HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Mehmet Şerif Camcı, seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır’da 17 ilçede 25 bin kişi ile seçim çalışması yürüttüklerini söyledi. AK Parti’nin tahrik edici ve gerginliği tırmandırıcı söylemlerle Türkiye’nin geleceğini dinamitlediğini savunan Camcı, Diyarbakır özelinde maksimum oy oranına ulaşacaklarını belirtti

Yenigün Gazetesinde Mehmet Uğur ÇAKIL haberine göre;

DİYARBAKIR- 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala siyasetin gündemi günden güne ısınmaya devam ediyor. Doğan 21 FM ve TV 21’in ortak yayına katılan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Mehmet Şerif Camcı; Seçim çalışmaları, idam söylemine varacak sert siyasi söylemleri, Kürt sorunu ve Kandil ile Sincar operasyonlarına yönelik TV 21 Genel Yayın Yönetmeni Taner Özbay, Diyarbakır Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mesut Figan Çiçek ve Güneydoğu Ekspres Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ercan Akkar’ın sorularını yanıtladı. Camcı’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

“Bizi şaşırtan düzeyde pozitif sinyaller alıyoruz”

“HDP Diyarbakır’da dominant bir parti. HDP’nin halk nezdinde büyük bir umudu var. Siyaset Diyarbakır’ın sosyolojisini, ekonomik yapısını ve siyasal düşüncesini bir bütün halinde öngörüp harmanlayamazsınız başarılı olamayacağınız açıktır. Geçmişte Diyarbakır CHP’nin kalesi gibiydi. Zamanla gelişen toplum yapısını iyi okuyamamak nihayetinde gelinen noktada CHP’nin tabela partisinde öteye geçmediği görülüyor. AKP’de 2000’li yılların başında Türkiye’nin birçok yerinde ve Kürdistan’da da umudu yeşertti. Lakin gün geçtikçe AKP’nin söylemleri, programına aldığı düşünceleri ve projeleri yaşam bulmadıkça beklentiler tepkiye dönüştü. Şu anki süreçte de bu beklentinin öfkeye evrildiğini söylemek mümkündür. 24 Haziran için şu an Diyarbakır’da 17 ilçede 25 bin arkadaşımızla seçim çalışmasını yürütüyoruz. Tüm imkânsızlıklara rağmen yaşadığımız bütün zorlukları aştığımızı gördük. Kurduğumuz komisyonlar ve strateji merkezimiz ile birlikte seçim çalışmalarını büyük bir ahenk içinde coşkuyla sürdürüyoruz. Köy, mahalle ve sokaklarda ev ev dolaşıyoruz. Biz zaten çalmadık kapı bırakmayacağımıza yönelik çalışma yürüteceğimizi söylemiştik. Bu eksende çok sayıda gönüllü arkadaşımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizi oldukça morallendiren ve hatta bazen de şaşırtan pozitif sinyaller aldığımızı söyleyebilirim. Özellikle üniversiteden pırıl pırıl gençler partiye gelip çalışmaya başladı.

“İdam; toplum ile bağları koparmaktır”

“HDP seçimlere başlarken adil olmayan bir şekilde yüzde 10 baraj engeli ile seçimlere başladı. Bütün siyasi partilerin görüldüğü gibi baraj sorunu yok. Bu durum zaten başlı başına antidemokratik bir yaklaşımdır. Biz HDP’nin baraj altında kalacağını sanmıyoruz. Ancak HDP’nin baraj altında bırakılma sorunu olabilir. İki durumu birbirinden ayırt etmek gerekiyor. HDP’nin Türkiye genelinde yaydığı sinerji ve bütün kriminalize edilme çabalarına rağmen HDP’nin Türkiye’nin her yerinde ilgi görmesi dikkate alındığında HDP’nin baraj sorunu görünmüyor. Bizim tek endişemiz seçim hileleri ve seçim güvenliğidir. OHAL koşullarında seçim yapıyor oluşumuz bile ciddi bir handikaptır. Bölgede OHAL’i aşan ve sıkıyönetime yakın bir idari sistem var. Seçim sürecinde 33 arkadaşımız gözaltına alındı. Bu arkadaşlarımızdan 4’ü de tutuklandı. Büro açılışlarında çok sayıda polis etrafta oluyor. Köylere çalışma için giden arkadaşlarımız birçok zorlukla karşılaşıyor. Arama, GBT sorgulamaları ve saatlerce bekletmeler gibi birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Adil ve eşit olmayan bir duruma maruz kalıyoruz. Önceki günlerde de gördüğümüz gibi Cumhurbaşkanı suçlu bulunmamış ve cezaevinde olan Demirtaş için idam istiyor. Sizin idam istemeniz toplum ile bütün bağlarınızı kopardığınız anlamına gelir. Selahattin Demirtaş’ı beğenin veya beğenmeyin, Demirtaş Türkiye’nin gönlünde taht kurmuş saygın bir liderdir.

“Kürt sorunu var mı yok mu göreceğiz”

Kürt sorununun seçimlerde dile getirilmesine ilişkin soruyu değerlendiren Camcı,

“AKP’nin tutumu Türkiye’nin geleceğini dinamitleyen bir tutumdur. Bu durumu Yozgat’daki veya Edirne’deki insanların da düşünmesi gerekiyor. Kürt realitesini, Kürtlerin doğal taleplerini kriminalize ederek, terörize ederek çözmenin imkânı bu yüzyılda kalmamıştır. Bu ülkenin kaynaklarını ve düşünsel gücünü heba etmekten başka bir sonuç elde edilmeyecektir. Bu ülkeyi yönetenlerin aklı kalmamıştır. 90’lı yıllarda Kürtlere yine baskı vardı. Fakat stratejik akıl nerede durulması gerektiğini biliyordu. Bugün gelinen noktada sürecin paramparça olduğu bir dönemi yaşıyoruz. 24 Haziran bu nedenden dolayı çok önemlidir. Biz Kürtlere karşı uygulanan tüm zulümlere rağmen Türkiye ortak vatanımızdır diyoruz. Demokratik bir vatan oluşturabiliriz. Çocuklarımızın ve bizim geleceğimiz için herkesin oyunun değerini bilmesi gerekiyor. Kürt sorunu var mı yok mu 24 Haziran’da göreceğiz.”

“Demokratik özerklik talebimiz var”

Halkların Demokratik Partisi’nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin Demokratik Özerklik talebi var. Biz bu sistemi önerirken Trakya Bölgesi için de öneriyoruz. Yerelden demokrasinin güçlendirilmesi amacı ile anadilde eğitim meselesi var. 20 milyon insan bu dili konuşuyor. Pek çok insan dilini konuşma yeteneğinden her geçen gün uzaklaşıyor. Bu başlı başına bir zulümdür. Bir dilin unutulmaya bırakılması zulümdür. Anadil meselesinde kreşten başlayarak doktora seviyesine kadar Kürtçe eğitimin yapılabilmesi ve bunun da anayasal güvenceye alınması gerekiyor. Bu taleplerin hiçbiri ülkenin birliğini bütünlüğünü bölecek talepler değildir. Kendi dilimle, kendi kimliğimle kendi toprağımda özgürce yaşamak istiyorum.

Hükümetin performansı

AKP olabildiğince tutuk, kendinden emin olmayan, gündemi belirlenemeyen bir tutum içinde. Son günlerde Erdoğan, Demirtaş kâbusu ile yatıp kalkıyor. Demirtaş, Erdoğan’ın uykularına karabasan gibi çökmüş durumda. Özellikle HDP ve Selahattin başkana karşı ciddi bir saldırı var. AKP, Büyük Birlik Partisi’nin adayını Diyarbakır’dan yarışı koyacak bir tutum içinde. Bu da Diyarbakır’a da önem vermediklerini gösteriyor. Bu yüzden tüm hesaplar HDP’yi baraj altında bırakmak üzerine yapılıyor.

“Kandil ve Sincar operasyonları seçim yatırımı mı?”

Seçimin sonucunun son 10 günde değişebileceğine yönelik öngörülere bağlı olarak Kandil ve Sincar operasyonlarının başlatılmış olma ihtimaline yönelik soruya cevap veren Camcı şu ifadeleri kullandı; Halk şunu sorar savaş mı barış mı? Hükümetin yaptıkları savaşı daha da derinleştiriyor. Biz de halkımıza; Savaşın değil barışın, çatışmanın değil ayrımcılığın, ayrımcılığın değil eşitliğin olması gerektiğini savunuyoruz. Diğer tarafta ise Selahattin Demirtaş’ı idamla tehdit eden bir anlayış var. AKP sürekli tahrik edici ve gerginliği tırmandırıcı söylemleri tercih ediyor. Ben halkımızın buna net bir cevap vereceğine eminim.”

Diyarbakır için seçim öngörüleri

Biz 7 Haziran’da Diyarbakır’da yüzde 78 oy almıştık. Ben gelen sinyallerden yola çıkarak Diyarbakır’da maksimum alabileceğimiz en yüksek oyu alacağımızı düşünüyorum. İnsanlar çok örselendi, çok hırpalandı. İnsanlar açlıkla terbiye edilmeye çalışıldı. Bunların karşılığının olacağını göreceğiz. Erdoğan artık gitmeli. Şu an toplumun çoğunluğunun böyle düşündüğüne inanıyorum. Aksi takdirde Türkiye’yi hem siyasi anlamda hem de ekonomik anlamda karanlık bir tablo bekliyor. Dünyayı ve Ortadoğu’yu okuyamamaktan kaynaklı Ciddi bir stratejik aklın yoksunluğu kendini hissettiriyor. Bu yüzden yurttaşların demokratik olarak çağrısını ve demokratik tepkisini sandığa yansıtması gerekiyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor.” (Kaynak Yenigün gazetesi)
Editör: Haber Merkezi