HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, HDP heyetinin YSK Başkanı Sadi Güven ile 'seçim güvenliği' üzerine yaptığı görüşmeye ilişkin Artı TV'ye açıklamalarda bulundu.

İLGİLİ HABER: KÜRT İLLERİNDE 270 BİN SEÇMENİN OYU RİSK ALTINDA

Artı TV'de Aris Nalcı'nın sunduğu Haber Aktüel'e telefonla bağlanan Sancar 'seçim güvenliği' konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Sancar, valiliklerin sandıkların taşınmasına ilişkin YSK başvurusunun kabul edilmesi durumunda bunun seçim sonuçlarını temelden etkileyeceğini vurguladı.

Sancar sandıkların taşınmak istenmesinin HDP’nin baraj altında bırakılmasına dönük bir operasyon olduğunu dile getirerek, tüm muhalefet partilerinin ve Cumhurbaşkanı adaylarının buna karşı tutum alması gerektiğini söyledi.

Sancar şunları söyledi:

Kamuoyunda bilgiler çok eksik şekilde yer alıyor. Şu ana kadar valiliklerden YSK'ye başvurulan sandık taşıma talebi 18 ili ve 270 bin seçmeni kapsıyor.

Bu çok ciddi bir durum. Eğer YSK onaylarsa en az 250 bin kişi oy kullanmak için bir yerden başka bir yere gidecek. İnsanlar güvenlik tehdidi gibi birçok nedenden kaynaklı sandıkları taşınan köyden diğer yere gitmeyebilir. Bu durum sonucu temelden etkiler.

Bilindiği gibi bir baraj sorunu var. Taşınmak istenen 250 bin kişinin hemen hepsinin HDP'ye oy verdiğini saha çalışmalarından biliyoruz. Bu insanların ya sandığa gitmeleri engellenecek. Ya da başka türlü oy kullanmaya mecbur edilecekler.

"İKİNCİ BİR MÜHÜRSÜZ OY VAKASI YAŞANMAK ÜZEREDİR"

YSK'den ret istedik. Seçim sonuçlarını kalıcı bir şekilde şaibe altında bırakacaktır. İkinci bir mühürsüz oy vakası yaşanmak üzeredir. Mühürsüz oy tartışmaları 16 Nisan referandumunu ebediyen gölgelemiştir. Bu uygulama YSK'den geçerse aynı şey 24 Haziran için de geçerli olacaktır.

"YSK’NİN KENDİ İTİBARINI DÜZELTME ŞANSI VAR"

YSK'nin vereceği karar kendisini de tartışmanın ortasına sokabilir ya da itibarını düzeltme şansı verir. Bugün yarın göreceğiz.

Muhalefet partileri ve Cumhurbaşkanı adayları HDP’ye dönük geliştirilen bu operasyonlara karşı kararlı bir tutum geliştirmelidir. Seçim sonuçlarını değiştirmeye dönük operasyona karşı ortak tutum alınmalıdır.

CHP’NİN KÜRT SORUNU KONUSUNDA MECLİS VURGUSU

Sancar CHP’nin açıkladığı seçim bildirgesinde Kürt sorununu Meclis’te çözme konusundaki vurgularını da değerlendirdi.

Meclis vurgusunu önemsediklerini belirten Sancar, ancak Kürt halkının önemli bir kesimini temsil eden HDP’nin olmadığı bir Meclis’in Kürt sorununu çözemeyeceğini belirtti.

Sancar şunları söyledi: CHP'nin Kürt sorunu konusunda toplumsal mutabakat vurgusu yeni değil. Meclis'i merkeze alan bir yaklaşımı doğru buluyoruz. Adil ve özgür seçim sonucu demokratik bir Meclis oluşursa sorunun çözümü konusunda ana rolü üstlenir. HDP'nin olmadığı, oylarının gasp edildiği bir Meclis bu sorunu nasıl çözecek?

Sancar, HDP’ye dönük operasyonların yoğunlaştığını belirterek, dün 4 milletvekili adaylarının da içinde yer aldığı 89 kişinin mahkumiyet kararının onaylamasını bu operasyonun bir parçası olarak değerlendirdi.

Sancar şunları söyledi:

"ADAYLARIMIZA YÖNELİK MAHKUMİYET KARARLARI ÇIKIYOR"

Partimize karşı dünden beri operasyonlar yoğunlaştı. Mahkeme birden KCK kararını onayladı. Ondan önce İdris Baluken’in mahkumiyet kararı onandı. Adaylarımızla ilgili mahkumiyet kararları çıkıyor. Bize yönelik baskılar devam ediyor. Kızıltepe'de seçim bürosu açılışına katıldım, akşam büronun etrafındaki bayraklar jandarma tarafından kaldırılmış.

Bu baskı ve operasyonlarla ortaya çıkacak Meclis, Kürt sorununu çözemez. Kürt halkının büyük bir kısmını temsil eden parti siyasetin dışına itilmiş olacak.

Demirtaş'ın cezaevinde tutulması da bu seçimler üzerinde ağır bir baskıdır. İyi niyetli sözlerin icraata dönüşmesi lazım. Somut adımlar atılması gerekir.

İşte Sancar'ın Artı TV'deki değerlendirmesi:
Editör: Haber Merkezi