İSTANBUL ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ HABER; 4 Eylül'de idam edileceği duyurulan İran'lı Kürt Aktivist Ramina Hossein Panahi'nin idamına dur demek için Yazar, şair yayıncı, gazeteci ve aktivistler imza kampanyası başlattı

İRAN'LI KÜRT AKVİST RAMİNA HOSSEİN PANAH'İN İDAMINA HAYIR DİYEN İMZA ÇAĞRICILARI ;

Muazzez Uslu Avcı: Devrimci, yazar
Abdullah Nefes: Yayıncı, yazar
Selah Ozakin; Şair, tiyatrocu
Gencay Gürsoy: Akademisyen
Ayşe Hür: Tarihçi yazar
Ayten Mutlu: Şair, yazar
Oya Baydar: Yazar
Abdurrahman Bedir: Şair
Mahmut Alınak: Eski DEP millet vekili, yazar
Muazzez Uslu Avcı: Devrimci, yazar
Mazlum Çetinkaya: Şair, yazar
Kerim Eren: Gazeteci, aktivist
Önder Birol: Şair, yazar
Elif Yildirim: Şair/İsviçre
Vedat Yeniçeri: Yayıncı, yazar
Mahire Tas: Şair
Hamza Özkan: Gazeteci
Berivan Kaya: Şair, yazar
Hızır Yıldızlı: Emekçi
Aysen Dennis: Anarşist Aktvist-Londra
Efe Besler: Yazar
Batur Talu: Yazar
Ergun Kuzenk: Hikaye yazarı
Peyami Arıırk: 68 Kuşağı devrimci/aktivist
Esat Şenyuva: Şair
Hamiyet Çelebi: Avukat
Selcuk Avci: Makine Mühendisi
Mukaddes Erdoğdu Çelik: Yazar
Hatice Kavram: DİK Aktivist
Sükrü Aslan: Araştırmacı, yazar
Mehmet Emin Aslan: Yazar
Enver Karabey: Aktivist
Nurten Ertugrul: Hak ve Adalet- Aktivist
Seyfefînê Welekorî: Şair, yazar
Fahrettin Ülgün: Aktivist
Ali Fuat Hatip: Aktivist
Celal Inal: Şair, yazar
Hüseyin Altun: Serbest çalışıyor
Şahvelet Gökçe: Serbest çalışıyor
Turgut Türksoy: Yayıncı, yazar, aktivist
Lokman Kurucu: Şair, yayıncı
Ural Ateşer: Çevirmen
Ogün Kaymak: Şair
Aziz Kemal Hızıroğlu: Şair yazar
Dilek Özkan: Şair
Fatma Aras: Şair
Sayra Kurtkan: Eğitim Danışmanı
Bedros Dağlıyan: Şair, yazar
Erol Üçem: Fotoğrafçı, aktivist
Ishak Karakaş: Gazeteci
Salih Mercanoğlu: Şair yazar
Kerim Tekoğlu: Araştırmacı- yonetmen
Fergun Õzelli: Şair, yazar
Mesut Kara: Belgesel sinemacı-yazar
Mete Demirtaş: Bilişimci
Nesrin Korkusuz: Mali Müşavir
Ramazan Dil: Aktivist
Salih Berber: Aktivist
Handan Ulutaş: Emekli öğretmen.
Necla Aydın: İnsan Hakları savunucusu
Ilyas Emir: Gazeteci
Meliha İleri: Sağlık emekçisi
Mehmet ileri: Eğitim emekçisi
Ali Özcan: Emekçi
Cemalettin Gundem: Aktivist
Timur Özer: Emekçi
Metin Boran: Tiyatrocu yazar
Ercan Aktaş: Vicdani Retçi, yazar/Fransa
Mustafa Çavuşoğlu: Yazar
Ayhan Şanlı: Fotoğrafçı, aktivist
Hizan Nur Bucak: Doktor
Attila Tuygan: Çevirmen, editör
Necdet Oğuz: Elektirik Mühendisi
Nevzat Ulusoy: Şöför
Ahmet Nihat Söyler: Bestekar, müzisyen
Hikmet Cokugras: Turizmci
Halim Yurtoğlu: İşçi
Korkut Akın: İnsan Hakları Savunucusu
Nebahat Akın: İnsan Hakları Savunucusu
Seyhan Akın: İnsan Hakları Savunucusu
Hasan Kızılocak: İşçi
İsmet Alıcı: Şair
Mehmet Gezici: İnsan Hakları Savunucusu
Sedat Sezgin: Yazar
Ramazan Kurt:İşletmeci
Coşkun Ova Şeyhoğlu: Doktor, aktivist
Kudret Feza Pala: Öğretmen
A.Ayben Altunç: Sinemacı
Bihterin Okan: Öğretmen
Neslihan Üstündağ: Öğretmen
Selçuk Şahin Polat: Yazar
Şengül Alıcı: Öğretmen
İlhan Orman: Tarım İşçisi
Turan Alıcı: İşletmeci
Züber Yıldız: Teknisyen/ İsviçre
Galip Demircan: Elektirik Mühendisi
Kifayet Ceylan: Emekli
Hakan Tahmaz: Barış Vakfı
Hilmi Nar: Şair/ Fransa
Bülent Felekoğlu: Tarihçi - Yazar
Cengiz Kubay: Gazeteci yazar
Şahin Alkan: Emekli
Sevgi Akyıldız: Serbest meslek
Hakan Yılmaz : İşçi, aktivist
Özcan Işık: İşçi, aktivist
Güler Yağız: Emekçi
Şiyar Buzcu: Şair
Ayşe Güneysu: Öğretmen
Süleyman Ateş: Emekli öğretmen
Salih Taşdemir: hdp pm üyesi
Cafer Demirtaş: Şair
Savaş Yılmaz: Balıkçı
Hilmi Köksal Alişanoğlu: Yazar
Sibel Sayın: Ressam
Mehmet Göktaş: İşçi
Erdoğan Gümüş: Emekli
Salih Yıldız: Mali Müşavir
Ali Deniz: Emekli
Abdullah Özcan: İktisatçı - siyaset bilimcisi
Sabit Kemal Bayıldıran: Emekli Öğretmen
Önder Çolakoğlu: Şair- Yazar
Sebahat Aykan Bozan: Emekçi
Aysel Eken Kuzu: Emekçi/İngiltere
Ahmad Hassan: Eğitmen
Necmettin Akyıldız: Arıcı
Hüriye Cankurtaran: Hemşire
Şamil Altan: Siyasetçi, aktivist
Vicdan Karabudak: Çiftçi
Muzaffer Yıldız : Emekli
Zümrüt Başaran: Emekli
Nur Belgin Kılıcı: Emekli
Figen Hacikoğlu: Emekli
Hıdır Işık: Şair
Hüsnü Arat: Öğretmen
Nuran Atmaca: Emekli
Özgür Şahin: İşçi
Nimet Banaz: Emekli
Dilşad Gökçe: Emekli, aktivis
Feysel Demir: Serbest meslek
Birsen Çağatay: İşsiz
Ferhat Tunç: Sanatçı
Hüseyin Ayrılmaz: Araştırmacı
Özgün E. Bulut: Şair
Nesimi Aday: Şair
Selman Yeşilgöz: Aktivist
Şerıf Kaplan: Gazeteci - yazar
Kanber Saygılı: Sendikacı
Selami Alıcı: Öğretmen
Ahmet Günbaş: Şair- yazar
Murat Batgi: Tiyatrocu/Kanada
Emirali Yağan: Şair- yazar
Gülbahar B. Doldur: Sanatçı- aktivist
Hamdi Yıldırım: Emekli Öğretmen
Musa Baki : Müzisyen
Taylan Yıldız : Müzisyen
Nevin Can: Hemşire- ressam
Bülent Eşmekaya: Sosyal güvenlik uzmanı
Zeynep Tomurcuk Erzik: Yayıncı
Mehmet Ülker: Sinemacı
Mustafa Cengiz:Emekli
Fuser Tuncay: Çiftçi -Gazeteci
Figen Hacikoylu: Emekli
Sezen Çiğdem: Müzisyen-Şair
İsmet Papila: İşçi
Celal Ünsal: Emekli
Bülent Akkaya: Emekli
Necmettin Çelt: İşçi
Nevruz uğur: Şair, yazar
Bircan Çelik: Şair
Hasan Şahin: Öğretmen
Burhan Kaçar: İşçi/Hollanda
Nejat Okyay: Emekli
Nevin Emreatesch: Muhasebeci
Mine Şahinkaya Yıldıztekin: Devrimci- Ressam
Servet Taşkın: Emekli
Şerif Dayan: İnşaatçı
Rauf Tepe: Emekli Öğretmen
Nigar Ademyılmaz: Emekli
Ramazan Dil: İşçi/ Kanada
Abdullah Kuzu: Emekcı /Ingıltere
Nejdet Özer: Emekli
Adil Ölmez: Öğretmen
Tevfik Taş: Şair, yazar
Hayri Tunç: Gazeteci, yazar
Ercan Ayrancı: Gazeteci, yazar
Mustafa Gezmiş: İnşaatcı emekli
Elife Surmann: Öğretmen
Can Valcan: Grafiker
Ruhi Bolver: Emekli işçi
Azya Erman: İşçi /Fransa
Sinan Salman: Reklamcı
M Nuri İnan: Şair
Orhan Mimarlar: Teknisyen
Mehmet Faruk Aydeniz: Komünist Aktivist/ Almanya
Fecri Dost: Gazeteci
Ayten Yalcın: Öğretmen
Lezgin Botan: Siyasetçi
Semra Güven: Aktivist
Zeynep Karababa: Müzisyen
Yerivan Naz: Pedagog
Yasin Yetişgen: Vicdanıretçi - Gazeteci
Xıdir Kirmizicicek: Politikacı yazar
Murat Turan: Esnaf
Ayhan Tural: İşçi/Sendikacı, ktivist
Muazzez Baktaş: Yazar
Vail Çelik: Emekli
Hüseyin Alataş :Emekçi
Nuri Ödemiş: Bilişimci
Ali Kızılırmak:Sendikacı, eğitimci
Mustafa İlhan : Sosyalist, aktivist
Zeynep Çelik: Öğretmen
Mehtap Çakır: Öğretmen
Bulut Arslan: Öğrenci
Türkan Ertanç: Çevirmen
Hülya Çatan:İşsiz
Sait Kaya : Kaynakçı
Aysen Turkyılmaz : Proje yöneticisi
Sami Selim Sahintürk: Gemi makina mühendisi
Sevil Kilisli Sürmeli : Mali Müşavir
Nadide Metin Erdoğan: Avukat
İlker Özdemir : Şair,öğrenci
Vedat Erkmen: Serbes meslek
Özgül Üstüner Coşku: İnsan Hakları Savunucusu
Mehmet Demirok : Serbest meslek
Halit Karaman: İşçi
Gürsel Erdoğan: Öğrenci
Kadem Can: Emekçi
Zakir Uzun:İşçi
Sultan Karataş: Şair, yazar
Aslı Cansel: Emekli, aktivist
Tülay Deniz: Ev emekçisi / Almanya
Aynur Çimen: Gazeteci/ İngiltere
Arif Kutlu: Sendikacı
Nilüfer Eslek: Ev emekçisi
Cevahir Korkmaz : Akademisyen/ Almanya
Lokman Kaya: Aktivis
Güner Demir: Emekli
Fatin Kanat: İHD Ankara şube
Aydın Matur: Emekli
Niyazi Akgöz: İşsiz
Birsen Bozkurt Çetinkaya: Yazar
Ayhan Genç: Emekli Öğretmen-şair
Musa Erden: Serbest meslek/ K. Kıbrıs
İshak Kocabıyık: Emekli
Ramazan Ayrancı: İşçi
Ayşe Akıncı: Emekli Hemşire
Mehmet Sinan Õrdekçi: Yazar
Fahriye Usta: Ögretmen/ İsviçre
Mehmet Korkmaz : Turizmci
Zeynep Tozduman: Emekli
Bora Aras: Mimar
Josef Hasek Kılçıksız: Akademisyen/Felsefe Öğretmeni
Mine Kaynak: Radyo programcısı
Pelin Hermit: Ekonomist
Faik Akçay: Emekli
Antoine Dogan Akansu: Aktivist/ Fransa
Şaban Tüysüz : Editör
Rodi Baz: Yazar, şair

Recep Maraşlı: Aktivist





İçin temiz olmadıktan sonra,
Hacı hoca olmuşsun kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel
Ama tanrı hiç kanar mı bunlara?

İran'da doğmuş ama dünya şairi Hayyam'ın dörtlüğünden daha öz anlatan ne olabilir ki, içinde yaşadığımız durumu?
Firdevsi'den, Hallac-ı Mansur'a Ömer Hayyam'dan Furuğ Ferruhzad 'a kadar... Bildik ve bilmediğimiz, okuyup ve okumadığımız yüzlerce şairi bağrında büyütmüş Pers Uygarlığından bugüne gelen İran. Acıdır ki tarihe kara lekelerin en çıkmazı şair, düşünür, muhalif, bir çok insanı kendine muhalif gördüğü için ya idam etmiş, ya recm etmiştir.
Şah döneminde ise daha sinsice öldürülmüştür yazarı, şairi, muhalifi... Tıpkı her yazdığı hikayedeki zorbayı kendine benzettiği için rahatsız olan Şah'ın adamlarına Nehirde yüzerken boğdurttuğu Samet Behrengi'ye kadar.
Ama tüm kıyıma rağmen; inadına, inadına bu toprakların şairi, yazarı, sanatçısı yeşermeye devam etmiştir. Sanki biçilen ağaçların filizleri gibi, yeniden yeniden yeşermişlerdir. Ne Pers uygarlığında olduğu gibi çarmıha germe, ne zındıklıkla suçlanan ve işkencelerin en vahşisi yapıldıktan sonra, acılar içinde idam edilip kafası kesilen Hallac-ı Mansur' da olduğu gibi, ne de daha 3 yıl önce idam edilen şair Haşim Şabani gibi... Ölüm kıyım bitmiyor bu karanlık ülkede. Bu kıyımlara dur demek vicdan meselesidir, İnsanlık sorumluluğudur.
ABD merkezli İran İnsan Hakları Dokümantasyon Merkezi'nin internet sitesinde yayınlanan rapora göre, İran'da son bir yılda idama mahkûm edilen 390 kişinin cezası infaz edildi söyleniyor
Her geçen gün bunlara yenisi ekleniyor, molla rejiminin şeriat hukuku ile insan haklarını ihlal etmesi, idamın bir insanlık suçu olduğunu haykıran dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlemesi kabul edilemez...
İdamların daha çok düşünce suçlarına, namusun günah keçisi kadınlara, Kürtlere, aydınlara yazarlara işlemesi ise politiktir. Ve hiç bir insanın öleceğini bile bile zindanlarda günlerce acı çektirildikten sonra, boyunlarına dolanan iple hayatlarına son verilmesini hak etmez. İnsanın biricik hayatının bile bile son bulacağını beklemesinden daha acı, daha vahşi ne olabilir?
Ya üç yıl önce kendini savunurken tecavüzcüsünü öldüren Reyhaneh'in idamı?
Nasıl dağlamıştı yüreklerimizi! Hele idam edilmeden bir ay önce annesine yazdığı mektupdaki şu sözleri nasıl unuturuz?
''Gerek duymadı mahkeme, cinayet için delile 'kötü kız' olduğuma kanıtmış ojeli tırnaklarım. Hâlbuki güzelliğin ojeli tırnaklarda olmadığını anladım
tırnakları ile canımı yakmaya çalıştığında celladım''

Geçtiğimiz haftalarda Kürt Aktivist Ramina Hossein Panahinin tam da ipe giderken acısına dayanamayan yeğeninin intiharıyla idamı ertelemiş oldukları bilgisi yayıldı. İdamın ertelenmesine sevinecek miydik, yoksa acının uzatılmasına üzülecek miydik? Ya Penahi'nin durumu, her gün idam beklentisi ve uzayan işkence?
İdama meselesinde dünyada İran ve Çin başı çekiyor olsa da, bugünlerde Türkiye de de ıstılıp ortaya getirilmeye başlandı. Belki de idama haklı gerekçe olarak küçük çocuklara tecavüz edilip öldürülmelerine zemin hazırlanmakta...
Hem dünyada, hem İran'da hem Türkiye 'de idamın insanlık suçu olduğunu söyleyerek biz aşağıda isimleri yazılı olan Şair ve yazarlar, sanatçılar, aydınlar...
Biz aşağıda ismi olan çağrıcılar; İran'da her an idam edilmesi beklenen Ramina Hossein Panahi'nin derhal idamının durdurulması ve hatta sağlıksız koşullarda tutsak edildiği hücreden çıkarılmasını ve yeniden yargılanmasını istiyoruz."Açıklamada; İsmi yazılı olan çağrıcıların altına siz de imzanızı atıp sosyal medyada paylaşabilirsiniz denildi.

Ku dilê we paqiş nebe,
Tu bûyî hecî, ha tu bûyî seyda, çi fêde!
Ku şaşik li ser be, tizbî li dest, enî li ser sicadê be,
Gelo Xweda bi van dixape?
Xênî van riste û rêzikên ku Hayyam gotî, kêjan gotin bibe qal û qisa rewşa me dikare li serê lodê nagire gelo?
Ji Firdevsî bigre, heta Hellacê Mensûr, Omerê Heyyam, Fîrux Fêrrûhzadê, heta Hossein Panahî… Warê bi hezaran şa’irên ku bihîstî yan nebihîstî, me xwendî an nexwendî, şaristaniya gewre Pers, Îro maye hêviya Îranê ve. Bixabin û çi heyf e Îran rûreşiyeke mezin dike û bi hezaran mirovên muxalif, helbestkar û rewşenbîr darda kiriye, an jî ricim kiriye. Di serdema Şah de bi hezaran helbestkar û muxalifên jî bi awayekî dizî û gonevanî hatine kuştin… Gelekî wî jî mîna Samet Behrengi’yê ku bi destê mirovên Şah, sedema ku çîrokên Behrengî de qala zordarekî kiriye û vê tiştê ji Şah girtiye, di çem de hatibû xeniqandin.
Çi dibe bila bibe, li van erdnîgariyan her dem dêyan çok dane erdê û şa’ir û rewşenbîr anîne dinê. Tu car koka mirovên şiyar, mîna dara ku bê jêkirin û car din aj dide, car din şîn bûye û kok lê neqeliyaye. Ji Mensûrê Hellac bigre, heta Haşîm Şabanî yê sê sal berê hatibû idamkirin, hê jî ev berdewam dike. Wijdana mirov divê li ber van kirinan serî netewîne, mil daneyne. Mirin û qirkirin li wî welatê tarî û rûreş naqde. Li hember senîna van qetil û qirkirinan deynê stûyê mirovtiyê ye.
Navenda Domumantasyona Mafên Mirovan a DYE, (Emerîqa) di malpera xwe a internetê de raporek weşandiye û dibê 390 mirov hatine înfazkirin.
Di cîhaneke ku li hember dardakirinê sekinî de ev dardakirinên dijî mafên mirovan nayê qebûlkirin.
Lê dardakirina sê sal berê a Reyhanneh a ku destavîtiyê xwe kuştî?
Çawa agir li dilê me xistibû! Lê ew gotinên ku di nameya ku berî were dardakirinê de ji diya xwe re nivîsî bû em çawa ji bîr bikin?
‘’Dadgehê guh neda delîlên qetla nav tê. Li sorava li neynikên min nihêrin. Gor wan, ev sorava li neynikên min dide nîşan ku ez ‘jineke xerav im’. Lê belê wextê celad kindir evîte qirika min û ez tehl kirim, min dît ku bedewbûn ne bi sorava li neynikan e.’’
Ev biryarên ku tên dayîn polîtîk in û ji boy Kurdan, rewşenbîr û jinan ango ji boy sûcên fikir û raman in. Heta sê sal beriya vê jina bi navê Reyhanehê, dest avîtiyê xwe kuşt û hate dardakirin.
Çendî li ser rûyê cîhanê, Çîn, Îran serkêşê dardakirinê ne jî van rojan li Tirkiyê jî qala idamkirinê bû. Çendî ev nîqaşa li Tirkîyê a idamê ji bo destavîtina zarran be jî, ne rast e.
Em mirovên (helbestkar, nivîskar, hunermendên) navê me li jêrê, him li dinyayê, li kîjan dewletî dibe bira bibe, em nexwazên idamê ne. Daxwaza me ew e ku biryara îdama Ramina Hossein Panahî û hemû mehkûman bê betalkirin. Mehkûmên fikir û raman bên berdan, tedayî û îşkence bê rakirin.
























Editör: Haber Merkezi