ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, NTV ve Star TV ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

'Canlı yayın' açıklaması

Başından beri isteyen kişi olarak. Moderatörlük tarafını sayın Yıldırım üstlenmiş oldu. Başından beri hangi televizyonu, hangi moderatörü istiyorsanız hazırım demiştim. Bunu 31 Mart öncesinde de söylemiştim. Ama maalesef kabul görmedi. Bence burada psikolojik bir süreç var ya da stratejik bir süreç var. 31 Mart'tan önce sanırım önemsemediler. Sanıyorum sürece dair emin bir duruş gösterdiler. Biraz kendilerinden emin olduklarını düşünüyorum ama seçim böyle bir netice vermeyince şimdiki süreçte bence stratejik olarak böyle bir karar olumlu baktılar. Israrlı çabamın kabul görmesi sevindirici. Böyle bir ortamın sağlanması mutluluktur ama bu yenilenen seçimde demokrat bir hava oluşturulduğuna dair bir belirti değildir. Moderatör konusuna hiç girmedim.

'Yıldırım soruları istedi'

Zihinlerinde hangi sorular varsa sorulması taraftarıyım. Şahsen bana soruları yollamasa da olur. Elbette ki eşitliğin korunması halinde.

Bir gazeteci bir adaya hangi soruları özgürce sorabiliyorsa, aynı duyguları bir başka adaya da hissettirerek sorularını hazırlayabilmeli diye düşünüyorum. Benim bakışım bu. Bu konuda çok netim ama Sayın Yıldırım soruların görüşülmesini talep etmiş. Danışmanıma bu ifadelerimi söyledim. Biz müdahale eden değil sadece gözetleyen konumda olalım.

Karadeniz gezisi

Öncelikle şunu söyleyeyim. Ben bir bayram tebriği için Trabzona gittim. Çünkü oralıyım. Köyümde birkaç yüzyıldır yaşayan bir aileyiz. Bizim bir geleneğimiz var. Ata mezarlarımız var. Bayramlaşma ötesinde bir şey yaşadık. Bence Karadeniz'in yaşadığı en büyük bayramlaşmaydı. Muazzam bir şey.

Ben bir özel uçak kiralayarak (altını çizeyim) Trabzon'a gittim. Trabzon'da beni nereden karşılayacaklar bilmem ki. Gittiğimiz yerde sorumlu insanlar var. Bizi VIP'ten karşıladılar. Geldik otobüsümüze bindik köyümüze gittik. Ertesi sabah bayramlaşmanın büyük bir kalabalığa dönüşmesini yaşadık. Derken bu güzel buluşmayı örtmek isteyen bir anlayış. Görünen figür Ordu Valisi'dir. Bir tuzak kuruldu bize.

Ben oraya gidene kadar nereden çıkacağız onu bilen birisi değilim. Havaalanına girdik, VIP'ın giriş bariyerleri açıldı. Arabaları çektik. Orada insanlarla fotoğraf çekinmeye başladım. Benim annem, babam, kız kardeşim x-ray cihazından geçti.

İçeri girdiğimizde bir bağrışma, çağrışma. Ne oluyor ne bitiyor dediğimde. Annemle karşılaştım, benzi atmış. Biz her yerden gideriz evladım" diyor. "Buradan girişmizi yasakladılar", "Kim yasakladı" dedim.

Bu bir tuzak dedim. Polislerle direnç varmış gibi gösteriyorlar. Günün sonunda polislere kusura bakmayın, bu sizinle olan bir olay değildir. Hakkınızı helal edin" deyip geçtik. "yok onu dedi bunu dedi"

Konuşacaksa basın, medya, 1 milyona yakın insanın Karadeniz sahilinde bizi karşılamasını konuşsun. İnsanların gösterdiği ilgiye uygulanmış, provoke edilmiş bir süreçtir. Vali bey'e kim talimat vermiştir, onu sorgulamak lazımdır. Vali bey bize tuzak kurmuştur. Kim talimat vermiş açıklasın.

Koç Holding'ten uçak kiralaması hakkında

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yıllık bir kuruluşunu hangi ithamla suçluyorsunuz. Sizin şu an bağlı olduğunuz bir grubun, iktidar partisiyle olan münasebetinin milyonda biri kadar o grupla münasebetim yoktur.

Seçim kampanyası ve bağışlar

Mini minnacık çocuklarımızın bile 20 liraları var. Yüz binlerce insan bağışta bulundu. Mutlaka ve mutlaka seçim süreci tamamlandığında tüm şeffaflığıyla süreci kamuoyuna aktaracağız. Şu an yapılan bağışların 23 Haziran seçimiyle ilgili bir kampanya olduğunu. Ne kadar harcandı, ne kadar kaldı.

Birkaç manevi harcama konusunda düşüncelerim var. Süreç netleştikten sonra paylaşacağım. Ama şehrimizde ama ülkemizin farklı noktalarında kalıcı bir şeyler yapabilir miyiz diye öngörülerimiz oldu. 23 Haziran'dan sonra topluma her şeyi açıklıkla anlatacağız.

CHP - İYİ Parti İttifakı ve HDP hakkında

Bu ülkenin bir atmosferi var. Atmosfere göre dün başka bugün başka konuşan bir kimliğe sahip değilim. Bir kampanya döneminde aynı kampanya bütünlüğü içerisinde hiçbir siyasi yol arkadaşım çelişkili hiçbir ifadede bulunamaz.

Ben CHP-İYİ Parti'nin adayıyım. Ben İstanbul ittifakının adayıyım dedim lansmanda. Herkesin oyuna talibim. Bunun içinde HDP'li, AKP'li, MHP'li, BBP'li aklınıza gelebilecek DP, DSP, Saadet partisi, herkesin oyuna talibim. Hiç kimseyi birbirinden ayırmıyorum.

Benim garipsediğim taraf şu. Terör örgütlerinin sözcüleri kimlerse - takip etmem onları, yok hükmündedir benim için - terör örgütlerinin isimlerini her gün dile getiren insanlar terör örgütü kampanyası yapıyor. Anlamış değilim. Benim için, senin için bir başkası için de terör örgütü. Bu tavır milli tavırdır.

31 Mart'a kadar, ben İstanbul'da yaşayan Kürt hemşerim için, HDP'li seçmen için ne dediysem bugün aynısını söylüyorum. Bugün gelmeden öğlende Van'lı vatandaşlar sohbet etmek istedi, aynı şeyleri söyledim.

HDP, Türkiye'nin siyasi partisidir. Tavsiyem şudur, dün başka konuşan -hatta iki hafta önce başka konuşan- bugün başka konuşan sorgulamanızı ve yorumlamanızı isterim.

Beylikdüzü Belediyesi hakkında iddialar

Ben 5 yıllık başkanlık dönemimde farklı konularda şahsım da dahil olmak züere yüzlerce soruşturma geçirmiş bir belediye başkanıyım. Birçok konu var. Gururla söylüyorum ki, 5 yıl boyunca, özellikle adaylığım söz konusu olduğunda ayrı bir mercek altında tutulma çabası olmasına rağmen zerre kadar ne bir görev zararı - sayıştay raporları var- var.

Bütün bu denetimlerden geçmiş, hakkında tek bir dava açılmamış. Aleyhine tek bir sonuç alınmamış biriyim. Hatamız, eksiğimiz olabilir ama minimum bütçeyle maksimum iş yapma ahlakıyla yetişmiş birisiyim.

İhalelerimiz oldu, naklen yayınlamış birisiyim. 5 yıl boyunca başlattığımız en nitelikli biçimde naklen yayınla insanların şeffaf biçimde önüne koyan birisiyim. Bizim raporlarımız var.

Ufak tefek hatalar olabilir, asla maddi anlamda değer ifade eden unsurlar değildir. Tertemiz bir 5 yıl geçirdiğime inanıyorum. Biz israf merceği her kurumun yeni nesil bir dönemi başlatma adına tekrar tekrar kendi kurumuna tutmak ve gerekli tedbirleri almalı.

Kamu vicdanı korunmamaktadır. Kul hakkı çok değerli bir kavramdır. Bütün bu yapılan harcamaların yanlışları. Bu ülke zengin değil. Ben iş insanıyım. Bir işin fizibilitesinde ihtiyaç mı değilmi, maliyeti çok önemli. İhtiyacı belirlersiniz.

Türkiye'nin şu an çok zarar eden kurumları kamu kurumlarıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar çarçur edilen bir alan yoktur.

Benim ilk sunumum kent yoksulluğu üzerine oldu. Tam 4 ay önce bugün. Şubat ayının 11'inde yine yoksulluğu konuşuyorduk. O zaman sesimizi duyuramıyorduk.

Antalya'da Suriyeli mültecilere uygulanan 'plaj yasağı'

Plajlarda yapılan ırkçı bir davranıştır. Kim yaparsa yapsın, benim partimden bir belediye başkanı da yapsa yanlıştır.

Medya eleştirisi

Bugün medyadan siz vicdanen rahatsız değilseniz aynı yerde oturmuyoruz. Medya kanalları, gazeteler, bu ülkenin neredeyse 70-80 yıllık, benim evime giren gazeteler. Ben o markaların zarar görmesini istemiyorum. Dediğim şu "yönetim olarak medya ahlakına uygun hareket etmenizi talep ediyorum. size yakışan bu.

Şu anda Demirören grubu, sizin yayınladığınız reklamlarımız konusunda yayınlayıp yayınlamayacağı konusunda geri dönüş yapmış değil. Ben bugün buradayım. Davet ettiniz geldim. Beni kim davet ederse giderim. İstediğim şey, özgür bir basın olsun.

TRT kurumu, benim vergilerimle maaş alıyor orada binlerce insan. TRT, Ekrem İmamoğlu'nu tek bir programa niçin çıkartmaz? Rakibimi niçin kaç kez çıkartır?

Ekrem İmamoğlu tüm Karadeniz'i gezdi. Sadece VIP olayı haber oldu. Niçin? Bu üzücü değil mi?

 
Editör: Haber Merkezi