarak, iktidarın devam eden saldırgan tutumunu değerlendirdi.


‘Faşizmin normalleşmesi’ 


Koronavirüs (Covid-19) salgını devam ederken “Normalleşme” adı altında başlatılan süreci, “faşizmin normalleşmesi” olarak tanımlayan Beycan, “Bu süreci işsizliğin, yoksulluğun, kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin ve Kürt halkına dönük saldırıların normalleşmesi, işgal politikalarının normalleşmesi olarak ele alıyoruz”  dedi.


‘Halklara seslenen bir yürüyüş’ 


“Bunlara karşı ‘3’üncü cephe’ diye tarif ettiğimiz HDP’nin kurulması bu ihtiyaçlar doğrultusunda doğdu” diyen Beycan, HDP’nin Türkiyeli halkların, işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların özgürlük ihtiyaçlarından doğduğunu ifade etti. Şu anda da gündemde olan ekonomik, politik, sosyal, ideolojik kriz karşısında da HDP’nin yeni bir politika belirlediğini söyleyen Beycan, şöyle konuştu: “Bu yola çıkışı, yeniden güçlü gündem belirleyen ve söz söyleyen, kendi aldığı kararları uygulayan, tabanı ile halkıyla buluşan, Edirne ve Hakkari’den Türkiye halklarına, Kürdistan’da yaşayan halklara seslenme olarak görüyoruz. Van’da çektiğimiz o horonla HDP olarak ne olduğumuzu ortaya koyduk. Biz sadece Kürt değiliz, biz Ermeni’yiz, Laz’ız, Çerkeş’iz, Türkiye’de ve Kürdistan’da ne varsa biz oyuz” ifadelerini kullandı.


‘Korktukları için aynı gece hava saldırısı gerçekleşti’ 


Yürüyüşün başladığı 15 Haziran günü, TSK’ye bağlı savaş uçakları tarafından Maxmur Kampı, Şengal ve Kandil’e yönelik hava saldırısı yaşandığına dikkat çeken Beycan, “Korktuklarından kaynaklı aynı gece Kandil, Maxmur ve Şengal’e saldırıda bulundular. Hızla gündemi saptırmaya çalıştılar, çünkü bir ihtiyaç var. Yoksulluk ve sefalet derinleşmiş durumda, halklar çok ağır bedeller ödüyor, işçi sınıfı ağır bedeller ödüyor. HDP diyor ki ‘Gelin birlikte çözelim, üretelim, gelin beraber yürüyelim. Çaresiz değiliz’.  İşte tam da bunu değiştirebilmek için böyle bir operasyon oldu. Tüm engellemelere rağmen halkımızın beklentisini her yerde gördük” diye konuştu.


‘Kadınlar baskı ve tehditlere rağmen cesurca katıldı’ 


Hakkari'de halkın karşı karşıya olduğu baskıyı somut bir şekilde gördüklerini, yüzlerce asker, polis, özel harekat polisinin hakla buluşmalarını engellemeye çalıştığını dile getirdi. Beycan, “Biz halkın gözlerinden mücadeleyi, zafer işaretlerinden korkmadığını ve partisinden ciddi beklentilerinin olduğunu gördük. Nasıl büyük bir moral aldıklarını, aldığımızı gördük. Kadınlar, koşa koşa partisinin bayrağını ablukaya rağmen büyük bir coşkuyla hiç korkmadan kaldırdı, çok cesur bir şekilde tehdit ve baskılara rağmen heyeti karşıladı. Çok daha cesur, can güvenlik baskısına rağmen tehditlere rağmen geldiler. Hiç susmadan orada bizi uğurladılar. Buradan Kürt halkının kararlılığını özellikle kadınların kararlılığını çok net gördük” sözlerine yer verdi.


‘HDP birlikte mücadeleyle çözüm olunacağını gösterdi’ 


HDP'nin pratiğiyle, iktidarın yarattığı sorunları ortaya koyduğunu belirten Beycan, “Pandemi koşullarında yüzlerce işçi yaşamını yitirmesi, hiçbir önlemin alınmaması, işçilerin 12 saat çalışmak zorunda olması, yeniden kıdem tazminatının gasp edilme hazırlıkları, işçilere bin 117 TL’nin reva görülmesi, tekelci sermayeye trilyonlar aktarılması AKP’nin tekelci sermayenin kendisi olduğunu gösteriyor. Halklar çok daha yoksullaşırken, HDP birlikte mücadele edilirse sorunların çözüleceğini gösterdi” dedi.


‘Rojava model alınmalı’ 


Türkiye’de halka yönelik tüm bu saldırı, baskı ve hak ihlallerine karşın Kuzey ve Doğu Suriye’nin tam bir model olduğunu söyleyen Beycan, “Bu nedenle biz bu modeli tüm Ortadoğu'ya yaymak için mücadele etmek zorundayız. Dönem aslında devrimci çözüm dönemi, radikal çözüm dönemi. Kapitalizmin insanlara verilebileceği hiçbir şey kalmadı. Ülke tam da bu çürümeyi yaşıyor. Özgür yaşam için birleşmeye, birlikte yürümeye, yeni bir gelecek inşa etmeye ihtiyaç var. HDP'nin bu çıkışını böyle büyütebiliriz. Sembolik olmaktan çıkarıp gerçekten halkların daha güçlü birlikte yürüyüşüne çevirebiliriz” diye konuştu.
Editör: Haber Merkezi