Öznur Değer

  1. KONYA - Irkçı saldırı ile 7 kişilik Kürt ailenin katledilmesine ilişkin konuşan HDP'li Hüda Kaya, AKP ve MHP’nin linç kültürünü toplumda gündemleştirmeye çalıştığını vurgulayarak, “Bu nefret ve şiddet söylemlerinin sonucudur ki, İzmir'de Deniz Poyraz il binamızda katledildi, Kürt olarak göç etmek zorunda kaldıkları şehirlerde yaşam mücadelesi veren aileler her fırsatta ötekileştirilmeye ve şiddetle karşılaşmaya devam ettiler” dedi.

Bir yanıyla devam eden “doğa afetleri”, söndürülemeyen orman yangınları, yaşamı tahrip eden sel canlıları ve insanları zor koşullara sürüklerken, bir yanıyla da ötekileştirici ve kırdırtıcı siyasi dilin etkisiyle yaygınlaşan “ırkçı saldırılar” ülkeyi adeta bir kaos ortamına itiyor. Ülkenin en büyük sorunu halini alan “ırkçılık” faşist grupların saldırılarının yeniden şekillenmesine neden oluyor. Antalya’da yol kesen paramiliter güçler, Kürt oldukları için insanları katleden ırkçı gruplar, ülkenin sürüklendiği kaoslu ortamı gözler önüne seriyor.

Konya’nın Meram ilçesine bağlı Hasanköy’de ırkçı saldırı sonucunda katledilen Kürt ailenin yakınlarını ziyaret eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, konuya ilişkin JINNEWS'te Öznur Değer'e değerlendirmelerde bulundu.

‘Linç kültürünü toplumda gündemleştirmeye çalışıyorlar’

Kürt ailenin katledilmesi olayına gelinceye kadar Türkiye’nin çerçevesini hatırlamakta fayda gördüğünü kaydeden Hüda, AKP iktidarının Türkiye’yi derin bir uçuruma götürmeye ve her geçen gün tabloyu ağırlaştırmaya devam ettiğini vurguladı. Hüda, “Beka sorunlarının, ne kadar fazla şey kaybedeceklerinin ve aslında topluma yaşattıklarıyla, çaldıklarıyla, talan ettikleriyle, katlettikleriyle hesabını veremeyecekleri bir yükümlülüğün farkına vardıkça, toplumu şiddetle, nefretle, ötekileştirmeyle birbirine karşı hedef göstermeye ve linç kültürünü toplumda gündemleştirmeye çalışıyor. Bu nefret ve şiddet söylemlerinin sonucudur ki, İzmir'de Deniz Poyraz il binamızda katledildi, yıllardır zaten Kürt olarak göç etmek zorunda kaldıkları şehirlerde, Konya’da olduğu gibi, yaşam mücadelesi veren aileler her fırsatta ötekileştirilmeye ve şiddetle karşılaşmaya devam ettiler. En son 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın olmak üzere 7 kişi kendi evlerinde, haneye tecavüz yapılarak, Kürt kimliklerinden dolayı katledildi” sözlerine yer verdi.

‘Kürt aileler endişe içinde’

Katliama ilişkin görüştükleri kişilerden dinledikleri ve şahitlikler doğrultusunda,  failin ailesinin siyasal bağlantılarının her boyutuyla vahim gerçekler taşıdığının altını çizen Hüda, AKP ve MHP'nin ırkçı politikalarına dikkat çekti. Hüda, “Tam manasıyla AKP ve MHP faşizan politikalarının, toplumda kendi tetikçilerinin nasıl bir güvenceye sahip olarak sırtlarını bu iktidarın şiddet politikalarına ve onların korumasına dayanarak HDP’lilerin ve özellikle Kürt halkının nasıl bir yaşam riski ile tehdit ile karşı karşıya kaldıklarına bir kez daha şahit olduk. En apolitik Kürt ailelerin bile bu katliamın şoku ve travmasıyla kendi yaşamlarının risk altında olduğunu, her an kapılarının çalınabileceğini, her an bir saldırıya uğrayacaklarmış gibi büyük bir endişe içerisinde olduklarını da gördük” diye ifade etti.

‘Takipçisi olmaya devam edeceğiz’

Hiç kimsenin, hiçbir saray menfaatinin, faşizan politikanın, mevkiinin, koltuğunu terk etmek istemeyen yetkilinin halka, bu acıyı ve bu travmayı yaşatmaya hakkı olmadığını vurgulayan Hüda, “Burada da söz verdik. Tüm katliamlarda olduğu gibi 20 yıldır MHP ve diğer ittifakları ile devam eden bu tekçi ve faşizan politikalarını toplumda hala sürdürmeye çalışan AKP'nin tüm suçlarına, infazlarına karşı dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadele edeceğiz. Bu katillere, bu canilere bu cesareti veren, yol açan, koruyan ve destekleyen tüm yetkililer de hesabını verene kadar bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

‘Gerçeğin ortaya çıkarılmasından rahatsız oluyorlar’

Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun katliamın gerçekleştiği yere yapacakları ziyareti iptal etmelerini değerlendiren Hüda, komisyonların yerelde de araştırma yapabileceğini ifade etti. Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun olayın sıcaklığından dolayı karşılaşabilecekleri reaksiyon ve gerçeklerden çekinerek gelişlerini iptal etmiş olabileceklerini kaydeden Hüda, “Bununla beraber hala pek çok olayda adalet arayışında olduğumuz, takipte olduğumuz, karanlıkta kalan pek çok olaylar, infazlar ve katliamlara karşı verdiğimiz araştırma ve soru önergelerini ısrarla reddeden AKP ve MHP yönetimidir, milletvekilleridir. Gerçeğin ortaya çıkarılmasından rahatsız oluyorlar. Çünkü bu olay sadece faşizan duygulara sahip bir komşu ilişkisinden ve tehdidinden ibaret değildir. Bu kişinin beslendiği bazı zeminler, siyasi yapılar vardır. Aile ilişkileri, siyasal ilişkileri saklı değil, hepsi ortada. Kendilerine cesaret veren ve isim olarak ifade edilen iddialar var. Bunların hepsinin takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.

‘Kürt kimlikleri hedef alındı’

Olayın bu raddeye gelmesinin, AKP ve MHP’nin halkı birbirine karşı düşmanlaştıran ve hedef gösteren dilinden kaynaklandığını söyleyen Hüda, bu ailenin Kürt kimliklerinin hedef alındığını dile getirdi. Kendi halinde, beslediği hayvanının ürünleriyle yaşam mücadelesi veren, kendini geçindiren, kimseyle derdi tasası olmayan bir ailenin sadece kimliğinden dolayı hedef alındığının bir gerçek olduğunu sözlerine ekleyen Hüda, bütün hedef almaların, ailenin geçmişte maruz kaldığı saldırıların tamamıyla bunu işaret ettiğinin altını çizdi.

Editör: Haber Merkezi