İHD tarafından 486 haftadır yapılan "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" oturma eyleminde, seçimlere katılan siyasi partilere çağrıda bulunularak, "Yakınlarımızın akıbetlerini ortaya çıkarmak için hangi vaatleriniz var?" diye sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 486’ncısı İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirdi. Farklı tarihlerde faili meçhul cinayete kurban gidenlerinin fotoğraflarının açıldığı etkinliğe, kayıp yakınları katıldı. Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Orhan, 90'lı dönemlerden bugüne kadar yaşanan fail meçhul cinayetleri hatırlattı. Kayıp yakınlarının tarafından fail meçhule giden yurttaşların cenazesinin bulunması ve faillerin yargılanması için yetkililere belge ve bilgi verdiklerini; ancak herhangi bir sonuca varamadıklarını hatırlatan Orhan, kayıp yakınlarının girişimlerine rağmen faillere yönelik cezasızlık politikasının uygulandığını söyledi.

SİYASETÇİLERE ÇAĞRI

AKP'nin 16 yıldır yürüttüğü politikalara da dikkat çeken Orhan, "Sözüm ona demokrasiden bahsediyorlar. Ancak, geçmişe yönelik ışık tutmadılar ve faillerin yargılanması için politika yürütmediler" dedi. 24 Haziran'da yapılacak baskın seçimlere katılan siyasi partilere çağrıda bulunan Orhan, "Bizim yakınlarımızın akıbetlerini ortaya çıkarmak için hangi vaatleriniz var? Annelerin eli her zaman yakanızda olacaktır. Bu hakikat, gerçeğe ışık tutmayı bekliyor. Bizlerin ve annelerin adalet arayışı devam edecektir" diye konuştu.

1993 yılında Mehmet Tekdağ ile 1994 yılında Ali Tekdağ adlı kardeşlerini faili meçhul cinayete kurban gittiklerini aktaran İffet Muhtaş da, kardeşlerinin kaybedilme hikâyesini anlattı. Yıllardır kardeşlerinin faillerinin bulunması için mücadele ettiklerini, ancak herhangi bir sonuca ulaşamadıklarını vurgulayan Muhtaş, "Allah, hak ve hukukumuzu yanlarında bırakmasın" diye belirtti.

"KORUCU OLMALARI İÇİN BASKI YAPILDI"

Bu haftaki açıklamayı yapan İHD yöneticisi Hasan Yalçın, 6 Haziran 1994 yılında Mardin'in Derik ilçesine bağlı Çatalca (Siltok) köyünde faile meçhul cinayete kurban giden Hasan Aksu'nun hikâyesini anlattı. Aksu'nun yaşadığı köye sık sık asker ve korucular tarafından yapılan baskınla köyün korucu olması için baskı uyguladığını hatırlatan Yalçın, bu süre zarfında Aksu'nun kızının dağa gitmesinden dolayı Aksu'ya yönelik tehditlerin arttığını dile getirdi.

"BEYAZ TOROS'A BİNDİRİLDİ"

6 Haziran 1994 yılında Üçyol Jandarma Karakolu'ndan geldiklerini söyleyen 5 kişi tarafından zorla Beyaz Toros’a bindirildiğini ifade eden Yalçın, "Kardeşi aracın plakasını kaydetti. Olaya, hem Aksu'nun ailesi hem de köylüler tanıklık etti. Bir kaç gün bekleyen ailesi, Aksu'nun serbest bırakılmaması üzerine Derik ve Üçyol jandarma karakoluna başvurdu. Aksu'yu götüren Beyaz Toros Üçyol Jandarma Karakolu'nun önündeydi. Karakol yetkilileri, 'bizde yok' dedi. Ailenin başvuruları sonuçsuz kaldı. Aksu'dan bir daha haber alınamadı" dedi.

"KAYBEDENLER CEZASIZLIK ZIRHIYLA KORUNDU"

Aksu'nun kaybedilmesi ile ilgili en son 16 Temmuz 2012 tarihinde Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yapıldığını belirten Yalçın, "Savcılık, 'Kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar’ verdi. 24 yıldır hukuk işletilmedi. Gerçeği ortaya çıkartacak etkin bir soruşturma yapılmadı. 24 yıldır akıbeti karanlıkta bırakıldı. Onu kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu" diye konuştu.

Açıklama, yapılan beş dakikalık oturma eylemiyle son buldu. (Mezopotamya Ajansı)
Editör: Haber Merkezi