ANKARA - DİK’ in hazırladığı “İktidar İslamcılığı ve Takva” adlı çalıştayda konuşan HDP’li Hüda Kaya, toplumsal İslam’a ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, “Tam da böylesi bir süreçte Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik İslam önerisi hayati önem taşımaktadır” dedi.


MA'nın haberine göre; Demokratik İslam Kongresi (DİK), Ankara Plaza Otel’de “İktidar İslamcılığı ve Takva” başlıklı çalıştay düzenliyor. 4 oturumdan oluşan çalıştaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, HDP İstanbul Milletvekili ve DİK Eşsözcüsü Hüda Kaya ile delegeler katıldı.


İlk oturumun açılış konuşmasını, “Dünden bugüne Demokratik İslam Kongresi” başlığıyla HDP’li Hüda Kaya gerçekleştirdi.


‘ÖCALAN’IN DİK PROJESİ HAYATİ ÖNEME SAHİP’ 


Kaya, konuşmasına kalp krizi geçirmesi sonucu hayatını kaybeden HDP’li eski vekil İbrahim Ayhan’ı ve Kerbela’da yaşamlarını yitirenleri anarak başladı. Kaya, Kürt halkının başta olmak üzere Ortadoğu halklarının kendilerine İslam diyen ve kendilerini İslamcı olarak tanımlayan sözde İslamcı güçler tarafından saldırı altında olduklarını belirtti. Toplumun barışa ve demokrasiye ihtiyaç duyduğu bu dönemde Demokratik İslam Kongresi projesinin önemine vurgu yapan Kaya, “Tam da böyle bir süreçte Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik İslam önerisi, hayati öneme sahip olmuştur. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da IŞİD ve Nusra gibi iktidarcıların İslam adına ortaya koydukları pratikler; Türkiye, İran gibi devletler hepsi iktidarı, sarayı, saltanatlarını İslam adına kullanıp halkları ezip geçiyorlar. Böylesi bir zamanda toplumsal İslam, yani Yezidin, Muaviye’nin İslam’ı değil, Muhammed’in ve Hüseyin’in İslam’ını yeniden savunuyoruz. Zeynep’in İslam’ını savunuyoruz. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu açıdan üzerimizde büyük bir sorumluluk var” dedi.


‘KURAN DESPOTİZMİ REDDEDER’


Kaya, Kuran’da yer alan ayetlerden örnekler vererek, “Kuran despotizmi açık ve kesin bir şekilde reddetmiştir. Bir kimliğin herhangi bir yapı adına, başka bir kimliğe dayatmasını kesinlikle reddetmiştir. Toplumsal her konuda şura farzdır. Kuran’daki bir surede Müslümanlar  yani barışa inananları şöyle tarif ediyor. ‘Onlar ki her toplumsal işte beraberce danışırlar, aralarında danışarak karar verirler. Toplumsal işler şura ile yönetilmelidir’. Şura ne demek danışma kurulu demek” diye konuştu.


‘EZİLENLERİ KAZANAMAYAN BİR DİN HALKÇI OLAMAZ’


Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “DİK oluşumu sürecinde yaptığımız konferanslarımızın ana konularından biri de Medine Sözleşmesi’ydi. Toplumsal bir mutabakat sözleşmesiydi. Aslında bu, bir pilot projeydi. Muhammed’e inananlar, bu pilot projeyi pratiğe dönüştürebilmeli. Ancak dinci, erkekçi saltanatçı tahakkümcü olanlar bu gerçeklikleri halklardan saklamıştır. Kuran-ı Kerim’in evrensel, kadın, barış, adalet anlayışlarını dışında hareket etmişlerdir. Ali Şeriati, ‘Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa ölümden sonra hiçbir şeye yaramayacaktır’ der. Bu gidişe hakikatin mücadelesi için birleşirsek karşı durabiliriz.”


‘ÇALIŞTAYLAR ARTMALI’ 


Çalıştayların artması gerektiğini dile getiren Kaya, “Başta kadın konusu olmak üzere gençlerimize dönük bilinçlendirme ve örgütlenme çalışmalarımız planlı hale getirilmelidir. Kadınları, gençleri, ezilenleri kazanamayan hiçbir hareket, halk hareketi olamayacağı gibi bir din de halkçı olamaz. İslam toplumlarını saran iktidarcı, erkekçi, saltanatçı, dinci zihniyete karşı mücadele etmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.

Çalıştay, soru cevap bölümüyle devam ediyor.
Editör: Haber Merkezi