“Kasten öldürme, neticesi itibariyle ağırlaşmış yaralama suçu, işkence, cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki,….” şeklinde devam eden maddenin de olduğu infaz kanunu resmi gazeteden de geçerek yürürlüğe girdi. Üstelik sosyal medya hesaplarında bangır bangır bağıran muhalefetin vekillerinin de katılmadığı bir oylamayla geçti bu kanun. Neresinden tutsak elimizde kalan bir süreçten geçerken böylesine ciddi bir konuda olumlu yönde oy verenlerin dışında oy kullanmayanları da biz kadınlar ve çocuklar elbet unutmayacağız!

Önümüzdeki günlerde çocuk bayramını kutlayacağız iktidarından muhalefetine. Herkes çocukların bizim geleceğimiz olduğundan, geleceğin onların elinde yükseleceğinden bahsedecek. Türkiye Bayrağı ile çekilmiş bir sürü çocuğun fotoğrafını göreceğiz sosyal medyada. Bunları yaparken de söylerken de utanmayacağız, çünkü bu bizim için bir gelenek artık! Söylemlerimiz davranışlarımızı teğet geçerken çocuklar tecavüze uğramaya ve kadınlar sokak ortasında öldürülmeye devam edecek. Yaşam hakkını elinden aldığımız çocuklarımız kin ve nefret kusan bir ortamda, şiddetin ve kan gölünün ortasında büyüyecekler.

Bu ikiyüzlü politikalar sadece ülkemize özgü değil tabii ki! Dünyada çocukları korumak için oluşturulan birimleri ve sözleşmeleri de ayrıca ele almak gerekir bu süreçte. Çocuk Hakları Sözleşmesi hangi amaçla imzalandı? Uyguladıkları politikalar ile çocukların hayatını nasıl yok ettiklerinin bir grafiğini oluşturmaksa amaç söyleyecek bir şey yok ama Birleşmiş Milletler Çocuklara Yönelik Şiddet Genel Sekreteri Marta Santos Pais’in, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin oluşum aşamalarını anlatırken atlatılan fikirler arası badirelere bakılırsa çocuklar için ciddi amaçlar olduğu gibi bir yargıya varabiliyoruz. Çirkin devlet politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan bu sözde uygulamalarla özgür bir gelecek vaat etmenin imkansızlığını görüyoruz. Albert Einstein’in dediği gibi “problemleri onları üreten kafalarla çözemezsiniz!”

Kapitalist ataerkil sistem, ilk ve son sömürge olan kadınlar üzerinden kendini var etmeye devam ediyor. Biz kadınlar, çocuklarımıza özgür bir dünya bırakmanın yolunun erk zihniyete her alanda baş kaldırmaktan geçtiğini biliyoruz. Çocuklarımızı bu zihniyetten korumak bizler için her gün daha da zorlaşsa da öz-gücümüzden aldığımız güvenle mücadelemizi örgütlemeye devam edeceğiz! 

Gülperi Fatih 

Mersin Eğitim Sen Şubesi Kadın Sekreteri 

 
Editör: Haber Merkezi