ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, iptal edilen İstanbul seçimi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.



GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimine dair konuştu. Aktaş, iptal kararından sonra yaşananlar için “Gül ve Davutoğlu’nun tutumunu aşan, daha derin bir problemle karşı karşıyayız" dedi.

Star yazarı Fadime Özkan, 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimine dair GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş ile konuştu.

Özkan, Aktaş'a yönelttiği soruları ve bunlara karşılık aldığı yanıtları, "AK Parti’nin hizmetleri bu seçimi almaya yeter" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

YSK’nın İstanbul seçimini yenileme kararı, durulmayan siyaseti bir kez daha hareketlendirdi. Bu süreçte denklem ve düzlem değişti mi, sonuç ne olur, diye sorduğumuz GENAR Başkanı İhsan Aktaş peş peşe gelen açıklamaları da değerlendirdi. “Sayın Abdullah Gül ve Sayın Ahmet Davutoğlu’nun tutumunu aşan, daha derin bir problemle karşı karşıyayız. CHP’liler tek parti dönemi, 60 ihtilali, Menderes’in idamı, Refah’ın kapatılması, Deniz Gezmiş’in idamı gibi konulardaki tutumlarını hala savunur. Mağlupların ezilmişliği ve körfez vatandaşlığı zaviyesinden meseleye bakan sadece bu iki siyasetçi olsa, öpüp başımıza koyarız. Makbul olmayı hala batıdan bekleyen, ona öykünen bir yaklaşım var ve bu ezilmişlikten medeniyet çıkmaz”.

YSK AK Parti’nin itirazını değerlendirerek 36 gün sonra İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Her şey sil baştan ama 31 Mart’a başlarken gibi de değil. Daha önce yaşanmamış bir “şey” yaşadık. Nedir Türkiye’nin hal-i pürmelali?  

Daha önce ülkenin birçok ilinde seçimler iptal edildi, yeniden seçim oldu. Fakat hiç birisi İstanbul kadar gündem olmadı, olamazdı. Bırakın Türk halkını bütün dünya İstanbul seçim sonuçları ile ilgili. Son seçimlerin tamamında AK Parti aleyhine Batı’da kampanya yapan bütün mahfiller İstanbul seçimleri ile ilgili de referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi doğrudan taraflarını seçtiler ve tavır almaktan çekinmediler. Vakıa şu ki İstanbul seçimleri Türkiye’nin bütün seçimleri kadar önemlidir.

İKİ TARAF DA MAĞDURUM DİYOR

YSK kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

YSK’nın önünde iki ihtimal vardı. Ben kararı ortada görüyordum hep. YSK yüzde elli gibi itirazları haklı buldu. Hukuki mülahazalar, hukukçuların meselesidir. Siyasi olaraksa her iki tarafın itiraz edeceği konular var. AK Parti “Benim 15 bin oyumu kim çaldı?” diye sorar, CHP ise “Bitmiş seçimi neden tekrar ediyoruz?” diye mağduriyet söylemi geliştirir, diye düşünüyordum -ki böyle bir davranış sergilediler.

Evet, ama YSK sandıkların tamamının sayılmasına karar verdiğinde CHP, bazı ilçeler için şiddetle buna karşı çıktı ve YSK da sayımları durdurdu. Kanaatimce oyları yeniden saymak, yeni bir seçim yapmaktan daha kolay bir işti. CHP itiraz etmeseydi ve sandıklar yeniden sayılsa idi belki de olağanüstü itiraza da gerek kalmazdı.

YILDIRIM BEŞ ŞEYE DİKKAT ETMELİ 

23 Haziran’ı konuşalım. Yaşananlar ve beklentiler ışığında ne dersiniz, Binali Yıldırım için nasıl bir strateji ve kampanya daha doğrudur? 

Seçim stratejisinde Yıldırım şunlara dikkat etmeli. Bir, AK Parti bugüne dek yaptığı hizmetleri kıymetlendirip halka anlatmalı. Nitekim İBB Meclisinde AK Parti grup başkan vekili Tevfik Göksu yapılanları mukayeseli şekilde ifade edene dek partinin olağanüstü faaliyetleri anlatılmazken; CHP gökdelen cenneti olan Beylikdüzü ilçesinden efsane oluşturma yoluna gidebildi. İki, İstanbul’da gençlerin teknoloji ve dünya ile buluşmaları önemli.

Gençlere dönük mutlaka tatminkâr mesajlar verilmeli. Üç, İstanbul’daki dindar Kürt seçmen seçimin anahtarıdır. Siyasi dil kurulurken bütün seçimlerde AK Parti’ye yerelde oy veren HDP’li dindar seçmenin desteği tekrar sağlanmalı. Binali Bey bu seçmenin oyunu alacak tabiatta bir liderdir. Dört, kent yoksulluğu konusunda çerçevesi çizilmiş bir vizyon ortaya konulmalı. Beş, AK Parti’nin yerel hizmetleri seçim kazanmaya kafidir, genel seçim havası oluşturmaya ihtiyacı yok.

KÜRTLERİN TERCİHİ, SOSYAL BARIŞ İHTİYACI

İmralı’dan gelen açıklamayı seçime bağlayanlar var?

Türkiye’de Kürt meselesinin alelacele bir mesele gibi ele alınacağını sanmam. Üç seçimdir Güneydoğuda HDP’den AK Parti’ye oy kayması var. Bölge seçmeninin tutumu dikkatle izlenmeli. Kırk yıl sonra örgüte rağmen bölge halkı ülke bütünlüğünden yana. Halkın hendek olaylarından sonra iki talebi oldu. “Küresel devlet oyunlarını bırakın, bölgenin sorunlarına yönelin” ve “yüzünüzü Türkiye’ye dönün”. Bunları ne örgüt ne HDP karşılamadı. Avukat görüşmelerini seçimlerle ilişkili nitelendirmek doğru değil. Kürt meselesi ülke demokratikleşmesinin yansıması, kimlik meselesi olarak uzun vadede çözüme kavuşturulabilir. Mücadele edip terörü yendikten sonra sosyal barışa elbette ihtiyaç olur -ki devletin eli sosyal barış için daha güçlü gözüküyor.

AK PARTİ YENİ KADROLAR ÜRETMEYE ODAKLANMALI

Erdoğan 15 yılın ardından iki yıl önce metal yorgunluğu teşhisi koydu partiye. Hala uyarılar yapıyor. AK Parti kendi tarihi içinde hangi evrede? 

AK Parti’de siyaseti bilen insanlar daha çok Refah Partililerdi. Partinin halk desteğini sürekli arkasında görmesi AK Parti’de yeni partililerin yetişmesi zeminini ortadan kaldırdı. Geçmiş dönemlerde her figür AK Parti’de en üst düzeyde yöneticilik yapabilirdi. Şimdi zor bir dönem. Ya kağıttan kaplanlarla gerçek siyasetçiler yer değiştirecek ya ilk zorlukta kağıttan kaplanlar kendiliğinden tasfiye olacak. AK Parti gibi kendi kadrolarını sürekli yenileyen partinin sürekli insan ve yönetici yetiştiren bir aygıta dönüşmesi lazım. Yetişmiş kadrolar yaşlandı. Yeni nesil siyasetin gerçek ve zor taraflarını bilmiyor. Bu durum AK Parti için hala ağır bir sorun fakat aşılamaz değil. Metal yorgunluk belediyeler kadar partinin bütününü ilgilendiriyor.
Editör: Haber Merkezi