"UMUT YÜKLÜ MEKTUPLAR"
Sevgi, 38 Dersim sürgünü olan bir ailenin kızı. Aynı topraklarda doğmasına rağmen daha çocuk yaşta ötekileştirilmeyi yaşayan bir kızın romanı "Umut Yüklü Mektuplar"
Yazmasının nedeni belkide bütün bunlardan arınmak, düşlerinde kurduğu o güzel dostluklara kavuşmak içindi. Hem de, din, dil, ırk, özellikle de cinsiyet ayrımı yapmadan istiyordu bütün insanlarla kardeş olmayı.
Bunu yapmak isterken en büyük desteği de çağdaş düşünen örnek bir babadan alıyordu.
Giden ve gelen mektuplar Sevgi'nin düşlediği gibi gerçekte "umut yüklüydü."
Üstelik 80'li yıllara denk gelmesi, darbenin insanlar üzerinde bıraktığı o korkuya da, bir isyan sayılırdı. Çünkü Türkçe yayın yapan Budapeşte radyosundan aldığı adreslerin sahiplerinin hiç birini tanımıyordu. Mektupla tanışıp kurduğu dostluklar sayesinde çok ilginç ve güzel paylaşımlar yaşamış, bu anlamda etrafındaki bir çok kişiye de örnek olmuştu. Mektup arkadaşları "yurtiçi, yurtdışı ve Cezaevi"nden oluşan beş kişiydi. Cezaevindekini siyasi suçlu diye düşünürken14 yaşında ki Murat babası tarafından zorla suça teşvik edilip adam öldürmüş katil bir çocuktu. Ali ise ülkesi için güzel düşleri olan yiğit ve yürekli bir devrimciydi. O düşüncedeki insanları darbeciler nasıl yok ettiyse, Ali'yi de 27 yaşında daha hayatın baharında işkence ile yok etmişlerdi. Ve diğer mektup arkadaşları. Yani Sevgi'nin o masalımsı yaşanmışlığından herkesin kendinden bir parça bulması mümkün.

“Umut Yüklü Mektuplar” romanının OKUR YORUMU...

1- Öner Yağcı “Kardelen, Turnalar, Kaptan’ın... Yazarı 30.05.2009
“Çağdaş yaşam arayışı da diyebiliriz “Umut Yüklü Mektuplar”a, Anadolu'nun eski bir kasabasında güzel kokarak açmaya çalışan bir gülün çırpınışları da...
Mektuplarla canlanan yaşamın sanatla bütünleşmesinin güncel örnekleri var bu arayışta ya da çırpınışta. Kıstırılmışlıktan ve öngörülen yazgısından kurtularak yoğun yaşam kesitlerine ulaşma serüveniyle aktarılanlar, bir insanın somut ve zengin ufuklara nasıl yelken açtığının canlı bir örneğini sunuyor. Romanlaştırılan bu canlı örnekte karşımıza en yakın tarihimizle örtü şen bir sevgi masalıyla buluşuyoruz.
Hani yok edilen ve hep aranan masalla.”

2- Beytullah Özilhan “Kaval”ın Yazarı 19 Mart 2010
"Umut yüklü mektuplar" Bence "HAYAT VEREN MEKTUPLAR" olmalıydı. Tabi bu benim düşüncem.
Arkadaş her şeyden önce seni kutlarım. "Kitap" dediğinde herkes kendi düşüncesinden bir şeyler bulmalı. Benim için KİTAP cahili ve akademik kariyeri olan herkesin okuduğunda anlaması gereken bir dille yazılmış olmasıdır. Ben “UMUT YÜKLÜ MEKTUPLAR”da bunu gördüm. Hele ki sevgiyi baz alıp onu işlemen daha bir güzelleştirmiş. Aslında konuşacak çok şey var. Sana başarıların devamını dilerim. Yolun açık olsun.

3- Taki Akkuş “Koçgiri- Umut Yalan” Yazarı 14 Eylül 2009
Kitabını okudum. Çok güzel beğeniyle okudum. Görüşlerimi ayrıca yazacağım hemen ekleyeyim konusu ve anılar yerli yerinde kullanılmış bu anlamda seni kutlarım. Sevgilerimle.

4- Muzaffer Özdemir “Şair, Müzisyen” 25 Haziran 2009
“Umut Yüklü Mektuplar” la bir dost daha kazandık aramıza, edebiyat dünyasına. Hoş geldin sevgili Gülser...

5- Sinan “Okur” 18 Eylül 2009
Umut Yüklü Mektuplarda Sevginin mektup arkadaşlarından biri olmayı çok isterdim...

6- Pakize “okur” 20 Ocak 2010
“Umut Yüklü Mektuplar”ın yazarı ben olmayı isterdim doğrusu.

7- Sevim Yazar “Şair, yazar” 05 Ocak 2010
Kitabının tümünde sıcak insan sevgisini buldum. “Dibi gözüken berrak bir suyun akışı” gibi dizmişsin sözcükleri. Dilin açık ve sürükleyici.
Mektupların sıcaklığı çağdaş bir anlayışın en güzel örneklerinden birini oluşturması. Taşranın küçük bir köşesinde güç koşullara karşın “fışkıran bir ışık gibi yansımışsın, yüreği hüzün dolu insanların yolunda”
“Umut Yüklü Mektuplar” kitabını bizlere kazandırdığın için gönülden teşekkür ederim. Yüreğine, kalemine sağlık.
İyi ki sizler gibi insanlar var bu dünya da...

8- Sevim Korkmaz Dinç “yazar, KYD. kurucularından” 18 Mart 2010
Roman; okuyucusuna mesaj vermeli. Bunu “Umut Yüklü Mektuplar” da gördüm. Kutlarım seni...

9- Tuğba Timur “8. Sınıf Öğrencisi” 23 Şubat 2010
“Umut Yüklü Mektuplar” romanının her kelimesini ilk kez duyuyormuşum gibi farklı bir heyecanla okudum. En samimi duygular içeren, her cümlesinde ayrı bir güzellik hissettiren muhteşem bir kitap.
Yazarımıza minnet duyuyorum. Ne güzel bir öyküyü kaleme almış. Raflarda durması değil, herkesin okumasını isterim.

10- Mesut Şahin “Er Haber Muhabiri” 18 Haziran 2009
“Umut Yükünü Almış Bir Kitap”
Kargaşa halinin insanları nasıl bir karanlığa sürüklediğini en iyi şekilde anlatan kitaplardan bir tanesi de “Umut Yüklü Mektuplar” diyebilirim.
Mektuplarınız çevrenizdekilere umut olsun diyerek kitabına başlayan Gülser Han Akkaş, bu ilk kitabında, her ne kadar geçmişte yaşanan olayları anlatsa da, aslında geleceğe ışık tutuyor, yön veriyor.
Elinize aldığınızda benim gibi bir solukta okuyacağınız bir kitap.
Gerçekten de ülkemizin cumhuriyet döneminden bu yana yaşadığı derin bir sorun olan dil, din, mezhep ayrılıklarını birebir yaşayan bir insan yaşadıklarını tüm gerçekliğiyle ne kadar güzel anlatabilir?
İşte bu soruya yanıt, “Umut Yüklü Mektuplar”da gizli.
Edebiyatın mektup tadındaki bu eseri, herkes tarafından okunmalı ve bu umut dolu yoğun anlatımı, herkes hayatının bir köşesine yerleştirmelidir.

11- Arzu Aras “Öğretmen” 10 Temmuz 2009
Kitabı keyifle okudum ve iki günde bitirdim. Kalemine, yüreğine, eline sağlık. Yalnız Kitap askıda kalmış devamı gelecek gibi...
Özlemle bekliyorum.

12- Gülderen Canyurt “Şair” 12 Mart 2010
“Umut Yüklü Mektuplar” (*)
Hüzünler, sevinçler, olaylar, olayların yaşandığı yerlerin betimlenişi, bireysel, toplumsal yaşamlardan, sorunlarından kesitler... Doğanın güzelliğinin ayırdın da olunması gerekliliğinin sözcüklerle anlatımı... Ailenin mektup arkadaşlarına; erkek, kız, dil, din, ırk ayırımı yapmadan konuk severliğin en yücesini yaşatması...
Yazılan mektuplarla; “denize ulaşmaya çalışılan ırmağın romanı.”
Ve romanda adı geçen diğer insanlar... Tümü ayrı bir değer taşıyor.
Akıcı bir anlatımla yazılan 363 sayfalık romanı su gibi içtim diyebilirim.
Yolun açık olsun Sevgili Gülser Han Akkaş... Nice kitaplara...
Özellikle bayların okuması gereken ve kitapçılarda “çok satılan” raflarda yerini alması gereken bir roman. Sevgimle kocaman yüreğinden öpüyorum.

13- Osman Şahin “Dersane Müdürü” 10 Ağustos 2009
Romandaki Zeynel Bey’e hayran kaldım. “Umut Yüklü Mektuplar” romanını okumadan önce bende kendimi çağdaş bir baba zannederdim, gerçekten önünde saygı ile eğilecek babalar varmış. Kutlarım seni...

14- Çetin Genç “Öğretmen” 25 Temmuz 2009
Öncelikle eline, yüreğine, emeğine sağlık. Kutlarım seni... Bir solukta okuduğum nadir kitaplardan biri. Hem de olayları, anlattığın yerleri yaşayarak, hissederek okudum. Selamlar, sevgiler...

15- Şükran “Arkadaşım” 28 Haziran 2009
Canım, Umut Yüklü Mektuplar kitabını bir solukta okudum ve şu an bitirdim. Böylesine güzel bir romanı bizlere kazandırdığın için teşekkür ederim. Şimdi senin yanında olmak, sımsıkı kucaklamak, sana sarılmak isterdim. Seni çok seviyorum... iyi ki benim arkadaşımsın.
16- İsa Kayacan “profesör Dr. yazar” 20 Kasım 2009
Gülser Han Akkaş’ın anlatım biçiminde; gözle görülen, dille beyinle hissedilen bir yumuşaklık var. Bazı cümleler uzunca olsa da, kopukluklarla karşılaşılmıyor. Gülser Han Akkaş’ı yayınını gerçekleştirdiği “Umut Yüklü Mektuplar”ından dolayı kutluyorum efendim.

17- Hasan Akarsu “Şair, Yazar” 27 Ekim 2009
Yazar, Gülser Han Akkaş, bu romanıyla, kendilerini yalnız ve çıkmazda duyumsayan gençlere yol gösteriyor. Dar çevre çemberini kırmak için arayışa yönlendiriyor. Sevgi, bu bakımdan bir simge. Ailesinin yaklaşımı da örnek gösterilecek bir tutum. Hiç tanımadıkları gençleri evlerine konuk ederek, insanlık göstererek örnek oluyorlar. Yabancılaşmaya karşı ne güzel bir tepki veriyorlar.
Yaşam biçimleri, geleceğe bakışları umut verici. İnsanlık, bu ilişkileri özlüyor. Yalnız, bu iletişim çağında, mektuplaşma bitmişken, mektuplarla yeni bir dünya yaratılması olası mı? sorusu geliyor aklımıza. Mektuplaşmanın yerine çetleşmeyi koyarsak aynı sonuca ulaşabilir miyiz? Bu kaygılardan sonra, yeniden mektuplara
dönülebilir mi?
Sonuç olarak, yazar, iletisini mektuplarla vererek amacına ulaşıyor.
Kendisine yeni bir yaşam arayan Sevgi’nin önünü açıyor.

18- Mehmet Zengül “Cilavuz Haber muhabiri” 30 Haziran 2009
Her yazar çağının tanığıdır. Doğrusu tanıklık etmelidir. Umut Yüklü Mektupları kısa süre de okuduktan sonra öykünün tanığıymışım, bütün bu anlatılanları biliyormuşum hissine kapıldım.
Yazar, Sevgi’nin gözünden gördüklerinin sesi olmuş ve Umut Yüklü Mektuplarla, edebiyat merdiveninin ilk basamağını başarıyla çıkmış.
Yazarımıza başarılar diler, yürekten kutlarım.

19- Mehmet Doğan “Şair, İnşaat Mühendisi” 13 Şubat 2010
Sevgili Dost Gülser Han Akkaş
Umut Yüklü Mektuplar’ı okudum. Hiç yorulmadım.
Bitirmek için ne bir merak, ne de yorgunluk hissetmedim, okuduğum saatler çok çabuk ve rahat geçti.
Romanın tatlı bir damak tadı, garip bir sızı, hoş bir buğu bıraktı gözlerimde. Umut Yüklü Mektuplar da, her kes kendinden bir şeyler bulur mutlaka.
Ben “sessizliği, kimsesizliği, çaresizliği, çırpınışları, buldum…”
Ha.! Romanın kurgusu güzel, okuyucuyu içine alıyor. Beni de aldı içine. İyi yazmışsın kalemine sağlık, önemli olan herkesin bildiği sıradan olayları yazabilmek ve okutabilmek ve sen bunu başarmışsın.
Sadece sevgi ve insana dair olanlar yeter aslında her şeye.
“Umut Yüklü Mektuplar” keşke bir yolunu bulabilse ve her yere ulaşabilse, bütün kitapçılarda satışa sunula bilse, her kesin okuyabileceği bir noktaya taşına bilse.
ILIK, ILIK TADARAK DAMAĞIMDA TATLI BİR HOŞLIUKLA OKUDUM. HAFIZAMDA TOZLU RAFLARIN BİR KAÇINI ÜFLEDİN. BİR İKİ KÜFLENMİŞ KÖŞE HAVALANDI, TEMİZLENDİ, YENİLENDİ…
ELİNE, DİLİNE, KALEMİNE SAĞLIK.

20- Celal Şenol “Aydın-Çine Evrensel G. muhabiri” 10 Ağustos 2009
Kitabınızın tamamını kısa sürede okuyup bitirdim.
Değer yargılarımızın hızla bozuşturulduğu günümüzde, romanınız” taze somun kokusu gibi sıcacık insan kokmaktadır.”
Bu duyguları ve kaybetmeye yüz tutan dayanışma ve paylaşma duygularımızın yeniden hatırlanması için "Umut Yüklü Mektuplar" ın daha çok okurla buluşmasını arzu ediyorum.
işçi kültürü içerisinden gelen bir kadının ve bir annenin böylesine güzel bir şaheser üretmesine hayran kaldım. Finali mükemmel olmuş, oldukça etkileyici. Seni kutlarım.
Emeğine, yüreğine sağlık.

21- Sibel Güneşdoğdu “ Yazar” 2 Mayıs 2010
Sevgili Gülser; "Umut Yüklü Mektuplar" ı yeni bitirdim. Romanın sonundaki, "Bedeninin değil, adının yaşadığı kadardır ömrün..." tümcesi beni çok duygulandırdı. Ne yalan söyleyeyim ağladım...
Kutluyorum seni, “duygu yüklü bir çalışma yapmış, emek, emek dokumuşsun kumaşını.” Özellikle sonu çok vurucu olmuş; hiç öyle bir son beklememiştim aslında. E yaşam böyle, ne zaman ne olacağı belli olmaz, değil mi? Emeğine, beynine, yüreğine sağlık, 363 sayfa kitap yazmak gerçekten yürek işi; çok da güzel olmuş.
Öpüyorum yanaklarından.

22- Kadir İncesu “Fotoğrafçı” 12.11.2009
“Umut Yüklü Mektuplar,” adı üstünde "umut" yüklü bir kitap. Yazarı Gülser Han Akkaşı kutlarım…

23- Raif Zor “Sisli Bahar”ın yazarı, Karikatürist” 26 Kasım 2009
Yazarı isyanının somut ifadesi olan "umut yüklü mektuplar" gibi bir eserle, su gibi akan bir anlatım tarzını tutturmanın ustalığıyla çıkmıştır. Eserin özü milyonlarca yoksul, emekçi halkımızın özlem ve beklentilerine ışık tutmakta, İnsanlık onuruna uygun yaşam koşullarına ulaşmanın ve düşünmenin yolunu göstermektedir.
“Umut Yüklü Mektuplar” sadece yaşanabilirlik değil, yaşanmışlıklardan da söz ediyor. Okur açısından örnek alınacak düşünsel deneyimlerle dolu bir eser ve aynı zamanda eğitici özelliğini taşımaktadır.
Gülser seksen milyonluk ülkenin huzuruna 363 sayfalık bir romanla çıkmayı başarmıştır.
Eserin değerini iyi ve doğru anlamak yalnızca gerekli değil zorunludur da. Doğru ve onurlu bu yoldaşın hiç durmadan yürüyeceğini biliyorum. Havanın bulutlu olmasına, hınçla çakan şimşeklere, önüne çıkan uçurumlara, dik yamaçlara aldırma. Hiçbir şimşek bilincinde ki ışıktan daha parlak, hiçbir uçurum bir adımından daha geniş değil.
Hangi uçurum dağ kartalının uçuşunu engelleyebilmiştir ki?
Dostluk ve sevgiyle...

24- İsmail Biçer - Şair "Sessizlik kuyusu" yazarı 13.10.2009
"Umut Yüklü Mektuplar'ı" okuduğunuzda yazılmış mektupların bir romana dönüşebilme başarısına tanık olacaksınız. İçten, akıcı, destansı adeta bir dönemin tutanakları. Gülser Han Akkaş'ı kutlarım.

25 - Reşit Yaman "Dağlarım Daha Güzel, Umutlar Yaşamalı"nın yazarı 30.11. 2010
Bazı gereksiz tekrarlar hariç, ilk romanı olmasına rağmen genç bir kızın gerçek duygularını, yüreğinin sesini dile getiren sade bir uslupla yazılmış çok samimi, içten bir kitap "Umut Yüklü Mektuplar." Aslında ben sevgi yüklüde diyebilirim. Duygularını abartısız bir şekilde dile getirmesi çok başarılı olmuş.Genç bir kızın gözüyle yaşam ve dünya ancak bu kadar insana sevdirilir. "Oradaki Sevgi karda ilk çıkan çiçeklerin taç yaprağı gibi narin ve hassas." Baba ise saygı değer niteliği ve örnek kişiliği ile çevreyi etkileyen.Eğitici bilgileri ile çocuklarını yönlendiren, aydın ve üstün liderlik vasfına sahip oluşu. Topluma sürekli sevgi ve iyilik dağıtması ile kendisini sevdiren örnek bir aile babası. Ona çok saygı duydum.
Teşekkür ederiz sevgili Gülser bize bu kitabı kazandırdığın için.

26- HATİCE DÖNMEZDEMİR: Okur, kitabım vesilesi ile yeni tanıştım ama onu çok sevdim. 29.07.2011
Kitabını çok çabuk okudum ve çok etkilendim. Hepimizin de yaşama dair taşıyacağımız yük hep umut olsun. Bir düşünür;"Düş kırıklığına uğramayanlar hiç umut beslememiş olanlardır"demiş ve "sabır umut etmek sanatıdır" Sevgili Gülser arkadaşım,Can dost, umutlarının bir bir gerçekleşmesini,yeni umutlar üretmeye devam etmeni gönülden diliyorum.Yolun açık, başarıların ve dostluğun,tabiki dostluğumuz daim olsun.Hatice dönmezdemir

NOT: Saygı değer kişi ve okurlarımın içten yorumlarına çok teşekkür eder, hepsine sevgilerimi iletirim.
Kitabım Berfin KORA yayınlarından çıktı.

Gülser Han Akkaş 1 Haziran 2010
Editör: Haber Merkezi