İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;  HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir,  amaçlarının demokrasi ittifakının oluşması için zemin hazırlamak olduğunu belirterek, “Toplumda da karşılığını buldu. Kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı ve kimliklerin yok sayılma politikalarının kabul edilebilir olmadığı görüldü. Ancak bu ittifakın kalıcı olup olmayacağını bundan sonrasında görebiliriz” dedi.


Yenilenen İstanbul seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) aday Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasının ardından birçok kesim seçim sonuçlarının demokrasiyi güçlendireceğini dile getirdi. Seçim sürecinde en fazla tartışılan ve manipüle edilen ise Kürt ve HDP’li seçmenin kullanacağı oy oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir, 23 Haziran’da açıktan Ekrem İmamoğlu’nu desteklediklerini dile getirdi.


‘Hukuksuz uygulamalara İstanbul tepki gösterdi’ 


Çünkü hukuksuz ve haksız bir şekilde halkın iradesinin gasp edildiğini belirten Esengül, “Artık bir yerel seçim olmanın dışında referandum düzeyinde bir seçim olduğu tanımlamasını koymuştuk. Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım şahsında bir tarafta demokrasi, eşitlik ve haksızlığa karşı mücadele edenler, bir taraftan da statükonun, rant politikalarının devamını isteyen iki kutup olarak değerlendirdik. İnsanlar tepkisellikle sandığa gittiler” dedi. Esengül, 13 bin oyun geçersiz sayılması karşısında 800 bin gibi büyük bir oy farkı ile İstanbul seçimlerini yeniden Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasının toplumsal tepkiyi gösterdiğini kaydetti.


‘HDP seçmeni açık ve net tutum aldı’


İktidarın çeşitli spekülasyonlar, tartışmalar yaratarak insanların kafalarını karıştırarak kazanmayı hedeflediğini, dolayısıyla bütün yol ve yöntemleri denediğini aktaran Esengül, “Son haftada yaptığı taktiksel hamleler vardı. Onların hepsi geri tepti. HDP’nin tutumu iktidarı yenilgiye uğratmak üzerinden belirlemiş olması, stratejisinin onlara kayıp ettirmek üzerinden kurgulanması 31 Mart seçimlerine de damgasını vurmuştu. Kamuoyu 31 Mart seçimlerinde HDP seçmeninin böylesine politik bir tutum alacağından emin değildi. HDP’nin bu doğrultuda yaptığı çalışmalar vardı, açıklamalar vardı. Seçmenini CHP adayına oy vermek üzerine yöneltmesi bir şekilde kafalarda bazı kuşkuları da yaratıyordu. 31 Mart seçimleri gösterdi ki Kürtler ve özellikle HDP seçmeni bu stratejiyi gayet iyi kavramış, anlamış ve bunun üzerinden de iktidarı yenilgiye uğratmak için kararlı bir şekilde sandığa gitti” dedi.


Bunun da birçok nedeni olduğunu dile getiren Esengül, “Seçilmişlerine dönük yürütülen politikalar. Özellikle Kürdistan’da kent imhaları, siyaseten HDP’yi yok etmek üzerine yürütülen bütün o politikaların karşısında açık ve net tutum aldı” dedi.


‘İktidar ve muhalefet Kürt seçmenin kritik rolünü keşfetti’


23 Haziran’da HDP seçmeninin çok daha kritik bir noktada olduğunu, AKP’nin de bunun farkına vardığını dile getiren Esengül, “AKP bunun için bölgeden eski belediye başkanlarını, milletvekillerini getirtti. Hatta melleler diye tanıdığımız din insanlarını getirtti. Özellikle Kürt seçmen üzerinde etkili olmaya çalıştı. Onun ötesinde Türkiye’deki sosyal demokratlar da şimdiye kadar yan yana görünmekten korktuğu HDP seçmenin kritik rolünü keşfettiği için onlar da bir hamle yaptı. Onların oyunu almasının kendisine İstanbul gibi büyük bir kentte kazandırabileceği olgusu ile tanıştı. Seçmenimiz son derece politik. Kararlarını verirken neyi gözeteceğini neye göre karar vereceğini bilen bir seçmendi” diye konuştu.


‘Mektup servis ederek kafa karışıklığı yaratmaya çalıştı’


AKP’nin seçime üç gün kala PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, avukatlarının aracılığıyla açıklanması gereken mektubu kamuoyuna servis etmesini de hatırlatan Esengül, bunun nedenlerini de şöyle açıkladı: “Bir Kürt seçmen üzerinde bir kafa karışıklığı ile sandığa gitmemesini sağlamaya çalışmak. İkincisi de Kürt hareketi içinde parçalı bir yaklaşım olduğu havasını yaratmaya çalıştı ama bu taktikleri çok kısa bir sürede boşa düştü. Bu aynı zamanda iktidarın milliyetçi oylarını kaybetmesine yol açtı. Sayın Öcalan’ın mektubundaki mesajın, Kürt ve HDP’liler tarafından doğru okunmadığı üzerinden bir algı yaratılmaya çalışılınca bu sefer kendisini şimdiye kadar iktidara taşıyan milliyetçi oylardan da oldu. Sonuçta AKP’nin bütün girişimleri boşa çıkmış oldu.”


‘Hedefimiz demokrasi ittifakına zemin hazırlamaktı’ 


HDP olarak seçim sürecinde ısrarla CHP adayını değil, demokrasinin önünde bir yol açılması için yeni bir sürecin başlangıcı için tabanda ittifak oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Esengül, “Bu ittifak hem iktidar partisini hem de muhalefet partisini dönüştürecek bir ittifak olmalıdır. İmamoğlu bu dönemde iktidara karşı kazanmaya yakın en uygun aday olduğu için ve aynı zamanda da İstanbul için kapsayıcı bir aday kimliği büründürdüğü için onu destekledik ama bizim hedefimizi gelecekte Türkiye’de bir demokrasi ittifakının oluşması için zemin hazırlamaktı. Bunun önünü açabilmekti. Toplumda da bunun karşılığını buldu. Kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı ve kimliklerin yok sayılma politikalarının kabul edilebilir olmadığı görüldü” dedi.


‘Üçüncü yol’u ete kemiğe büründürecek mekanizmaları örmek gerekiyor’


Bundan sorası için nasıl bir yol izleyeceklerini anlatan Esengül şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın mektubu HDP’nin kuruluş ilkelerini hatırlattı. HDP, iki kutuplu yapının dışında üçüncü bir yol çizgisi çizmeyi hedefleyen bir oluşumla ortaya çıktı. Ne statükocu tek adam rejimi ne de ulusalcı ve milliyetçi kanat. Bütün demokrasi güçlerinin yan yana geldiği, eşit yurttaşlığın, kimliklerin ortak kabul edildiği bir Türkiye hedefliyor. Sayın Öcalan bunu hatırlattı aslında yeniden HDP’ye. ‘HDP kendi önüne koyduğu üçüncü yol hedefiyle devam etmelidir’ hatırlatmasını yaptı. Dolayısıyla bahsettiğimiz üçüncü yolu ete kemiğe büründürecek, bunu hayata geçirecek mekanizmaları örmek gerekiyor.”


‘Demokrasi ittifakının kurulup kurulamayacağını göreceğiz’ 


7 Haziran 2015 seçimleri ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinin, HDP’nin ve siyasetinin toplumda karşılık bulduğunu ortaya çıkardığını vurgulayan Esengül, “HDP mümkün olduğunca yalnızlaştırılmaya çalışıyordu. Türkiye toplumu siyasi çıkmazdayken, HDP kendi çıkarlarını bir kenara bırakarak Türkiye toplumunun geleceği için böyle bir hamlede bulunması ciddi anlamda karşılık buldu. Seçimlere girerken demokrasi ittifakının oluşması için ciddi çaba gösterdik. Sendikalarla, çeşitli meslek örgütleri, siyasi partilerle defalarca görüşmeler yaptık. Sol sosyalist bütün bu yapılar buna cevap verdi. Böyle bir demokrasi ittifakına da sıcak baktıklarını ifade ettiler. Tabi İstanbul seçimlerinde kalıcı geleceğe dönük demokrasi ittifakının kurulup kurulamayacağını ancak sonrasında görebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.


‘Bütün kadınlar siyasette yer almalılar’


Demokrasi ittifakının gelişmesi için en önemli role kadınların sahip olduğunu da sözlerine ekleyen Esengül, “Sahada ve sözünün arkasında duran kararlı tutumları bunu gösterdi. Sokakta yine en fazla kadınlar vardı. İkili bir çalışma yürüttüler. Bir taraftan Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir mücadele diğer taraftan kadına yönelik suçlara karşı mücadele. Özgürleşen ve daha fazla inisiyatif alan kadınların varlığı Türkiye’nin de demokratikleşmenin önünü açacaktır. O yüzden bütün kadınlar hem demokratik siyaset alanı içinde yer almalılar hem de özgür özgün kadın çalışmaları içinde yer almalılar” çağrısı yaptı. (JINNEWS )

Editör: Haber Merkezi