İSTANBUL - Kürt yurttaşlara yönelik ırkçı saldırılar giderek yoğunlaşıyor. Hak savunucuları ve siyasi parti temsilcileri, Kürtlere dönük bu yaklaşımın tehlikeli sonuçlar doğuracağına işaret ederek, faşizme teslim olunmaması gerektiğinin altını çizdi. 

Mardin ve Diyarbakır’dan Afyon’a çalışmak için giden Kürt mevsimlik tarım işçileri 19 Temmuz günü ırkçı saldırıya maruz kalmıştı. 20 Temmuz’da ise Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Kavaklı Mahallesi’nde mahalle muhtarının da aralarında olduğu 60 kişi mahallede yaşayan Kürt aileye saldırmıştı.  Saldırı sonucunda Diyarbakırlı Hakim Dal yaşamını yitirdi.  

Son zamanlarda sıkça gerçekleşen ırkçı saldırılara karşı 15 baro sessiz kalmayarak tepkilerini gösterirken, havuz medya bu 15 baroyu hedef almaktan geri durmadı. 

Artan ırkçı saldırıları İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy ve Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Aktağ ile konuştuk. 

‘Irkçı saldırılar adli olaylar olarak ele alınıyor’

Eren Keskin, Konya, Afyon ve Ankara’da yaşanan ırkçı saldırıların Deniz Poyraz’ın katledilmesinden bağımsız değerlendirmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Şiddet politik bir kavram. Bu tür şiddet olaylarında mutlaka resmi devlet dilinde ki sertleşmenin, ötekileştirmenin çok büyük etkisi var. İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon olarak bugüne kadar bütün ırkçı saldırıları takip etmeye çalıştık. Ve burada tabi şöyle bir sorunda var bu saldırılar hukuki anlamda gerçek anlamda soruşturulmuyor. Saldırıların arkasında ki ırkçı saik savcılıklar ve mahkemeler tarafından ele alınmıyor. Normal, adli olaylar olarak ele alınıyor. Kürtlere yönelik yoğunlaşan bu ırkçı saldırıları son derece tehlikeli buluyoruz” şeklinde konuştu. 

‘AKP iktidarı kaybettikten sonra ırkçı saldırı arttı’

HDP’li vekil Oya Ersoy, İzmir HDP İl Örgütü’ne yapılan ırkçı saldırıyı hatırlatarak, “Bu saldırı herhangi bir AKP İl binasında olsaydı ne olurdu? Bir tane bakan kalmazdı ortada” diye tepki gösterdi. 7 Haziran sürecinde AKP’nin ilk defa iktidarını kaybettiğini vurgulayan Oya, bu süreçten sonra ırkçı saldırıların yoğunlaştığına dikkat çekti. Kürt halkına yönelik saldırıların kontrgerilla ile bağlantı olduğunu kaydeden Oya, “Bu işe bir dur demek başta ana muhalefet partisiyim diyen CHP olmak üzere kendisini demokrasi güçlerinden sayan herkesin görevidir. Faşizme karşı birlikte mücadele etmek bu ülkede eşit ve özgürce yaşamak isteyen herkesin görevidir” dedi.

Oya iktidara seslenerek, “Zulüm ile abat olunmaz diyoruz hep, iktidara bir tek şeyi hatırlatmak isterim bu ülkede faşizmin tarihini yazıyorlar ama bu ülke faşizme karşı direnişin tarihinin yazıldığı topraklardır. Hiçbir zaman halklarımız faşizme teslim olmaz” mesajını verdi.

‘Irkçı saldırılar iktidarın yarattığı siyasi iklimden oluyor’

SODAP Sözcüsü Sevtap Aktağ, ırkçı saldırıların iktidarın yarattığı siyasi iklimin sonucu olduğunu vurguladı. “Gerçekten de bu gibi olaylar yaşandığında maalesef kolluk güçlerinin müdahaleleri de olayın engellenmesi ve ceza alınması çerçevesinde olmuyor” diyen Sevtap, “Deniz Poyraz’ın katiline ‘abicim’ diye seslenen fakat demokratik hakları doğrultusunda Suruç Katliamı için sokakta olan gençlere hunharca saldıran kolluk kuvvetleriyle karşı karşıyayız. Cezasızlık yaklaşımı, açığa çıkan politik ortam ve çökme iktidarının olduğu bir politik atmosferde maalesef olanlar şaşırtmıyor” diye konuştu.

Irkçı saldırıların herkesin yaşamına yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Sevtap, “İçinde yaşadığımız ortamın zehirlenmesi ve yaşanamaz hale gelmesinin farkında olarak, birbirimize sahip çıkan ortamı inşa etmek durumundayız. Yoksa hiçbirimiz için yaşanacak alan kalmayacak” diye belirtti. 

(JINNEWS)

Editör: Haber Merkezi