VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Öcalan'ın “üçüncü yol” önerisinin Ortadoğu halkaları için tek alternatif olduğunu söyleyen HDP Van Eşbaşkanı Ökkeş Kava, “3’üncü ayak, tez ve antitezin sentezidir. Kimliğiyle, kültürüyle, farklılığıyla aynı çatı altında birbirini yaşatma ayağıdır. İşte bu ayak HDP’dir” dedi.
MA'nın haberine göre; İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 ay aradan sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede, önemli tespit ve değerlendirmelerde bulundu. Çözümün hakların birlikteliğiyle sağlanabileceğini bir kez daha yineleyen Öcalan, 3'üncü yol vurgusu yapıp, tecridin ancak mücadeleyle kırılacağına dikkat çekti. Öcalan'ın çözüm ve barıştaki ısrarına işaret eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eşbaşkanı Ökkeş Kava, Öcalan'ın fırsat tanınırsa kısa bir sürede ülkeye barış getireceğini her görüşmesinde dile getirdiğini hatırlattı. Kava, Öcalan'ın barış ısrarıyla birlikte muhatap aradığını vurguladı.


ÜÇÜNCÜ AYAK


Sadece Türkiye’de değil Ortadoğu'da ulus devletlerin yaratmış olduğu duruma dikkati çeken Kava, “Örneğin, tez ve antitez durumu vardır. Sürekli birbiriyle iki cephe vardır. Bu hem inanç boyutuyla hem kimlik boyutuyla hem de kültürel boyutuyla. Bir tarafın yaşayabilmesi için diğer bir tarafın yok olması gerekiyor. Özellikle ulus devletin yaratmış olduğu algı budur. Abdullah Öcalan’ın Demokratik Konfederalizm projesinde, yaşam modelinde ne tez ne antitez, bunun sentezi yani bu farklılıkların birbiriyle çatıştığı değil, birbiriyle yaşayabildiği, birbirini yaşatabildiği bir çatı altında bir ortam oluşturmadır. Biz de tam da bundan bahsediyoruz. 3'üncü ayak, farklılıkları yok eden, onlara karşı savaşan bir cephe değil. Onları yaşatmak için mücadele eden bir cephedir. Onun için HDP 3’üncü ayaktır. Çünkü, diğer 2 ayaktan birinin olma çabası, bir diğer ayağı yok etme çabasıdır. Bırakın tek ayağı, masa 2 ayak üzerinde de duramıyor. O yüzden 3’üncü ayak diyoruz. Çünkü 3’üncü ayak, tez ve antitezin sentezidir. Kimliğiyle, kültürüyle, farklılığıyla aynı çatı altında birbirini yaşatma ayağıdır. İşte bu ayak da HDP’dir” dedi.


‘BEDEL ÖDEYEREK GELDİK’


Kürt halkının uzun bir süredir mücadele verdiğini ve büyük bedeller ödediğini söyleyen Kava, HDP'ye yakalanan başarının sistemin hedefi haline geldiğini belirtti. Kava, “Onlarca partisi kapatıldı. Binlerce çalışanı faili meçhule kurban edildi. Binlercesi cezaevine girerek işkencelerden geçti. Gözaltılar oldu; ama en nihayetinde HDP olarak yani demokrasi cephesi ve 3’üncü ayağı güçlendireceğiz. HDP partileştikten sonra kendi gücüyle barajları yıkan, Türkiye’nin her şehrinde, her kentinde oylarını yükselterek 7 Haziran’da başarıyla çıktı. HDP’ye olan baskılar da 7 Haziran’dan sonra başladı. Çünkü karşımızda ki sistem, yani 5 bin yılın devamı olan bu sistem daha çok baskı, daha çok susturma gibi yöntemlerle kendini var etmeye, ayakta tutmaya çalıştı. Ya da savaşla varlığını sürdüren o cephenin, 3’üncü ayağın onlar için tehlike oluşturduğunu, aslında kendini anlatabildiğinde o demokratik ortamı yakalayarak, insanlarla diyalog kurabildiğinde, kendi çizgisini, ilkelerini, yaşam modelini insanlara aktarabildiğinde Kürdü, Türkü, Çerkesi herkes tarafından nasıl olumlu karşılandığını 7 Haziran sürecinde gördük. Bütün ülkede HDP’ye olumlu bir yönelimin olduğunu gördük. Sistem bunu gördü. Sistemin kendince yapabildiği tek şey HDP’nin alanını daraltma, konuşturtmama, insanlarla olan diyalog yolunu kesme ve HDP’yi dar bir kafeste tutma politikası geliştirmekti. Hala bu politikaları devam etmektedir. Ama buna rağmen HDP Ortadoğu'da model olma ısrarından hiçbir zaman vazgeçmedi, vazgeçmeyecektir. Demokrasi, özgürlük, eşitlikler tabi ki mücadeleyle kazanılan başarılardır” diye konuştu.


TOPLUMSAL BOYUT


3’üncü ayağın yalnızca siyasetle değil, toplumsal boyutuyla da çok önemli olduğunu söyleyen Kava, şöyle devam etti: “Özellikle İmralı sürecinde Abdullah Öcalan’ın savunmalarında çokça üzerinde durduğu, değindiği Demokratik Konfederalizm modelidir. Çünkü artık günümüzde sınırların çok da bir anlamı kalmamıştır. Belki şu an Avrupa’nın birçok ülkesinde sınır dediğimiz şey, bir karo taşıdır. Karo tarafı bir tarafı başka bir ülkeyken diğer tarafına geçiş yaptığında başka bir ülkeye geçiyorsunuz. Bu kadarki anlamsızlaşmış.


DEMOKRATİK KONFEDERALİZM


Ortadoğu’da da aslında tam da Demokratik Konfederalizm, yani Abdullah Öcalan’ın savunmuş olduğu projeye çok çabuk ihtiyaç vardır. Sınırları belirleyip 6 metre yüksekliğinde beton bloklarla örmek zorunda değilsiniz. Önemli olan bir arada yaşamayı hayata geçirebilmektir. O yüzden 3’üncü ayağı biz siyasi açıdan değerlendirmiyoruz. Bütün boyutlarıyla ele aldığımız bir durumdur. Nitekim Kürt Özgürlük Hareketi, katı devlet yani ulus devlet zihniyetine karşı demokratik mücadele yürüten bir cephede duruyor. ‘Şimdi bunu yaparken kalkıp başka bir isimle yine devlet sistemini savunmak bir çelişkidir’ demişti yıllar önce Sayın Öcalan. Bunun için önemli olan sınırları çizmek değil. O sınırların, o coğrafyaların üzerindeki katı ulus devlet sistemlerini esnekleştirip, demokratikleştirip, herkese hitap edebilme durumuna getirmektir. Şu an Türkiye’de, tek devlet, tek millet, tek bayrak gibi. Hiçbir ülkede bir tek millet yaşamıyor. Sistem bu olunca, onun dışında kalan herkes kendini ötekileştirilmiş hissediyor. Niyetim de öyledir. Sen bir tek kimliğe, bir tek kültüre ya da bir tek millete hitap ediyorsun. Ama orada yaşayan farklı köken dini inanç vardır.  Önemli olan budur. Bu Suriye için, Irak için, Türkiye için, Iran için ve bütün Ortadoğu için geçerlidir. Bir coğrafyada birden fazla etnik köken yaşıyorsa, kültürler yaşıyorsa senin oluşturacağın sistem hepsini içinde tutabilmektir. Ama ne yazık ki şu an Ortadoğu da Suriye Arap Cumhuriyeti gibi, peki Suriye'de yalnıza Araplar mı yaşıyor? Değil. Kürtler var, Azeriler var, Türkmenler var, farklı kökenler yaşıyor. Fakat sadece Araplar diyor. Türkiye sadece Türk diyor. İşte buradaki mücadele aslında sadece Türklükten, sadece Araplıktan çıkılması mücadelesidir.


ORTADOĞU'DA ÇÖZÜM 


Orada yaşayan bütün kültürlere, bütün inançlara, farklılıklara hitap edebilecek, onları içinde barındıracak, yaşatabilecek bir sistemle sen ancak Ortadoğu toplumlarına cevap olabilirsin. O da geçmiş tarihe baktığımızda ya hiç yoktur, olmamıştır ya da çok nadir çabalanmıştır başarı sağlayamamıştır. Ama şunu söyleyebiliriz. Son 5 bin yılın Ortadoğu sorunlarına cevap olabilecek tek sistem Sayın Öcalan’ın geliştirmiş olduğu Demokratik Konfederalizm sistemi olduğunu.”


Söz konusu kaosun 5 bin yıllık bir sistemi ifade ettiğini belirten Kava, Sümer Rahip Devleti'yle temeli atılan bu sistemin, günüme ulus devlet şekliyle ulaştığına vurgu yaptı. Söz konusu sistemlerin özellikle Ortadoğu’da tutmadığını söyleyen Kava, "Hep kaos içerisinde süreci götürmeye çalıştılar. Çünkü Ortadoğu toplumu böyle katı sistemlere müsait değil. Ya da kabullenecek toplumlar değil. Bu farklılıklar hep iç içe yaşamışlar. Fakat mevcut sistemler bunları birbirinden ayrıştırmaya çalışıyorlar. Onun için ulus devletler kaostan başka bir şey getirmediler" diye belirtti.


BAŞARMAK


Demokratik sistemleri savunurken güçlü olmak gerektiğine vurgu yapan Kava, bu noktada HDP’nin öncülük ettiği demokrasi güçlerine düşen sorumluluğa işaret etti. Kava, "Daha çok bir arada tutma, hedeflenen yaşama ulaşabilmesini daha iyi anlatması, hem toplumu hem siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarına daha çok ulaşarak projeyi anlatarak demokrasi cephesini güçlendirmesi gerekiyor. Haddinden çok fazla baskı ve saldırılara maruz kalıyoruz. Ama buna rağmen bunu başarmaktan başka alternatifimiz yok. HDP önümüzde ki süreçte hem demokrasi cephesini güçlendirme mücadelesini verecek, hem ulusal birlik çalışmalarını daha çok güçlendirecek ve bu çerçevede de tecridi kırmanın bütün demokratik yolları yine HDP’de aranacaktır" dedi.


'TECRİT KAOSTUR'


PKK Lideri Öcalan'a uygulanan tecridin sadece Türkiye’de değil, bir bütünen Ortadoğu'da kaos anlamına geldiğini belirten Kava, "Ne zaman ki Sayın Öcalan’la görüşmeler kesilirse dışarıda savaş, kaos katliamlar en yüksek seviyeye çıkıyor. Geldiğimiz nokta da özellikle Türkiye’de barışı savunan bir cephe vardır. Ama bu cepheyi güçlendirmekten başka bir alternatifimiz yoktur” İfadelerine yer verdi.


TOPLUMSAL BARIŞ


HDP’yi diğer siyasi partiden ayıran farkın ilke ve gerçeklik olduğunu anlatan Kava, şöyle devam etti: “HDP birkaç siyasetçinin bir araya gelerek kurmuş olduğu bir parti değildir. HDP büyük bedeller vererek bu günlere geldi. Yüzde 10’luk barajını aştı, belediyeler kazandı, milletvekilleri çıkardı. Toplumsal boyutuyla kendi örgütledi. Bedeller üzerine kurulmuş bir parti bireysel menfaatler ve çıkarlar kullanamaz. Tabi ki biz HDP olarak kendi iç tartışmamızdır. İçimizde bunu tartışmamız lazım. HDP bireyler için değildir, toplum için vardır. Ortadoğu toplumunun menfaatleri için vardır. Toplumsal değerleri, farklılıkları korumakla görevlidir. Biz bunun üzerine HDP olabildik. Bu demokrasi mücadelesinde verilen büyük değerler üzerine var olabildi. Biz eğer ki bu değerleri 2’nci ya da 3’üncü planda tutarsak, çıkarları, menfaatleri birinci sıra da tutarsak o zaman biz özümüzden, hakikatimizden, gerçekliğimizden uzaklaşmış oluruz. HDP siyasi bir partidir. Vekilleri olacak, belediye eşbaşkanları olacak. Bu olması gereken şeylerdir. Biz HDP olarak halkla beraber ülkeyi yönetmeye talibiz. HDP’nin çıkarı toplumsal barıştır. HDP toplumun demokratik ilkelerinin genişletilmesidir. Bizi biz yapan değerleri bireysel menfaatler çerçevesinde asla kullanılmayacak.”
Editör: Haber Merkezi