İSTANBUL - Halkların Demokratik Kongresi (HDK), sınır ötesi operasyona ve Kürt sorununda çözümsüzlüğünün ortaya çıkardığı sorunlara ilişkin açıklama yaptı. Yazılı olarak gerçekleştirilen açıklamada, Kürt halkına karşı politikalar kapsamında Türkiye’nin emperyalist güçlerin koçbaşı haline getirildiği ifade edilerek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın barışın ve çözümün iradesi olduğu vurgulandı.

EMPERYALİSTLER BEDAVA KORUMAZ

Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrarın, krizleri daha şiddetli ve yakıcı bir hale getirdiği ifade edilen açıklamada, ekonomik ve siyasi krizin sistemsel bir krize dönüştüğü vurgulandı. Türkiye’nin geleceğe dair umutlarını yitirmeye başladığının belirtildiği açıklamada, “Korkuları yüzünden iki yakası zaten bir araya gelmeyen Türkiye'nin kıt kaynaklarını bir güvenlik ve savaş rejimi inşa etmek için kullandılar. Uluslararası ilişkilerde karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde barışçıl ilişkiler kurmak yerine;  iktidarlarını ve ayrıcalıklarını korumak için emperyalist devletlere, bloklara sığındılar. İngilizci, Almancı, Amerikancı, Rusyacı oldular. Emperyalistler kimseyi bedavaya korumaz” denildi.

‘TÜRKİYE KOÇBAŞI HALİNE GETİRİLDİ’

Açıklamada, Türkiye’nin emperyalizmin bölgesel savaşlarında koçbaşı haline getirildiği vurgulanarak, “Sınıf eksenli toplumsal mücadelelerini, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerini şiddetle bastırmak için yürüttükleri savaşlarda, onların iznini ve desteğini almaya çalıştılar. Siyasi rüşvet olarak, kullanamayacakları pahalı silah sistemlerine milyarlarca dolar para harcadılar. Bütçe imkanlarını polisi, MİT'i güçlendirmek, TSK'yı sürekli savaş halinde tutmak için sonuna kadar kullandılar” ifadeleri kullanıldı.

HALKA KARŞI SEFERBERLİK

Türkiye toplumunu, yönetici elitin korkularını, yolsuzluklarını, lüks ve şatafatlarını finanse edecek sömürge halkı konumuna yerleştiren akıl ve insanlık dışı sistemin sürekli kriz üretmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkati çekilerek, şöyle denildi: “Bugün devletin, korona salgını karşısında halka aşı temin edecek parası yok. Tam kapanma için temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan toplum kesimlerine verecek bir destek; hatta bunun için iktidarın niyeti bile yok. Ama hakkını arayan işçiye, üniversite öğrencisine, kadınlara yönelik şiddete karşı kadın eylemlerine, ormanını, deresini, toprağını koruyan İkizdereli köylülere, iktidarı eleştiren bir inanç grubuna karşı, camiye postallarıyla dalıp ibadet edenlere biber gazı sıkmak için on binlerce polis seferber.” 

‘KÜRT ŞEHİRLERİ İŞGAL ALTINDA’

Bütün Kürt şehirlerinde halkın iradesine ısrarla el konulduğu vurgulanan açıklama şöyle devam etti: “Bütün Kürt şehirleri sıkıyönetim şartlarından daha ağır bir işgal altında. Her köşe başında TOMA, her meydanda panzer, her yerde işkence, her yerde katliam... Suriye topraklarında, düne kadar Kürt nüfusun yaşadığı işgal bölgelerine yerleştirilen on binlerce cihatçı selefi çete mensubuna maaş ödeniyor, bu çeteler silahlandırılıyor, lojistik ihtiyaçları karşılanıyor. TSK, daha önce aynı bölgelere 13 defa harekat düzenlediği ve bir sonuç alamadığı halde, 14’üncü defa uçak ve helikopter filolarıyla, obüsleri, havanlarıyla, özel kuvvetleriyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Irak topraklarına işgal harekatı düzenliyor”

‘YA SAVAŞ YA BARIŞ’

Açıklamada, uzun zamandır iki seçenek ile karşı karşıya oldukları belirtilerek, “Ya krizleri, yoksulluğu, işsizliği, gençlerin bayraklara sarılı tabutlar içinde yoksul evlerine dönüşünü; kısacası savaş ve şiddeti; tıpkı bugün olduğu gibi ülkenin talan edilmesini; ya da barışı, çözümü, demokratikleşmeyi, krizsiz işleyen bir ekonomiyi, refahı ve bolluğu seçeceğiz. Bu ikinci yol, demokratik siyasetin önünün açılması, basının özgürleşmesi, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün genişlemesi; halkın siyasete katılım kanallarının açılması; iktidarlar üzerinde demokratik bir denetimin kurulması anlamına da geliyor” ifadeleri kullanıldı.

‘ÖCALAN ÇÖZÜM İRADESİDİR’

Kriz yaratan ve krizden beslenen talancı zihniyetin Kürt sorununun eşitlik ve özgürlük temelinde barışçı çözümünü yıllardır tecrit altında tuttuğuna vurgu yapılan açıklama, şöyle tamamlandı: “Yakın geçmişte, kısa süreliğine de olsa barışçı çözüm yoluna girildiğinde devlet de siyasi iktidar da barışçı çözüm yolunu birlikte açmak üzere Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın katkı ve katılımının önünü açmak ihtiyacı duydu. Çünkü onlar da biliyor. Abdullah Öcalan barış ve çözüm iradesidir. Öcalan üzerindeki tecrit, adım adım, demokratik hak ve özgürlüklerin, insanca yaşama isteğimizin, ülkenin geleceğine dair umudumuzun üzerinde bir tecride dönüştü. Barış ve çözüm iradesinin, Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecrit kalkmadan ve barış yolu açılmadan, krizden, yoksulluktan, devletin baskıcı politikalarından, yolsuzluk ve israfa karşı, kitlesel yoksulluk ve açlıktan çıkış yok. Kararı halk verecek.”

(MA)

Editör: Haber Merkezi