Bugün Hüda Kaya'nın kızı, başörtüsü direnişçisi Zehra Nurulhak'ın ölüm yıldönümü

Hüda Kaya'nın, Nurulhak'ın ardından kaleme aldığı yazıyı ve Nurulhak'ın kısa hayat hikayesini paylaşıyoruz:


Bekle Sessiz Kızım

Senin için yanacakmış nice yürekler.
Senin için "SESSİZ KIZ" dediler hep, sessiz ama derin.
Sen sessizliğin ile de meğer neler ifade ediyormuşsun.
Senden sonra geçirdiğimiz her anımızda yokluğun daha bir büyüyor, büyüyor.
Sessiz kızım. Mahzun kızım
Sessiz ama idamlık bir kız oldun.
Yaşıtların daha oyun ve eğlencelerde iken sen ölümün provalarını yapıyordun.
Hiç gocunmadan, dert yapmadan. Sen hala çiçekler çiziyordun sustuğun dünyayı paylaştığın kağıtlara
Mahzun ama gözyaşını göstermeye, sabreden ama direnen
Yaşanamayan hayatları, hasretleri taşıdın hep yüreğinde.
Bütün hayatının özetiydi sanki hüzün ve mahzunluk.
En ağır hüzünlerinde bile ne kadar asilce durabildiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
En dayanılmazlarda nasıl dayandığını.
En yaşanılamazları nasıl yaşayabildiğini
Biz sıkıntılarla, hasretlerle
Biz zulümlerle, işkencelerle
Biz acıların dayanılmazları, bu ihanetler dünyasında, dayanabilmeye, yaşayabilmeye çalışıyoruz, dualar ederek.

İyi ki katlanılmaz zulümlere karşı sen varsın.
İyi ki bütün yalan ve iftiralara karşı sen varsın.
İyi ki en dayanılmaz ihanetlere, hasretlere karşı sen varsın.
İyi ki bütün acizliğimize, günahlarımıza, zayıflığımıza karşı sen varsın.
Sana kurbanlar olarak adadığım evlatlarımdan ilkini sana gönderdim.
Kabul et Ya Rabb! Onu sana , sadece sana emanet ediyorum.

Bekle kızım,
Kalan her bir nefesimizle, zulme karşı mücadelemize devam ederek, bu mahzun, bu garip diyarlardan biz de geleceğiz.

Hüda Kaya - 2005

Nurulhak'ın Mücadelesi

28 Şubat darbe sürecinde, Türkiye’nin her yanında artarak devam eden başörtüsü yasakları en son 1999 yılında Malatya İnönü Üniversitesinde de uygulanmaya başladığında Nurulhak da ailesi ile birlikte halkın başörtüsüne özgürlük direnişine hem öncülük ederek destek veriyor hem de bir basın temsilcisi olarak eylemleri takip ediyordu. Nisan'da başlayıp Mayıs'a kadar aralıksız devam eden eylemlere katılan Nurulhak, annesi ve kız kardeşleriyle birlikte haklarında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmıştı.

18 Mayıs'ta iki kız kardeşiyle birlikte son sınıf öğrencisi oldukları Malatya İmam Hatip Lisesinde derstelerken okula gelen terörle mücadele ekiplerince kelepçelenerek 3 kız kardeş sorgulanmaya götürüldüler.

Ertesi gün 19 Mayıs'ta (birileri gençlik bayramı yaparken) özgürce yaşamak için direnen 3 kız kardeş polislerin arasında emniyet ve adliye koridorlarında dolandırılıyor, işkenceli sorgulardan geçiriliyor, bildik 'vatan haini' muamelesi görüyorlardı. Çıkarıldıkları mahkemede Nurulhak, annesi Hüda Kaya ve iki kız kardeşi tutuklanarak Malatya Cezaevi'ne gönderildi.

1999 Kasım’ında başlayan mahkemelerde idam cezası ile yargılanan Nurulhak ve ailesi önce hep beraber aynı cezaevinde kalırlarken daha sonraki yıllarda ayrı ayrı Malatya, Ağrı, Konya, Bandırma ve Bayrampaşa cezaevlerine sürgün eedildi. Nurulhak ve ailesi mücadele hayatlarında ilk defa zindanlarda birbirlerinden ayrı düştüler.

Nurulhak cezaevi yılları ardından annesi ve kızkardeşleriyle bir arada, Bandırma cezaevindeyken kendisiyle ilgilenen, dayanışma gösteren o güzel insanların davetleri üzerine 2005 Ağustos'unda birkaç günlüğüne ziyaretlerine gitmişlerdi.
6 Ağustos Cumartesi günü yoldan çıkan bir aracın devrilerek çarpması sonucu Nurulhak Hakk'a yürüdü.

Onun için söylenen sözler hala bitmedi. Onun söyleyecekleri de....

Mücadelemizle yolundayız NURULHAK!

Editör: Haber Merkezi