VAN - Cezaevlerinde işkence ve ölüm tehditlerine ulaşan  hak ihlallerinin devlet politikalarından bağımsız olmadığını belirten HDP’li Bedia Özgökçe, “Toplum cezaevlerini ve tutsakları sahiplenmezse ve duyarlılık göstermezse Türkiye'nin kapalı bir cezaevine dönüşme koşulları hızlanacaktır" dedi.


JINNEWS'in haberine göre; Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Bedia Özgökçe, bu uygulamaların AKP'nin “çözüm masası”nı devirip savaş konseptine geri dönmesiyle artarak sürdüğünü vurguladı.


Gözaltı, tutuklama operasyonları, fişleme uygulamaları ile cezaevlerindeki işkencenin bir konsept olduğunu vurgulayan Bedia, “Bir bütün olarak bir halkı yok sayan, tamamen sömürgeleştirme düzeyine varan politikalarla karşı karşıyayız. Bu politikaların en ağırı da cezaevlerinde yaşanıyor. Burhaniye'de, Elazığ'da, Patnos'ta ve Van'da birçok cezaevinde yaşanan hak ihlalleri işkencenin boyutunu gözler önüne seriyor. Çıplak aramanın, yayınları toplamanın, yayınlara el koymanın çok rutin bir uygulama olduğu belirtiliyor. Her şey ‘güvenlik’ gerekçesiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor” dedi.


'Saldırılar devlet politikasından bağımsız değil'


Yakın zamanda Burhaniye T Tipi Kapalı Cezaevi'nde Figen Şahin adlı tutsağın ölümle tehdit edildiği ve Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 4 tutsağın açlık grevi eyleminde olduğunu hatırlatan Bedia, “Van T Tipi Cezaevi açıldığı gündem beri işkencelerle adı anılan bir cezaevi olmuştur. Defalarca kadın koğuşuna saldırı, kadınlara saldırı, darp, tanınmayacak hale getirilme akabinde sürgünler, ailelere ve tutuklulara yönelik açık saldırılar var. Bunlar devlet politikalarından bağımsız değildir" diye konuştu.


'Devlet insanlık suçu işliyor'


Parti olarak defalarca başvuru yaptıklarını, ailelerin suç duyurularında bulunduklarını ancak adaletin bu aşamada sonuç alıcı bir işlem olmaktan çıktığına işaret eden Bedia, şöyle dedi: "Bütün bunlar bir kesime yönelik, sistematik, yaygın bir şekilde uygulanan bir hal alınca bu artık devletin insanlık suçu işlediğinin açık kanıtı halini alıyor. Çünkü tüm bu kapalı alanlar devletin sorumluluğu altındaki yerler. Oradaki tutuklular devlete emanet edilen canlardır. Devlet onların sağlıklı yaşama hakkından birebir sorumludur. Partimize, yöneticilerimize, çalışanlarımıza, sempatizanlarımıza, duygudaşlarımıza yönelik ağır tutuklamalar yaygın bir haldeyken ve bu tutuklamalar normalleştirilirken bir yandan da infazlı indirim yasaları, teklifleri Meclis’e sunuluyor. Bu sunulan yasada da siyasi tutsakları kapsam dışı bırakmayı düşünüyorlar. Anlaşılan o ki toplumsal barışı sağlama anlamında devletin şu aşamada atmak istediği bir adım yok.”


‘Türkiye, kapalı bir cezaevine dönüşme yolunda’


"İşkence suçunun ortağı olanlar elbette imza attıkları her türlü kötü muamele ve işkenceden birebir sorumludurlar” diyen Bedia, kolluk, yargı, cezaevi idaresi ve suçlu olan herkesten hesap sorulacağını aktardı. Bu uygulamaların peşini asla bırakmayacaklarını ve teşhir edeceklerini belirten Bedia, “Toplum cezaevlerini ve tutsakları sahiplenmezse ve duyarlılık göstermezse Türkiye'nin kapalı bir cezaevine dönüşme koşulları hızlanacaktır" dedi.
Editör: Haber Merkezi