GAZİANTEP ÖTEKİLERİN GÜNDEM 24 HAZİRAN  2018 SEÇİM GÜNDEMİ RÖPORTAJ HAMZA ÖZKAN-ARZELLA BEKTAŞ

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Gaziantep'e bağlı Islahiye ilçesinde 1979 yılında doğdum. Annem öğretmen emeklisi, babam ise 12 Eylül nedeniyle bir türlü görev yapamamış bir öğretmen okulu mezunu. Yıllardır çiftçilik yapar. Çiftçilikten yana yüzünün güldüğünü hiç görmedim ama hep umutludur. Halen nar bahçemizin eninde sonunda hepimizi zengin edeceği hayalini taşır. İlginçtir. Bütün aile de inanırız her yıl. Demek ki umutsuz, hayalsiz yaşanmıyormuş. 2002 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. O yıldan bu yana Gaziantep’te serbest avukatlık yapmaktayım.

Öğrencilik yıllarımda kadın çalışmalarında yer almıştım. Avukatlık mesleğinde ise özellikle siyasi davalar üzerinde yoğunlaştım. Taşıdığım dünya görüşü beni ezilenlerin yanında saf tutmaya yönlendirmişti. Devletin yargı eliyle Kürt siyasetini nasıl tasfiye etmeye çalıştığını her gün emniyet odalarında, adliye koridorları, savcılık ve mahkeme salonlarında birebir gördüm.



Neden siyaset?

Aslında daha dünyaya geldiğim an siyaset ile tanışmışlığım var. Babam adımı Berivan koymaya karar verip nüfus müdürlüğüne gittiğinde bu ismi yazamayacakları söylenerek reddediliyor. Ancak, ’’70 ekolü’’nden gelen babamın yoğun ısrarları sonucunda nüfus memuru Berivan ismini yazmayı kabul ediyor. O günlerden belliymiş aslında siyasete gireceğim. Bir ismin mücadelesi aynı zamanda benim de hayat çizgimi belirlemiş meğer.

HDP den aday olmak fikri ne zaman oluştu?

Avukatlık yıllarımda bir süre İnsan Hakları Derneğinde çalıştım ve Gaziantep Şubesi başkanlığını yürüttüm. İnsan hakları mücadelesine her zaman duyarlı oldum. 2015-7 Haziran seçimlerinde Gaziantep’ten milletvekili adayı oldum. Ortak mücadelenin, dayanışmanın ve başarmanın deneyimini yaşadım. 7 Haziranda ortaya çıkan umudu 24 Haziranda zafere ulaştırmak için yeniden HDP seçim çalışmalarındaki yerimi aldım. Kadın hakları mücadelesinin en sonuç alıcı zemini HDP’de bulunuyor. Bir kadın ve bir anne olarak endişelerimi gidermeye dönük siyaseti ancak HDP’de üretebileceğime inanıyorum.

 Siyasi geçmişinizden biraz bize söz eder misiniz?

İnsan Hakları Derneği çalışmaları ve 7 Haziran adaylık sürecinden sonra bir süre Gaziantep Demokratik Bölgeler Partisi eşbaşkanlık görevini yürüttüm.

 Ne kadar etkili olabilirsiniz?

Umutsuz değiliz. Sayın Demirtaş rehin olarak tutuluyor olsa da sözün gücü tükenmedi hala. En büyük güç sahip olduğunuz devlet imkanları değil, fikirlerinizdir. Bir cesaretin ruhu dolaşıyor bu seçimlerde. Sayın Demirtaş’ın ve diğer tutsak milletvekili arkadaşlarımızın cesaretini ve direnişçiliğini birebir hissediyoruz. 2014 seçimlerinde Sayın Demirtaş’a önyargı ile yaklaşan kesimler bile gizli gizli Selahattin Demirtaş’ı dinliyorlardı. Bu seçimlerde ise insanlar sabırsızlıkla ketılde demlenen tweetleri bekliyorlar. Sözümüzde haklıyız. 40 yıllık mücadelenin deneyimi ile mücadeleye devam ediyoruz. Halklarımızın beklentisini karşılayan bir programımız ve yoldaşlarımız var. En fazla bizden korkuyor olmaları, sahip olduğumuz etkinin gücündendir.



 Siyasi süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizin içinde bulunduğu durumu mutlak bir kriz ortamı olarak tanımlamak mümkün. Düşünsenize. 1 Kasım seçimlerinde %49 oy alan bir parti, aradan 2,5 yıl geçtikten sonra yeniden seçime gitmek zorunda kalıyor. Bu hegemonya sarsıntısından başka bir şey değildir. Tek başlarına kurdukları hegemonyaya ulusalcı ve milliyetçi-ırkçı kesimleri dahil etmelerine rağmen yeni bir söylem üreterek toplumu ikna edemediler. Savaş politikası, siyasal şiddet onlara 1 Kasım seçimlerini kanlı bir tepside getirdi, ancak iktidarda tutunamayacakları 7 Haziran seçim sonuçlarını görmezden geldikleri gün başlamıştı. Toplumun gerçeği 7 Haziran sonuçlarına saygı duymayı gerektiriyor. Bu da toplumsal barış ve uzlaşma demek. Restorasyon demiyorum çünkü ortada restore edilecek bir şey de yoktu. Yeni bir inşa ve devletin demokratik değişimi talebi, 7 Haziran akşamında dikkate alınsaydı, 3 yıllık dönemde bu kadar ağır bedeller vermek zorunda kalmazdık.

AKP bu seçimde gider mi?

AKP’nin kendiliğinden gitmeyeceği açık. Rüzgar esmezse yaprak kımıldamaz. Bizler mücadele edersek bu gerici iktidarı devirebiliriz. Dünyada sonsuza kadar devam edebilecek bir faşizm henüz icat edilmedi. Ve edilemez de. Çünkü bu, toplumların doğasına aykırı. Hayattaki temel ilke özgür yaşam ilkesidir. Toplumlar geliştikçe, özgürlüğe ve demokrasiye olan talebi artar. Bir süre sonra hiçbir baskı mekanizması işlemez hale gelir. Bu seçimlerde AKP’nin yenilmesi her zamankinden daha fazla olasılık dahilinde. Suyu iyice kaynadı diyebiliriz. Daha fazlası tüm topluma zarar veriyor.

 AKP giderse bunda HDP bin rolü ne olur?

AKP’nin bu seçimde gidip gitmemesi tamamen HDP’nin seçim başarısına bağlı. Türkiye siyasetinde değişmez bir kural vardır. Kürt sorununu çözemeyen eninde sonunda çözülür. Çünkü, tüm toplumsal alanlardaki gelişme, Kürt Sorununun çözümü ile birebir bağlantılı. Demokrasi istiyorsanız, ekonomik büyüme hedefliyorsanız, sağlığa, eğitime daha fazla bütçe ayıracaksanız, bilimde, sanatta ve kültürde ilerlemek istiyorsanız, Aşil topuğundaki bu oku çıkarıp iyileştirmek zorundasınız. Kürt Sorununu çözebilecek tek parti ise HDP’dir. Dolayısıyla, bu sorunu çözme perspektifi doğal olarak Türkiye’nin tüm ezilenleri ve ötekileri ile bir araya gelmeyi, onlarla hemhal olmayı gerektiriyor. Zaten bir süre sonra dertler ortaklaşıyor. İşte HDP bu ortaklaşmanın bir ürünü. Parti olarak derdimiz sadece AKP’yi iktidardan indirmek değil. Aynı zamanda ortak bir gelecek kurmak. Dolayısıyla, kangrenleşmiş toplumsal sorunlara çözüm üreten bir HDP, AKP’nin ve tekçi devlet anlayışının da yenilmesini sağlayacaktır.

24 Haziran seçimlerinde Gaziantep’te iddialı mısınız?

Gaziantep bir işçi şehri, önemli bir Kürt nüfusu barındırıyor. Ayrıca bir çiftçi şehri. Ve bir erkek egemen şehir. Kadın cinayetlerinde Türkiye’de 5. Sırada. Yukarıda bahsettiğimiz krizin her yönü Antep’te mevcut. HDP olarak zaten üzerinde yükseldiğimiz toplumsal zemin böyle bir özellik barındırıyor. Parti olarak çok ciddi bir potansiyelimiz var. Bu seçimlerde %20 ilk bir oy hedefimiz var. İnanıyorum ki bu hedefimize 24 Haziranda ulaşarak Antep’te de değişimi başlatacağız.

Gaziantep halklarına bir çağrınız var mı?

Antep halklarına çağrımız gönül gözlerini bize açsınlar. Açlık sınırının 2.000 TL ye yaklaştığı, yoksulluk sınırının ise 5.500 TL ye olduğu ülkemizde, asgari ücrete mahkum olmadıklarını bilsinler. Antep, borçlulukta Türkiye birincisi. Bir kriz ortamında en fazla dramların yaşanacağı kent Gaziantep. Çünkü, organize sanayi bölgesinde 150 binden fazla işçi çalışıyor. Hepimiz daha iyi bir ülkeyi hak ediyoruz.

 Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

24 Haziran’da başaracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Bu eşitsiz güçler dengesinde önemli olan kimin güçlenmekte olduğudur. Ve açıkça görülmektedir ki HDP siyaseti bu topraklarda yayılarak kök salmaktadır. Teşekkürler..
Editör: Haber Merkezi