DİYARBAKIR- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; HDP Diyarbakır Merkez ilçe Sur Belediye Eş Başkan Adayı Cemal Özdemir Gazeteci Hamza ÖZKAN’ a Türkiye’deki mevcut yerel yönetim, eş başkanlık modeli ve başkanlığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HDP eş başkanlık uygulamasıyla sadece Türkiye’de değil, dünyada örnek olmuş partilerden biridir. Bu uygulamanın ne kadar önemli olduğunu, AKP’nin ablukalar döneminde bir genelge ile eş başkanlık uygulamamızı suç olarak ilan etmesinden de anlayabilirsiniz.” diye belirten Özdemir, “Bu nedenle her yapımızda ve bu yapılardaki her basamakta eş başkanlık sistemini uygulamaya geçirdik” dedi. Özdemir’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle



Söyleşimize sizi daha yakından tanıyarak başlamak istiyoruz, hayata nasıl bakarsınız, neler sizin için olmazsa olmazdır, nelere değer verir neleri önemsersiniz?

Öncelikle röportaj talebiniz için teşekkürlerimi iletmek isterim. 1982 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Çıralı köyünde doğdum. 1988 yılında yoğun baskılardan dolayı Diyarbakır merkeze bağlı Bağıvar beldesine göç ettim. 2009 ile 2014 tarihleri arasında Demokratik Toplum Partisi (DTP) Dur Belediyesi meclis üyeliği görevinde bulundum. 2010 ile 2011 yılları arasında Mezopotamya Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yönetim kurulu üyeliğinde yer aldım. 2014-2017 yılları arasında 2 dönem HDP Sur ilçe eş başkanlığı yardımcılığı görevinde bulundum. 05.11.2017 tarihinde HDP Amed İl Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

 

Hayata baktığımız nokta, hayatı olabildiğince anlamlandırmak temelindedir. Özgür, adil, eşitlikçi bir hayatın inşası çabası dışında hiçbir olgu hayatımızı anlamlandıramaz. Doğuyoruz, büyüyoruz ve ölüyoruz... Yaşamın bir döngüselliği var. Mademki bir döngüsellik içerisindeyiz ve dünyada bulunma sırası bizdedir, o halde dünyayı gelecek nesiller için daha güzel, daha yaşanabilir, daha temiz, daha özgür kılma görevi de boynumuzun borcudur. Bir piknik alanında sönmemiş küller bırakırsanız yangına neden olabilirsiniz. Fakat kendi külleriniz başta olmak üzere, diğer külleri de söndürüp yerlere saçılan çöpleri temizlerseniz, sizden sonra oraya gelecekler için temiz bir alan bırakmış olursunuz. Hayata bakışımız budur.

31 Mart 2019 Belediye Eş Başkan adayı oldunuz, bu adaylığın nedenleri nelerdir?

Uzun yıllardır partimizin her alanında görev almaktayım. Yoğun baskılar altında siyasi faaliyetler yürütmeye çalışıyoruz. Bu siyasi faaliyetleri de bu topraklarda artık bir gün yüzü görelim, kimsenin yangınında yanmayalım, özgür, adil ve eşit yarınlarımızı kendimiz inşa edelim diye yürütüyoruz. Bugüne kadar hiçbir görevden kaçınmadığım gibi yetkim dâhilinde olmayan her işe de elimden geldiğince katkı sunmaya çalıştım. Fakat Sur’un yeri bende ayrıdır. Partimizin Sur ilçe örgütümüzde yıllarca çalıştım, Sur belediyesinde encümenlik görevi üstlendim... Yani Sur’la ve Sur halkıyla teşrik-i mesaim çok olmuştur. Sağ olsunlar, çalışma arkadaşlarımızdan ve Sur halkından belediye eş başkanlığı yönünde bir öneri gelince de yine boynumuzun borcudur dedim ve aday adaylığımı açıkladım. Sur halkından ve Sur teşkilatından çok destek aldım. Eş başkan adaylarını belirlemek için yapılan ön seçimde de arkadaşlarımız, yoldaşlarımız teveccüh gösterip oy verdiler ve adaylığımız kesinleşti. Herkese teker teker teşekkürlerimi sunuyorum. Belediye eş başkanlığını bir makam sahibi olmaktan ziyade bir görev merkezi olarak görüyorum. Belediyecilik bir hizmet işidir. Bu hizmeti de halk için ve halkla beraber yürütmek gerekliliğine inanıyorum. Yani esasında eş başkanlığa değil, Sur halkına hizmet etmeye aday oldum diyebilirim.

Partiniz ilk defa eş başkanlık modeliyle seçime girdi, neden eş başkanlık modeli seçildi, bu modeli Dünyada uygulayan ülke ya da oluşumlar var mı, Türkiye’de partiniz dışında uygulayan partiler var mı, Partinizin yerel yönetim modeli ile Türkiye’deki diğer partilerin yerel yönetim modelleri arasındaki fark nedir?

Eş başkanlık meselesi de yaşamın tam anlamıyla bir izdüşümüdür. Aynı özden yaratılmış iki cins, kadın ve erkek, ancak bir arada ve eşit bir konumda olursa doğru bir yaşamdan söz edebiliriz. Binlerce yıldır kadını sahip olduğu statüden alıkoyan eril bir tahakküm var. Kadını ötekileştiren, yetersiz gören, eksik akıl varsayan, bir eşyaymış gibi davranan bir sistemdir bu. Partimizin kadını önceleyen siyaseti sayesinde kadınlar artık en ön cephede, doğru bir yaşamın, demokratik bir siyasetin ve eşitlikçi bir statü paylaşımının davasını öz güçleriyle vermektedir. Eş başkanlık modelini bu kapsamda değerlendirmek ve güçlendirmek durumundayız. Çünkü iddiamız, bu biraz önce bahsettiğim gibi, doğru bir yaşamdır. Doğru bir yaşam da yaşamı doğru bir şekilde değerlendirmekten, yani kadın ve erkeğin eşitliğini, aynı özden yaratıldığı gerçeğini, aynı niteliklere sahip olduğunu kabul etmekten geçer. Türkiye’de maalesef partimiz dışında bu gerçekliği açıkça kabul eden ve pratik siyasete aksettiren bir oluşum daha yoktur. Sistem partilerinin tamamında hâlâ erkek egemen anlayışın hâkim olduğunu görmekteyiz. Yerel seçimlerde gösterilen adaylara bakın; erkek adaylar ezici çoğunluktadır. Oysa dönüştürücü, iyileştirici, doğaya en yakın niteliklere sahip olan cinsiyet kadındır. Kadının doğurganlık özelliği bile bu savı başlı başına desteklemektedir. Umarım HDP’nin eş başkanlık modeli ileride daha da güçlenir ve Türkiye siyaseti bu başarı hikâyesinden esinlenerek eş başkanlık modelini resmi olarak da içselleştirebilir.


Başkanlık ve eş başkanlık arasındaki fak nedir, halk eş başkanlık modelini nasıl yorumluyor?

Eş başkanlık modelini benimsemeyen sistem partilerinde belediye başkanlığı ezici çoğunlukla erkekten yanadır. Erkek egemen bir erkin devamına hizmet eden bir anlayıştan bahsedebiliriz. Bu sistem partilerinde kadın örgütlenmeleri kadük kalmıştır ve mevcut örgütlenmeler de kadının eş statü sahibi olmasına yönelik değil; bilakis yine erkeğin ardında kalması ve eril bir erkin devamlılığını sağlamak adınadır. İşte bizim farkımız burada yatmaktadır; kadınların eril sisteme entegre edilmesine karşıt bir noktadan siyaset ürütüyoruz. Bunu da biz erkekler yapmıyoruz; kadın yoldaşlarımızla birlikte karar verip statükoya en doğru yöntemle karşı çıkıyoruz. Yani sadece kadın kotası olsun temennisi veya falan parti kadın adaylarını yüzde şu kadar arttırdı hesaplarına girmiyoruz. Bu pazarlıkçı anlayışı topyekûn reddedip her makamda kadının ve erkeğin ortaklaşarak yer almasını öneriyoruz. Kürt halkı ve HDP’li seçmen de eş başkanlık modelini çoğunlukla içselleştirmiş durumdadır. Çünkü yürüttüğümüz örgütlenme çalışmalarında seçmene şunu açıkça ifade ediyoruz; bir makamda yalnızca bir erkeğin veya yalnızca bir kadının bulunması, mevcut sorunları ve çözüm önerilerini başkanlık süresince tam anlamıyla tespit edememek demektir. O makamın sorumlu olduğu kitlelerin ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde öngörülemez. O makam, kendisine oy verenlerce layıkıyla temsil edilmemiş olur.

Sur  için projeleriniz nelerdir?

Kamuoyunun bilgisi malum; Sur, çok büyük bir yıkımdan çokça yaralarla çıktı. Aylarca uygulanan sokağa çıkma yasaklarından ötürü Sur halkı hem can verdi, hem de maddi-manevi zarar gördü. Kadim bir şehir olan Sur’da evler yıkıldı, top atışlarıyla viraneye çevrildi. Bugün hâlâ Sur’un bazı mahallelerine giriş yasaktır. Dümdüz edilmiş mahalleler bunlar. Sur’un tarihî yığma yapıları yıkılmış, yerlerine incecik bazalt giydirme yapılan betonarme binalar inşa edilmekte. Sur’da çıkarılan imar plânlarıyla Sur bir rant alanına dönüştürülmüş. Göreve geleceğimiz ilk günden itibaren öncelikle Sur halkının yaralarını saracağız. Sonra da Sur’u asıl sahiplerine, Sur halkına vermek için var gücümüzle çalışacağız. Sermaye sahiplerine peşkeş çekilecek bir şehir değildir Sur. Tarihinden bu yana birçok medeniyete, birçok halka, inanca ev sahipliği yapmıştır. Bu bilinci yeniden dirilteceğimize dair kimsenin kuşkusu olmasın. Sur şehri ekonomik ve demografik olarak da çokça darbe yemiştir. Sur esnafını ve yuvasından göç etmek zorunda kalan hemşerilerimizi gözetmek boynumuzun borcudur. Yani öncelikle gasp edilen kentimizi geri alacağız, akabinde orayı güzelleştirmek ve huzurun, refahın, özgür bir yaşamın merkezi haline getirmek için var gücümüzle çalışacağız.

31 Mart 2014 yerel seçimlerinde çatı partiniz HDP batı illerinde belediye kazanamamış, BDP ise doğu illerinde 102 belediye kazanmıştı. 31 Mart yerel seçimlerine tüm illerde çatı partiniz HDP ile gireceksiniz, nasıl bir seçim olacak sizce?

 

Seçilmiş arkadaşlarımızı tutuklayarak, görevlerinden alıkoyup yerlerine kayyum atayarak bizi engellemeyeceklerini görecekler. Çünkü seçilmişlere kayyum atamak demek, halkın iradesine kayyum atamak demektir. Halkın iradesini hiçbir güç baskı altına alamaz, halkın seçme ve seçilme yetkisi gasp edemez. Bu kayyum siyasetiyle anladık ki devlet, Kürt halkının seçme ve seçilme yeterliliği olmadığını düşünmektedir. Hayır, Kürt halkı binlerce yıldır üzerinde yaşadığı bu toprakları yönetme hakkına sahiptir. İstedikleri baskı ve zor politikalarını uygulayabilirler. Kürt halkı soykırımlardan, katliamlardan, inkâr politikalarından sıyrılıp bugünlere gelmiştir. Daha ne yapabilirler? Kürtleri emir-tahakküm zinciri altına alamayacaklarını öğrenmek için daha ne olması gerekir? 31 Mart Yerel Seçimlerinde bu ırkçı, ötekileştirici, yok sayıcı zihniyete büyük bir ders vereceğiz.

Sur’da sevilen sayılan bir eş başkan adayısınız partinizin delegeleri sizi seçti kazanacağınıza inanıyor musunuz?

Parti emekçilerimize ve Sur halkına teveccüh gösterdikleri için şükranlarımı sunuyorum. Sur halkıyla el ele giriyoruz seçimlere, Sur halkıyla el ele seçimleri kazanacağız ve Sur halkıyla el ele kentimizi yöneteceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz…
Editör: Haber Merkezi