Patnos L Tipi Cezaevi’ndeki koşullar özetle şöyle: Yaklaşık 1 buçuk yıl sonra ilk kez mahpusların gazete almalarına izin çıktı. Alınabileceği söylenen 6 gazete arasında muhalif gazetelerin hiçbiri henüz yok. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin “hakkında toplatma kararı olmayan tüm gazete ve dergilerin içeri verilmesi gerekir” kararından sonra gazetemiz Yeni Yaşam’ın içeriye verilmesi zorunlu hale gelmiş bulunuyor.

Halen hiçbir ortak etkinliğe çıkarılmıyorlar. Sadece atölye var. O da her odaya 15 günde bir sıra geliyor. Oraya da aynı odadakilerle birlikte çıkabiliyorsun. Bir de 1-2 ayda bir iki oda aynı anda sinemaya çıkıyor. İki günde bir verilen sıcak su 40-50 derece civarında oluyor. Oda değişikliği talepleri kesinlikle karşılanmıyor. Akraba olanlar aynı odaya verilmiyor.

Yemeklerin besin değeri çok düşük ve kalitesiz. Şikayetler sonucunda bir süre düzelse de, yeniden aynı düzeye dönmüş bulunuyor. Yenilmeyecek türden yemekler veriliyor. Revire ayda bir çıkarılıyorlar. 4-5 aydır hastane sevki bekleyenler var. 112 Acil’e sadece kalp rahatsızlığı ya da kendini kesme gibi yaralanma olaylarında çıkarılıyor.









Eğitim birimiyle ilgili etkinlikler yasaklanmış. Kargoyla gelen birçok eşya verilmiyor. Aramalarda birçok eşyaya el konuluyor. Örneğin normal montlar, şişme diye toplanıp götürülüyor. Açık ve kapalı görüşlerin süresi sadece 45 dakika. Ortak yayında film izlenebilecek bir kanal yok. Havalandırmaların zemini hep kavlamış halde. Şose yollar gibi ayakkabıları tahrip ediyor.

* * *

Yeni Yaşam gazetemizi okumakta olan cezaevlerindeki mahpuslar, -haklı olarak, Zrîng ve Xwebun’u da okumak istiyor. Aylık Zrîng dergisi artık diğer gazetelerin satıldığı bayilerde de satılmaya başladı. Aslında onu da okuyabilirsiniz. Xwebun’u okumak da hakkınız ama her ay kargoyla 4’er sayı gönderilebilir mi; gazeteyi çıkaranlara başvurmak gerekiyor sanırım.



* * *

Avukat Aytaç Ünsal, haksız bir şekilde hapse atılan hak savunucusu avukatlarımızdan birisi olarak, kendi durumundan çok haksızlığa uğrayan başkaları hakkında bana yazıyor. Sanırım başkalarına da gönderiyordur böylesi mektuplarını. Bu haftaki mektubunda 200’lü günlere gelmiş açlık grevindeki Grup Yorum üyelerinin, ölüm orucundaki Mustafa Koçak’ın annelerini düşünüyor. Dahası Mahir Kılıç’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki işine geri dönebilmek için yürütmekte olduğu ölümüne direnişine değiniyor ve bu konuda hiçbir şey yapmayan DİSK’i eleştiriyor.

* * *

Mardin E Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Haşim Gezer, 3 yıla yakın bir süredir cezaevinde olan biri. Geçen yıl, bilinen gerekçeyle açlık grevine girenlerdendi. Açlık grevi sonrasında darp edildi ve Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi. Darp sırasında kaburgası kırılan Haşim Gezer, geçen hafta ameliyat edildikten sonra hemen cezaevine geri getirildi. Hastanede de yatağa kelepçeli olarak bir gün tutulmuştu. Ameliyatlı haliyle bakıma muhtaç durumda. 13 aydır bulunduğu Elazığ’da halen tekli hücrelerden birinde tutuluyor. Durumuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere yazdığı dilekçelerin ise yırtıldığı ve kendisine gönderilen mektupların da iki aydır kendisine verilmediği belirtiliyor.

* * *

Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ndeki hak ihlalleri özellikle ağır hasta mahpuslarda yoğunlaşıyor. Mahpusların tedavi olma hakları, tek hücreli ring, ardından hastanede doktorların kelepçeli muayene dayatması nedeniyle engellenmekte. Bu sorunlar nedeniyle, erken teşhisle tedavi edilip, atlatılabilecek kimi hastalıklar ilerlemektedir. Dahası düzenli kontrol altında tutulması gereken ağır hastaların tedavi süreçleri de aksamaktadır. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde yayınların düzensiz verilmesi, mektupların engellenmesi, berberde makas kullanımının yasaklanması, hücrelerdeki küçük kağıt makaslarına el konulması, ziyaret günlerinde kalınan odadan ziyaretçilere yiyecekiçecek götürülememesi, yemeklerin özensiz yapılması ve az miktarda verilmesi, açık görüş yapılan haftalarda spora ve atölyeye götürülmemesi gibi hak ihlalleri yaşanmakta. En önemli hak ihlallerinden biri ise, her yerde kamera olmasına rağmen, sisli günlerde mahpusların güvenlik iddiasıyla havalandırmaya çıkarılmamasıdır.

* * *

Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öngüllü’nün içeriye verilmeyen Türkçe Kürtçe dergiler için yürüttüğü yargısal mücadeleyi destekliyoruz. Her zaman öyleydi ama özellikle Anayasa Mahkemesi’nin toplatma kararı olmayan yayınların içeriye verilmesi konusundaki kararından sonra bu konuda ısrarcı olmalı ve yasal prosürde sonuna dek gidilmeli.

* * *

Mehmet Balaban, Tekirdağ 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunuyordu. Oradan Menemen T Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Memleketinden ne kadar uzağa gönderilmiş olduğunu bilemiyoruz ama yeni yerinde -olması gerektiği gibi- gazetemizi okuyabiliyor. Kendisinin “yeni yıl bizim olacak!” dileklerine katılıyoruz.

TEŞEKKÜRLER: Yeni yıl kutlamalarınıza teşekkürler. Aralık ayının son haftasında yazıldığı halde, içeriden ancak çıkabilen zarflardan yılbaşı kutlamalarınız gelmeye devam ediyor. Teşekkürler…

ARANIYOR: Bafra T Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Hacı İsa Sezek, Okan Ocak, Ali Öztürk, Enver Özkartal (yani Bejdar Ro Amed), Şakir Tutuş’un tahliye olup olmadıklarını ya da nereye sevk edildiklerini kendileri ya da birlikte kaldığı arkadaşları bana yazabilirlerse sevinirim. BİR ADRES: Wardoz Yayınevi / Sıtkı Göral Cad. 12. Sk. Kuzu Apt. Kat: 1 No: 2 / Huzurevleri

MEKTUBU GELENLER

Abdullah Öngüllü – Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi

Aytaç Ünsal – Burhaniye T Tipi Cezaevi

Mahsum Arslan- Burhaniye T Tipi Cezaevi

Musa Kaya – Burhaniye T Tipi Cezaevi

Mustafa Kocatürk – Kırıkkale F Tipi

Selçuk Çelik- Kırıkkale F Tipi Cezaevi

Cihan Özyıldız- Menemen T Tipi Cezaevi

Mehmet Balaban- Menemen T Tipi Cezaevi

Veysel Avcı- Patnos L Tipi Cezaevi

Posta Kutusu: 253 Yenişehir ANKARA
e-mail: [email protected]

DİYARBAKIR
Editör: Haber Merkezi