ANKARA-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: AKP-MHP tarafından hazırlanan ve yaklaşık 90 bin kişiyi etkileyecek 70 maddelik infaz yasa teklifi Meclis’te kabul edildi

İnfaz kanunu da olmak üzere 11 kanunda değişiklik yapan 70 maddelik Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. HDP, CHP, İYİ Parti’nin teklifin tümü üzerindeki açık oylama talebi reddedildi.




 





Oylama elektronik açık oylama ile yapıldı. Teklif, 330 oyun kullandığı oylamada teklif 279 evet, 51 red oyuyla kabul edilerek yasalaştı.



Teklifin Genel Kurul’daki bugünkü görüşmelerinde 55-70 maddelerini kapsayan 3’üncü bölümü görüşüldü. Teklifin tüm görüşmelerinde 32,46, 48, 67’nci maddelerinde değişikliğe gidildi, 54’ncü maddesi ise tekliften çekildi.

Muhalefet teklife ilişkin görüşlerini dile getirirken, verdikleri toplamda 210 değişiklik önergeleri ise AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

HDP: AKP iktidarı açık cezaevinde kalacak tavukları düşünmüş

HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz konuşmasında, infaz teklifinin toplumsal muhalefete ve siyasi taleplerine yönelik bir meydan okuma olduğunu belirtti. Kaçmaz, “Bu infaz yasası, içinde bulunduğumuz faşizm diye değerlendirebileceğimiz bu koşullarda AKP Genel Başkanının ya da AKP iktidarının parmak salladığı, kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist gördüğü, öteki gördüğü ve düşmanlaştırdığı kurumun aslında yasallaştırılmasıdır. Bu teklife baktığımızda, öyle incelikli düşünülmüş ki bazı şeyler, açık cezaevinde kalan tavuklar bile hesaba katılmış ‘Bu tavuklar ne olacak?’ diye. Bu tavuklar düşünülürken Kürt siyasetçiler, muhalif tutsak gazeteciler, bebekli anneler, ağır hasta tutsaklar ve çocuklar düşünülmemiş ama AKP iktidarı açık cezaevinde kalacak olan tavukları düşünmüş” dedi.

‘Düşmanlık tohumları ekiyorsunuz’

Kaçmaz, AKP ve MHP imzasıyla getirilen teklifin koronavirüs ile mücadele kapsamında getirilmediğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ancak AKP iktidarının ve ortağının getirdiği bu yasa teklifine baktığımızda çocuk pornografisi ve çocuk cinsel sömürü suçları af kapsamında; çocuklara müstehcen yani pornografik verme, satma ve çocukları pornografik filmlerde oynatma gibi fiiller af kapsamında; çocukları fuhşa sürükleme, fuhşa teşvik, tedarik ve aracılık af kapsamında. Bu ülkenin bütün kaynaklarını tanka, topa, tüfeğe yatırdık ve şu an bu yaptığınız yasayla siz, bu ülkenin geleceğine düşmanlık tohumları ekiyorsunuz.”

CHP: Razı değiliz

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’ten Anayasaya uygun bir teklifin çıkmayacağını belirterek, iktidarın teklif ile birlikte siyasal tercihlerini öne çıkardığını belirtti. Tanrıkulu, “Oysa olması gereken, eşit ve adil bir biçimde infaz indirimini sağlayacak, bazı suçlar bakımından infazın ertelenmesini sağlayacak ve tutuklular bakımından da adli kontrol yöntemlerini öne çıkaracak bir paketin buraya gelmesi ve geçmesiydi ama maalesef olmadı. Siyasal tercihlerinize uygun, suç tiplerine uygun bir yasayı buraya getirdiniz. Biz buna razı değiliz” dedi.

‘Meydana gelecek ölümlerin yükümlülüğü AKP-MHP vekillerinin omuzunda’

Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu paketi genişleteceğinize dün gece cezaevinde bulunan 6 gazeteciyle; Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve Hülya Kılınç’la ilgili olarak başka bir operasyon yaptınız. Kapsam içinde olan MİT yasasına muhalefeti kapsam içine aldınız. Bununla ilgili olarak milletvekili arkadaşım Ali Şeker’in sabah lokantada 2 AK Partili milletvekilinin hoparlörü açık telefonundan duyduğu sözler benim için çok büyük bir şok oldu. 2 milletvekilinin hoparlörü açık konuşmasında ‘Evet biz bu maddeyi ve teklifi bu gazeteciler hapiste kalsın.’ diye getirdik. Cezaevlerinde özellikle düşünce suçları, siyasi muhalifler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, bebekli anneler ve diğer muhalifler bakımından meydana gelecek ölümlerin vicdani yükümlülüğü Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP milletvekillerinin omuzlarında olacaktır.”

TİP: Bu halk düşmanı bakışın arkasında ne var?

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş da, cezaevlerinde 300 bin kişinin olduğunu belirterek “ ‘Adalet’ denilince galiba sizin aklınıza sadece partinizin adı geliyor. Değerli arkadaşlar, adalet, sarayı ve yandaşları kalkındırma değildir. Adalet, herkes içindir. Bu halk düşmanı bakışın arkasında ne var? Onu görelim. Bakın, ben onu da tutanaktan okumak istiyorum. Sayın Meral Danış Beştaş diyor ki ‘Bütün kamuoyunun gözü önünde soruyorum: İdris Baluken cezaevinde ölsün mü? Figen Yüksekdağ ölsün mü? Selahattin Demirtaş ölsün mü?’ Tutanaklara şöyle geçmiş: ‘AK PARTİ sıralarından ‘Ölsün.’ sesi.’ Değerli arkadaşlar, milletvekilinin bir siyasi rakibi için ‘Ölsün.’ dediği yerde o alttaki memur da çıkar, ‘Geber.’ der işte. Cumhurbaşkanının ‘Ananı da al git.’ dediği yerde, o çıkar ‘Geber.’ der, bu bütünlüğü görmemiz gerekiyor ve biz bu kanun teklifine işte, bu bütünlük üzerine karşıyız. Bence, bu yedi gündür burada saatlerce tartışıyoruz ya, bazen öyle olur, tarihin bütün bir yüzyılı bir cümleye sıkışır, bütün bu tartışmanın özeti şudur: Muhalefet soruyor: ‘Ölsün mü?’ İktidar cevap veriyor: ‘Ölsün.’ Burada karar vereceğimiz şey bu, arkadaşlar” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti: Korona aranan cambazın bahanesi olmuştur?

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ise, yaptığı konuşmasında “83 milyonun hakkı çalınıyor, devletin kaynakları iç ediliyorsa, bu devlete karşı bir suçtur. Devlete karşı işlenen suçu affetmeyeceksiniz, hırsızı, rüşvetçiyi hangi yetkiyle affedeceksiniz? ‘Millet bize yetki.’ verdi derken millet size bunun için mi yetki verdi? Ceza hukukunun varlık nedeni toplumsal yaşamda özgürlük ve güvenlik dengesini kurmaktır. Bu nedenle, ceza hukukçuları karar verirken iki ilkeyi güvence almak durumundadır. Birincisi, adil yargılama. İkincisi de, mağdur edilen ve zarar gören kişilerin adalet duygusunun tatmin olabilmesi. Bu ülkede yakın tarihe kadar en güvenilir kurumların başında yargı gelirdi. Yargıya güven düşmüştür AK Parti’sinin, kanun tekliflerini Meclise getirme şekli ortadadır. Kendi işlerine yarayacak ya da kendilerine yakın grupların baskısıyla çıkarılacak kanunları vatandaşın cambaza baktığı bir dönemde gündeme alması alışkanlık hâline gelmiştir. Ağzına kadar dolu cezaevlerinde kontrolün, denetimin kaybolduğu bir noktada korona, aranan cambazın bahanesi olmuştur” diye konuştu.

(MA)
Editör: Haber Merkezi