GAZETECİYE NE OLDU?
Peşinen söyleyeyim..Girdiği konsolosluk binasından çıktı!.
Çıktı ama nasıl?
Bir girip bin çıkmış olma ihtimali çok yüksek!.Baksanıza Suudi adli tıp kurumu başkanı da infaz için gelen ekibin içindeymiş!.
Malum, doğrama işinde uzmandır ve kaç parçaya ayrılması gerektiğine o karar vermiştir!.
Sırf bu iş için gelen bu infaz ekibi görevini bitirip, elini kolunu sallayarak uçaklarına binip ülkemizden ayrılıyor!.
Aynı zamanda Amerika vatandaşı olan bu gazetecinin konsolosluk binasında buhar olmasına başta Amerika olmak üzere bir çok ülkeden tepkiler gelmeye başladı!.
Bu tepkilere bizimde muhatap olacağımız kesin!.
Herkesin elini kolunu sallayarak gelip, ülkemizde bu kadar rahat cinayet işlemesinin bir izahı olmalı!.Yol geçen hanı gibi, yabancı servislerin rahatça girip çıktığı ve cinayetler işlediği bir ülke algısının dünyadaki görüntüsü hiçte hoş olmaz!.
Onlar bunu yaparken, bizim ülke istihbaratı ne yapıyor?.
Sanırım sadece telefon dinliyor!.Acaba bir iki kelime yakalayıp, oradan bir şüphe yaratamaz mıyım, diye?.
Eğer öyle olmasaydı bu cinayeti önleyebilirdi!.
Tıpkı daha dün üçüncü yılında andığımız yüz üç insanımızın "Ben geliyorum" diyen vahşi bir cinayete kurban gitmeleri gibi!.Bu işin katilleri elini kolunu sallayarak bu ülkenin Başkentine kadar gelip bu cinayeti işleyip, kendilerini de imha ettiler!.
Ancak o işin asıl baronları ortaya çıkarıldı mı, çıkarılmadı mı? Hala bir muamma!.Çünkü bu işin mağduru ailelere bakılırsa hiç birinin vicdanen rahatlamadığını söylemek mümkün!.
Konumuz kayıp gazeteciydi!.
Peki bundan sonra ne olacak?
Hiç bir şey olmayacak!.Ölen ölmüş, kalan kalmıştır!.
Amerika'nın silah pazarı olan Suudi Arabistan bu işten rahat sıyırır!.
Öyle ya, iki ülke arasındaki mühim ilişkilerden dolayı bir gazetecinin lafı mı olur?.
Ölmüşse Allah rahmet eyler ve mekanı cennet olur, biter!.
Tıpkı tüm ölenler gibi!.
Editör: Haber Merkezi