İZMİR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;  14 ay tutsak yargılandıktan sonra ev hapsi ile tahliye edilen gazeteci Pınar Gayıp, görevlerinin halkın haber alma hakkını korumak olduğunu ve mahkeme salonlarında bunu anlatmaya çalıştıklarını belirterek, gazeteciler kadar halkın da haber alma özgürlüğünü savunması gerektiğini vurguladı.


JINNEWS'in haberine göre; Etkin Haber Ajansı (ETHA) çalışanlarından Pınar Gayıp, yaptığı haberler nedeniyle tutuklanarak 1 yıl 2 ay cezaevinde tutsak edildi. Birlikte tutuklandığı 2 arkadaşı ile tahliye olan Pınar’a ev hapsi verildi. Pınar 2 arkadaşıyla tahliye edildikten 2 gün sonra ise 7 ETHA çalışanı daha gözaltına alındı, 2 gün önce de ETHA’ya çevirmenlik yapan 2 kişi gözaltına alındı.


Baskıları değerlendiren Pınar, 157 gazetecinin hala cezaevinde olduğunu hatırlatarak, dayanışmanın arttırılması gerektiğine dikkat çekti.


‘Haber paylaşımı delil olamaz’


Suruç Katliamı ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bütün muhalif sesin yoğun bir saldırıya maruz kaldığını belirten Pınar, bu yönelimlerden nasibini alan ETHA çalışanlarına sistematik saldırı yapıldığını kaydetti. Pınar, şimdiye dek çalışanların kaçırma girişimi, gözaltı, sivil polis takibi ve ölüm tehditleri ile Havva Cuştan ve İsminaz Temel’in gözaltına alındığı evde 3 saate yakın işkenceye maruz kaldığını aktardı. ETHA internet sitesinin sürekli sansüre maruz kaldığını ifade eden Pınar, “Hukuksuzca gözaltına alındık. Delil denen şeylerin hepsi yaptığımız haberler ve bunları sosyal medyada paylaşmamız. Bir de ETHA çalışanı 2 kişinin serbest bırakılması yönündeki çağrılar ‘örgüt üyesi’ yönünde kanıt olarak dosyaya konulmuş” diye belirtti.


‘Ev hapsi hukuksuzluğun devamı’


Görülen 5 duruşma ve 1 yıl 2 aylık tutsaklık sırasında gazeteciliğin sorumluluklarını anlattıklarını dile getiren Pınar, basın örgütlerinin dayanışmasının mahkemeyi sıkıştırdığını söyledi. Pınar, şöyle dedi: “Tahliye konusunda mecbur kalındı. Sözde tahliye ev hapsi en az 4 aylık süreç olacak. Ajansımız belli, ifadeye çağırsalardı gider ifademizi verirdik. Ev hapsi bu hukuksuzluk sürecinin bir devamı. Yargı reformu açıklandığında cezaevinde 157 gazeteci vardı.”


‘Görevimiz halkın haber alma hakkını korumak’


Tutsak gazetecilerle dayanışmanın sadece gündemde olan ve tanınan gazetecilerle sınırlı kaldığını belirten Pınar, dayanışmanın kapsamının genişletilmesi gerektiğinin altını çizdi. Pınar, “Sokakların bir şeylere isyan etmesi ve dayanışmadan kopmaması gerekiyor. Dayanışma sergilenirse ‘benim de başım yanar’ deniyor ama öyle değil. Bizim görevimiz halkın haber alma hakkını korumak” ifadelerini kullandı.


‘Halk da gazetecilerin sözü olabilir’


Gezi sürecinde halkın gazetecilerin olmadığı yerde cep telefonları ile destek olduğunu anımsatan Pınar, gazeteciler kadar halkın da haber alma özgürlüğünü savunması gerektiğini vurguladı. Pınar, “Gazeteci gözaltına alınırken buna ses çıkarması gerekiyor. Sosyal medya paylaşımları üzerinden destek olabilirler. Bizim tahliyemizin üçüncü gününde 7 arkadaşımız gözaltına alındı. Uzun zaman haber alınamadı, duyurmaya çalıştık. Bu da bunun örneği. Bazen gazeteciler halkın sözü olduğu gibi halk da gazetecilerin sözü olabilir. Baskılara ancak birlikte olunabilirse, korkmadan çağrı yapılabilirse karşı gelinebilir” dedi.
Editör: Haber Merkezi