AYAK
Çok sinsi ve güçlü bağlantıları vardı!
Devasa bir para kaynağına hükmediyorlardı.
Okullar bunun en önemli alt yapısıydı! Çünkü buradan yetişecek nesil ülkenin can damarlarına monte edilecekti! İşte bu plan kusursuz işledi! Sınav soruları ellerindeydi; kafası bassın, basmasın tüm örgüt elemanları yüksek puanlar aldırılarak atanması gereken yerlere, tere yağından kıl çeker gibi atanıyordu!
Bu işin en önemli ayağı “ Mülakat” adı altında iyiyi eleyip, kötüyü kayırma komedisiydi! Hiç bir hak iddia etme şansınızda yoktu!
Tüm emniyet teşkilatı ekseriyetle hal edilmişti!
Asıl mesele Orduydu!
Kumpaslar, iftiralar ve mağduriyetler, bir ordunun intiharına kadar uzandı!
Belliki oraya da planlı bir şekilde sızmışlardı ve bana göre girdikleri her yere kusursuz sızarken, orduda aceleci ve acemice davranmışlardı! İşte bu acele ve acemilik, heveslerini kursağında bıraktı! Saat dokuz da darbeye kalkışmak sanırım arkalarındaki büyük abi CİA yı da şaşırtmıştır!
Şimdi;
Hepimiz bu yapının tepeden tırnağa devletin hücrelerine sızdığını biliyoruz!
Ama nedense bu işin siyasi ayağı yok!
Bu yapıya övgüler, hasret söylemleri, beraber çekilen selfiler!
Bunların hiç biri delil sayılmıyor!
Nedense hepsi karganın ağzındaki torbadan tesadüfen o resmin ortasına düşmüş!!
Ama “ Ben kıblenin yönünü bilmem, beni nasıl FETÖ ile ilişkilendirip görevden alırsınız” diyen gariban işçiyi ekmeğinden etme acımasızlığına hangi vicdanla yanıt verebilirsiniz?
Çünkü bu darbe teşebbüsünde her zaman olduğu gibi, değişmez bir kural olacaktı! Yanan ateşin içine alakası olmayan sıradan sol ve demokratları da atmak!
FETÖ başarsaydı bu yine böyle olacaktı! Yapacakları tutuklama ve işten atmalara bu kesim yine sos yapılacaktı!
Bir kaç darbe görmüş biri olarak, bu hep böyle oldu!
Böyle olunca da bu ülke hep vicdan azabının verdiği rahatsızlıkla kıvranmayı marifet saydı!
Bu nedenledir ki, kendi insanını biri birine kaynaştırmayı hiç bir zaman doğru bir seçenek olarak işaretlemedi!
Şimdi çıkmış bağırıp çağırıyorlar:”Hani bu işin siyasi ayağı?” diye.
Yok efendim!
Böyle bir ayak yoktu!
Ortada eli ayağı olmayan bir gövde vardı!
O gövdenin içinde saklanan çaycı Ahmet, kıblenin yönünü bilmeyen Süleyman, öğretmen Ayşe vardı!
E, onlar da şimdi aç, sussuz canları cehenneme modundalar!
İşin başı Amerika’da zevkü safada!
Kim bilir belki ayakları da soğuk su da ve sahillerde şükür duasında!
Editör: Haber Merkezi