Kadın işçilerin emeğinin görünür olması hedefiyle kurulan ve bu çerçevede çeşitli çalışmalar yapan İmece Ev işçileri Sendikası, yasalarda iş tanımlarının ve sosyal güvencelerinin olmamasına karşı birçok alanda mücadele vermeye devam ediyor

Yeni Yaşam Gazetesinde Nevin Cerav/İstanbul haberine göre;

Ev işçiliği ‘görünmeyen emek’ kapsamında tanımlanan ve bu tanımlamanın Türkiye’deki yasalarla paralellik taşıyan şartları, bu alanda çalışan kadınları, sonuçları itibarıyla oldukça ağır bir şekilde etkiliyor. Güvencesiz çalışma şartları, uzun çalışma saatleri, iş tanımının olmaması ve en önemlisi de güvenli çalışma ekipmanlarının yoksunluğunda uygulanması, ev işçiliği yapan kadınların iş cinayetlerine maruz kalmalarının da önünü açıyor.

Bütün bu olumsuzluklar ve zorlayıcı şartlar, ev işçiliği yapan kadınları bir sendika kurarak sorunlarıyla mücadele etmelerinin önünü açmış oldu. 2013 yılında bir araya gelen ev işçisi kadınlar İmece Ev İşçileri Sendikası’nı kurarak yaptıkları işi ve sorunları görünür kılmaya başladılar. Aynı zamanda ev işçiliği yapmış iki kadınla, İmece Sendikası Genel Başkanı Ayten Kargın ve sendika kurucularından Münire İnal ile ev işçilerinin sorunlarını ve taleplerini konuştuk.

Başkan da ev işçisi

13 yıl boyunca aynı evde ev işçiliği yapmış ancak bir gün dahi sigortası yapılmamış olan Ayten Kargın, hiçbir iş güvenliği tedbiri olmadığı için bozulan sağlığıyla ne yapacağını düşünürken İmece’yle tanışmış. Şu anda da sendikanın genel başkanlığını yürütüyor. Sendikanın çalışmalarını ve ev işçilerinin sorunlarını konuştuğumuz Ayten Kargın, Türkiye’de ev işçileriyle ilgili hiçbir yasa ve yaptırımın olmadığını, bu nedenlerle de ev işçisi kadınların her geçen gün daha da artan sayılarla iş cinayetlerine kurban gittiklerini, sakat kaldıklarını ve ortada bırakıldıklarını vurguluyor. “Sendikalaşmış olmamız çok önemli, bu sayede çalışırken sağlığından olan, sakat kalan ve cam silerken düşüp hayatını kaybeden arkadaşlarımızın haklarını kör-topal da olsa yasal yollardan arayabiliyoruz” diyen Kargın, mücadele etmekten ve iş alanlarının yasalarda net bir şekilde tanımlanmasını başarana kadar çalışmaktan vazgeçmeyeceklerinin altını çiziyor.

‘Cam silerken düştüm’

Görüşünü aldığımız bir diğer isim, İmece Ev İşçileri Sendikası kurucusu ve ev işçisi Münire İnal. 2009 yılında çalıştığı evin üçüncü katından düşerek omurga ve kaburgaları kırılan İnal, iki ay yattığı hastanede 3 ayrı ameliyat geçirmiş. 2 yıl boyunca bakıma muhtaç bir şekilde yaşamak zorunda kalan İnal, işverenlerinin kendisini bir-iki kez ziyaret ettiklerini daha sonra ortadan kaybolduklarını söylüyor. “Camdan düşüp sakatlandığımda durumumuz çok iyi değildi. Eşim bir iş yerinde 600 lira maaşla boya işinde çalışıyordu. 2 oğlum var, düştüğümde büyük oğlum askerdeydi. Çok zor günler geçirdim” diyerek, yaptıkları işin hiçbir güvencesinin olmamasının kendilerini çok kötü durumlara mahkum ettiğini vurguluyor.

‘İş tanımımız yok’

Yasalarda hiçbir haklarının olmadığını ifade eden Münire İnal, “Sosyal güvencemiz yok, mesai saatlerimiz belli değil. Sakat kalıp, ölebiliyoruz, kötü davranışlara maruz kalıyoruz. Bütün bu olumsuzluklara karşı net bir yasa yok” diyerek, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Camdan düşüp sakat kaldığım işverenlere sendikamızı kurunca dava açtım. Mahkemede, ‘İhtiyacı var diye acıdık, iş verdik. Aslında ihtiyacımız yoktu’ diye ifade verdiler. Durumumuz içler acısı, o nedenle de seçimlerde, bizi düşünen, bizi gören partiye oy veririm.”

Torba yasada ev işçileri

Torba yasayla ev işçilerine ilişkin düzenlemeler de geçti. Üstelik de, İmece Ev İşçileri Sendikası’nın itiraz ettiği haliyle. Yasa, ev işçilerini aynı işverenle 10 günden az ve 10 günden fazla çalışanlar olarak ayırıyor ve bu ayrıma göre haklar tanıyor:
Bir ev işçisi aynı işverende bir ay içinde 10 günden fazla çalışıyorsa tüm sigorta haklarından yararlanıyor.
10 günden az çalışıyorsa, sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından faydalanabiliyor. Yani sağlık sigortası, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından faydalanamıyor.
Torba yasa, ev işçisinin, işçi sayılmasını sağlamadı. Çünkü İş Kanunu’nun ev hizmetlerini dışarıda bırakan 4. maddesi değişmedi.
İş kazalarıyla ilgili denetim, özellikle cam silme ve kimyasal madde kullanımı gibi hususlarda iş güvenliği tedbirleri getirilmedi.
4 Yeni yasayla, ev işçisini 10 günden az çalıştıran işveren yüzde 2’lik iş kazası primini yatırınca tüm yükümlülüklerinden kurtuluyor.
Editör: Haber Merkezi