DİYARBAKIR - Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların zemininin mevcut politikalardan kaynaklandığını belirten İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve hukuksal boşlukların saldırılara davetiye çıkardığını söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Kürt sorununun siyasal çözüm yerine geleneksel güvenlikçi politikaların sürdürülmesi ve cezasızlık politikasının ırkçı saldırılara davetiye çıkardığını söyledi.

CEZASIZLIK SONUCU YAYGINLAŞIYOR

Saldırıların yeni olmadığını, zeminini ve motivasyonunu mevcut politikalardan aldığını belirten Zeytun, cezasızlık politikasıyla faillerinde etkili bir şekilde soruşturulup, cezalandırılmadığı için saldırıların yaygınlaştığını ifade etti. Bir süre sonra da bu saldırıların olağan hal aldığını vurgulayan Zeytun, “Süregelen politikalara, bu politikalar ekseninde yargı başta olmak üzere yetkili kurum temsilcilerinin söylemleri ve eylemlerine karşı kendini muhalif tanımlayan kesimlerin, barış ve hukuk örgütlerinin itirazlarının cılız kaldığını görüyoruz” dedi.

GÜVENLİKÇİ POLİTİKALAR 

Saldırıların temelinde Kürt sorunun çözümsüzlüğünün olduğunu dile getiren Zeytun, “Kürt meselesinin siyasal çözüm yerine geleneksel güvenlikçi politikalar ile çözümsüzlük üzerine oluşan hukuksal boşluk bu saldırılara davetiye çıkarıyor. Dikkat edilirse Kürt meselesinin kamuoyu nezdinde demokratik siyaset kurullarınca tartışıldığı, Kürtler başta olmak üzere ötekileştirilen, tanınmayan kimliklerin nispeten ‘terörist’ görülmediği zamanda bu ırkçı saldırılara daha az olduğunu tanık olduğumuzu söyleyebiliriz. Yasal anlamda da cezasızlık politikaları ekseninde boşluk olduğunu, mevcut yasaların da etkin bir şekilde uygulanmadığını görüyoruz” diye belirtti.

‘SALDIRILAR KİMLİK MESELESİNDE BİRLEŞİYOR’

Konya’da yaşanan saldırıda yaşamını yitiren Hamdi Dal’ın aile fertlerinin savcılıktaki beyanını örnek gösteren Zeytun, “Bakıldığında, kendilerine bu saldırıdan önce Kürt oldukları için defalarca saldırı ve hakaret edildiği, yetkili makamlara da bildirildiği halde bir çözüm getirilmediği görülmekte. Nefret suçları içerisinde değerlendirilmesi gereken ve özellikle Kürtlere saldırıların nedenlerine bakıldığında, her ne kadar yetkili kurum ve yetkililerden münferit ve sıradan bir vaka olduğu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılsa da saldırıların nedenlerinin, genel olarak kimlik meselesi etrafında birleştiğini görüyoruz. 

Saldırıya uğrayanların savcılık ifadelerine bakıldığında Kürtçe şarkı dinleme, Selahattin Demirtaş’ın fotoğrafının sosyal medya paylaşılması, Kürtçe konuşulma bu saldırılar için yeterli sebep olabildiğini görebiliyoruz. Bununla birlikte her saldırı sonrası savcılıklar işlem yapmadan, valiliklerin ve diğer yetkili birimlerin saldırıyı münferit bir vaka şeklinde değerlendirmesi, yaşanan olayların gerçek sebeplerinin görmezden gelinmesi ve yargının da bu açıklamalar üzerine işlem yapması olağanlaşan saldırılara ayrı bir zemin hazırlamaktadır” diye konuştu. 

‘TANIMAYLA AZALACAK’

İktidarın geçmişle yüzleşmek istememesi sonucunda ayrımcı ve ötekileştirici politikaların da süregeldiğini anımsatan Zeytun, nefret suçlarıyla ilgili kapsamlı yasal düzenleme bulunmadığından dolayı ciddi yasal boşlukların olduğunu söyledi. Zeytun, devamla şunları söyledi: “İHD olarak, Kürtlere ve diğer toplumsal kimliklere yönelik saldırılar ile çıkan nefret suçlarının, ayrımcılığın, devam eden politikaların terk edilerek hak ve özgürlükleri tanıyan bir toplumsal barış ve failler hakkında etkili yargısal işlemlerin yapılması ile çözülebileceğini düşünüyoruz. Bu tanınma politikasının yasal, idari ve siyasi yönetimiyle toplumun tümüne yansıyacağını, nefrete dayalı suçların da azalacağını düşünüyoruz. Bunun için de etkin bir hak mücadelesi ve toplumsal barış savunuculuğu şart olduğunu ifade etmek gerekiyor.”

MA / Eylem Akdağ

Editör: Haber Merkezi