DİYARBAKIR  - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemde konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Şerif Çamçı, son zamanlarda artan kayıtdışı gözaltılara dikkat çekerek, buna boyun eğmeyeceklerini ve haklı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.


İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 496’ncısı Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyeleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır milletvekilleri Hişyar Özsoy, Semra Güzel, Selçuk Mızraklı, Saliha Aydeniz ve Remziye Tosun yanı sıra HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il yöneticileri katıldı.


Burada konuşan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, 1976 ve 1983 yılları arasında Arjantin’de yapılan askeri darbe sırasında yaşanan zorla kaybettirmeler ve sonrasında görev başına gelen hükümetlerin geçmiş ile yüzleşerek hakikatleri ortaya çıkarttığını ve adaleti tesis ettiklerini hatırlattı. Faillerin yargılanması ve Hakikatler Komisyonu’nun kurulması gerektiğini vurgulayan Yalçın, Hükümet’ten bu konuda adım atmalarını beklediklerini dile getirdi.


Ardından konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Şerif Çamçı, Diyarbakır’da son zamanlarda kimliği belirsiz ve uzun namlulu silahlı kişi ve kişiler tarafından sivil yurttaşların kaçırılması olaylarına dikkat çekti. Sivilleri kaçıran kişilerin kendilerini kolluk gücü olarak tanıttığını belirten Çamçı, “Yurttaşların karşı karşıya kaldığı bu kayıt dışı gözaltı olaylarına devletin bir sözü olacak mı?” diye sordu.  Kaçırılma olaylarıyla topluma verilmek istenen mesajın ne anlama geldiğini iyi bildiklerini ifade eden Çamçı, buna boyun eğmeyeceklerini ve haklı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.


‘HEPSİNİN ORTAK NOKTASI KİMLİKLERİNE SAHİP ÇIKMALARIYDI’


Eyleme katılan İHD İstanbul Şube Yöneticisi Hanım Tosun da, kaybettirilen insanların hikayelerinin herkes tarafından çok iyi bilindiğini dile getirdi. Tosun, kimliklerine sahip çıkıp, dilini, kültürünü talep ettikleri için gözaltına alınıp kaybettirildiklerini vurguladı. Tosun, kayıpları bulununcaya ve failleri yargılanıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini belirtti. Bu haftaki açıklamada, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde evinden gözaltına alınarak ve kendisinden bir daha haber alınamayan Osman Buluttekin’in hikayesi okundu. Açıklamayı okuyan İHD’li Yalçın, “Osman Buluttekin, 1960 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Yeşilköy’de doğdu. Evli ve yedi çocuk babasıydı. Yeşilköy askerler tarafından yakıldığından dolayı Kulp merkezine göç etmişlerdi” dedi.


‘EVİN TELEFON HATLARI KESTİLER’


Evi basanların kendilerini emniyet güçleri olarak tanıttığına dikkat çeken Yalçın, şöyle devam etti: “25 Ağustos 1995 gecesi civardaki bir çatışma nedeniyle Kulp ilçesine giriş ve çıkışlar yasaklandı. O gece Buluttekin’in ailesinin jandarma karakoluna ve kaymakamın konutuna yüz metre mesafedeki evine, kendilerini polis olarak tanıtan ağır silahlı 4 kişi tarafından baskın yapıldı. Baskına gelenlere ‘emniyetten geliyoruz, seninle biraz işimiz var’ diyerek Osman Buluttekin’i evinden zorla aldılar. Baskın esnasında evin telefon kabloları kesildi. Emniyette bekçi olarak çalışan 35 yaşındaki Osman Buluttekin, üzerinde pijama, ayağında terlik ile götürüldü.”


‘POLİS KONTROL NOKTASINA GÖTÜRÜLDÜ’


Olaya tanıklık eden komşunun, Buluttekin’in polis kontrol noktasına götürüldüğü yönündeki anlatımlarını hatırlatan Yalçın, şunları söyledi: “Onun alınışına tanıklık eden bir komşusu Osman Buluttekin’in arabaya bindirilerek yakında bulunan ve polislerin kontrol noktası olarak kullanılan tepelik bir yere götürüldüğünü gördü. Ailesi bunun üzerine öncelikle belirtilen yere gidip sormak istedi ancak yasaklı bölge olduğu ileri sürülerek emniyet tarafından buna izin verilmedi. Bir yıl iki ay cezaevinden kaldıktan sonra, kaybedilmeden üç ay önce Diyarbakır E Tipi Cezaevinden tahliye olan Osman Buluttekin’in sürekli tehdit telefonları aldığını söyleyen ailesi, Kulp Emniyet Müdürlüğüne ve Jandarma Komutanlığına başvurdu. Emniyette anne Kariban Buluttekin’e ‘Biz almadık ama sana söz veriyoruz onu bulacağız’ denildi.


AKIBETİ HALEN BİLİNMİYOR


Kaybedildiği tarihten sonra Osman Buluttekin’den bir daha haber alınamadı. O tarihlerde ilgili mercilere başvuruda bulunuldu ama gözaltında olduğu inkar edildi. Aile Osman Buluttekin’i evden alanların güvenlik güçleri olduğu düşüncesindeydi. Faillerin bulunması ve cezalandırılması için İHD’den hukuki yardım talep ettiler. Ancak yürüttüğümüz tüm çabalara rağmen Osman Buluttekin’in akıbeti hakkında herhangi bir sonuç elde edilemedi.”  KAYNAK MEZOPOTOMYA HABER AJANSI
Editör: Haber Merkezi