BİZ BUYUZ Günün ağır stresi ve daha nice olumsuzluklarla çıktığınız çarşı pazar turundan sonra evinize dönüyorsunuz; biraz dinleneyim diye koltuk Ya da kanepeye uzanıyorsunuz. Karşınız da doğal olarak televizyon ekranı! Meraklıyız ya, önce haber kanallarını geziyorsunuz.

 

 

 

BİZ BUYUZ
Günün ağır stresi ve daha nice olumsuzluklarla
çıktığınız çarşı pazar turundan sonra evinize dönüyorsunuz; biraz dinleneyim diye koltuk Ya da kanepeye uzanıyorsunuz. Karşınız da doğal olarak televizyon ekranı!
Meraklıyız ya, önce haber kanallarını geziyorsunuz. Hepsi yarış halinde “ ölme, öldürme, kan, taciz ve tecavüz” haberleriyle sizi bu olumsuzluklara bağlamakla kalmıyor ve birden bakıyorsunuz oraya bir de sözüm ona konunun uzmanını getirmişler! Uzmana “sürüklendiğimiz bu kirli iklimden bir idamla kurtulabilir miyiz?” diye soruyorlar!
Uzman kendince zırvalayıp duruyor ve hiç biri çıkıp “ kardeşim bu eğitim sistemi ile ne cinayetleri, ne de tecavüzleri önleyemezsiniz” diyemiyor!
Müslüman bir ülke!
Diyanete, bütçeden en büyük paylardan biri veriliyor! Tüm bunlara rağmen sokağa çıkın sorun, kaç kişi İslamın şartlarını biliyor, ya da abdesti bozan şeyleri?
Ama yok!
Her köye bir cami, her eve bir hafız politikamız son sürat devam ediyor! Baksanıza burası yetmemiş gibi, bir de devasa paralarla dünya ülkelerine de cami yapıp hibe ediyoruz!
Hala kitap okuma oranımız binde üç! Hala kitaplar derdest edilip yasak denilerek el konuluyor!
Yakın tanıdığım!
Emekli öğretmen!
Okusun diye imzalayıp kitap vermek istiyorum!
Kitaba bakıp, hiç düzeltemediği Malatya şivesiyle “ la bu ne? ben kitap oğumiyim ki”
Kitap okumayanların bile öğretmen olduğu bir ülke manzarası!
Okuyanların mahpus damlarını boyladığı bir arena!
Sonra çıkın “ biz bu sapıkları asalım mı, asmayalım mı?” diye beynimizi ütüleyin!
Kusura bakmayın biz buyuz!
Öğretmeni dahi okumayan bir ülkede bu sonuçlardan başka ne bekliyordunuz?
Gittikçe de daha ağır bir liyakatsizliğin kapısını aralamışız ve oraya ne kadar boş, kafası basmaz varsa dolduruyoruz!
Sınavda bölümünde derece yapmış, ama onu mülakatta eliyoruz!
Çünkü yerine hazır bekleyen bir vasıfsız var!
İşte o vasıfsız, öğretmen olacak ve çıkıp diyecek ki “ gardaş hakımızınan gazandık!”
Sonra bu dille başlayıp, öğrencilere gramer öğretecek!
Vay lo “ male mıne!”