HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, CHP'nin demokrasiyi savunma konusunda yetersiz kaldığını belirterek, " CHP’nin öncelikle kendisini düzeltmesi gerekiyor. Çok açık bir biçimde demokrasiyi savunmalı. Kürt sorununu sahiplenmeli ve yaptıkları yanlışlardan geri dönmeli.

CHP ile ittifak yapılacağı yönündeki iddialara ilişkin olarak da Buldan, "Şu anda karşımızda ittifak yapabileceğimiz bir CHP yok" ifadesini kullandı.

Birgün'den Hüseyin Şimşek'in sorularını yanıtlayan Buldan'ın açıklamaları şöyle:

Eş genel başkanları cezaevinde olan HDP’nin başına geçmek neler hissettiriyor?

Türkiye siyasetinde HDP, tabuları yıkan, gözaltı ve tutuklamalara karşı ayakta durmasını bilen bir parti. Öyle bir gelenekten geliyoruz ki ölümleri, cezaevlerini, sürgünleri yaşayan bir hareketin öncüleri olduk. Bu öncülük görevi ile birlikte hakkımızda açılan soruşturmalardan asla korkmadığımızı belirtmek isterim. Bu geleneğimizde olan bir durum, korku siyasetimize bulaşmadı ve bulaşamayacak. HDP, demokratik siyasetin dışına itilmek isteniyor. Eş Genel başkanlarımızın, milletvekillerimizin belediye eşbaşkanlarımızın birçoğunun tutuklu olduğu bir dönemde bu sorumluluğu almak bize nasip oldu. Türkiye siyasetini başından beri değiştirmeye çalışan ve bu uğurda mücadele eden bir partiyiz. HDP’de siyaset yapan herkes, bunu bilir ve görevlere bu bilinçle gelir.

»2019’da yapılması planlanan kritik seçimler öncesinde partinin yeni yönetimi hakkında neler söylersiniz?
Merkez Yürütme Kurulu’muz (MYK) her kesimi ve inancı temsil eden bir kurul. Önümüzdeki dönemin ağırlığının bilincinde bir kurula sahibiz. Bölgeler esas alınarak ve bu denge gözetilerek oluşturuldu. Karadeniz’den İç Anadolu’dan, bölgeden temsilcilerin olduğu, kadın ağırlıklı bir MYK’ye sahibiz.

Cezaevinde bulunan isimler nedeniyle partinin yetkili organlarının görevlerinin aksadığına yönelik ifadeler vardı. Kurullar oluşturulurken bu da gözetildi mi?
İlk MYK toplantısında arkadaşlarıma bunu ifade etmiştim. Herkes kendisine sahip çıkacak ve hiçbir şekilde bir sonraki kongremize kadar MYK’den fire vermeyeceğiz. Umut ediyor ve diliyorum ki hiçbir arkadaşım yeniden tutuklanmayacak, partinin yetkili organları eksiksiz çalışmalarını yapabilecek ve kaosların geride bırakılabileceği bir siyaseti hep birlikte yakalayabileceğiz.

Göreve başlamanızın ardından Kürt sorununa ilişkin “diyalog” çağrısında bulundunuz. Hükümet tarafından ilk etapta tepkiyle karşılanan bu çağrıya ilişkin somut girişimleriniz olacak mı?
Çözümle ilgili yaptığımız ilk açıklamaya Başbakan kapıyı kapatmış gibi görünüyor ancak bu çağrıları yapmaya devam edeceğiz. Siyasetin gereği olarak bunu yapmak zorundayız. Diyalogun ve müzakerenin sorunların çözülmesi açısından bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Hükümetin gündeminde çözüm olmasa bile muhalefet partilerinin bu konuda zorlayıcı bir güç olacağına yönelik inançla çağrıyı yapıyoruz. Bu mesele sadece bizi ilgilendiren bir mesele değil. Çağrılar herkes tarafından yapılmalı ve iktidar da buna kapalı olmamalı. Kürt sorunu artık sadece Türkiye’nin sorunu değildir. Uluslararası bir sorun haline gelmiş bulunmakta. Böyle bir meselede çözümsüzlüğü dayatmak Türkiye’nin gidişatı açısından aslında çok olumsuz bir durumdur.

AKP – MHP ittifakını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben ittifakın bir ‘koltuk ittifakı’ olduğunu düşünüyorum. İki liderin koltuklarını koruyabilmek adına yaptığı bir düzenleme. Aynı zamanda bir Kürt karşıtlığı da var. AKP, MHP ile ittifakı, iktidarını korumak karşılığında da baraj altında kalan bir partiye barajı atlatmak için yaptı. Ancak bu ittifakın çok uzun süreceğini sanmıyorum. Özellikle seçimlerden sonra çok çabuk dağılacaktır. Hayata geçmesi bile yanlıştı.

AKP-MHP ittifakının bölgeye yansıması nasıl olur?

Henüz sahaya inmedik ancak özellikle AKP’ye oy veren Kürtler açısından düşünme ve verdiği oyları geri çekme yönünde belirtilerin olduğunu öğrendik. Bu sadece MHP ittifakından kaynaklı değil. Önemli bir etken ama onun dışında sınır ötesi operasyon da bölgede yaşayan Kürtler açısından etkili bir faktör..AKP’ye oy veren insanların bu konuda verdikleri oyu düşünmeye başlayan bir döneme girdiğini biliyoruz. Sadece bölge açısından da değerlendirmemek gerekir. Ülkenin batısındaki Kürtlerden de AKP oy alabiliyordu. Biz, onların da artık bu konuyu ciddi olarak düşündüklerini ve bir dahaki sefere AKP’ye oy vermeyeceklerini duyuyoruz.

HDP ittifaklara kapıyı kapalı mı tutuyor yoksa belli kriterler kapsamında yapılabilir mi?

HDP özgürlüklerden yana olan, barışı savunan ve Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesine inanan demokrasi güçleri ile her zaman ittifak yapar. Bu güçlerin içerisine hangi parti girmek ister, onu biz bilemeyiz, kriterlerimiz belli. Türkiye’nin huzurunu, refahını, çözülmemiş sorunlarını, kadın meselesini dikkate alarak barışı toplumsallaştırmak ve bu hedefe sahip kesimlerle ittifak içerisine girmek gerekiyor. Şu anda herhangi bir siyasi partiyle ittifak görüşmemiz yok.

CHP ile ittifak yapmayı düşünür müsünüz?

CHP’nin demokrasiyi savunma noktasında çok yetersiz kaldığını belirtmek isterim. CHP’nin öncelikle kendisini düzeltmesi gerekiyor. Çok açık bir biçimde demokrasiyi savunmalı. Kürt sorununu sahiplenmeli ve yaptıkları yanlışlardan geri dönmeli. Şu anda karşımızda ittifak yapabileceğimiz bir CHP yok.
Editör: Haber Merkezi