DİYARBAKIR - AKP iktidarının Kürt sorununu 90'lı dönemlere götürdüğünü ifade eden DEVA Genel Başkanı Ali Babacan, iktidarın Kürtçeye olan yaklaşımını için " İnsanların anadiliyle kavga edip, kimliklerini yok sayamazsınız" dedi.  

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Bağlar 1’inci Olağan Kongresi’nde konuştu. Diyarbakır’a bugüne kadar iki ziyaret gerçekleştirdiğini dile getiren Babacan, yaptığı ziyaretlerin amacının bölgedeki sorunları tespit etmek amaçlı olduğunu kaydetti. İktidar partisinin Kürt sorununu 90’lara geri götürdüğünü dile getiren Babacan, ülkede her gün hukukun yok edildiğini ve insan haklarının ayaklar altına alındığına dikkat çekti. 

Türkiye’nin geldiği noktayı hak etmediğini ifade eden Babacan, iktidarın Kürt sorununa olan yaklaşımını şu sözlerle açıkladı: “Kadın Destek Uygulaması’nda (KADES) Türkçe dışında tam beş dil var ama bu ülkede en çok konuşulan ikinci dil yok. Konu kadına şiddete gelince neden Kürtçe ‘bilinmeyen bir dil’ oluyor? Şiddete uğrayan kadının konuştuğu dille kavga edilir mi? Sokak ortasında kendi kendilerine ilan-ı aşk ediyorlar, sağa sola ‘Erdoğan’ı seviyorum’ yazıyorlar. Diyarbakır surlarına da Kürtçesini yazdırdılar. Kürtçe, bu milletin parasıyla taraflı cumhurbaşkanına sevgi göstermeye gelince akıllarına geliyor ama konu kadına şiddetse bilinmeyen dil oluyor. Beş ay önce ‘Kürtçe öğretmen atanmıyor’ demiştim, sesimizi duymuşlar. Yüzde 200’lük artışla 1’den 3’e çıktı… Koskoca Türkiye’de üç Kürtçe öğretmeni var. Komik olmayın. İnsanların anadiliyle kavga edip, kimliklerini yok sayamazsınız. Bunun adı ayrımcılıktır, ayrıştırmaktır” ifadelerini kullandı. 

‘DİL VE KİMLİKLE KAVGA OLMAZ’

Kürtçe öğretmen atamalarında geçen yıl atanan bir öğretmen sayısının bugün 3’e çıktığını ifade eden Babacan, “İktidar Kürtçe öğretmen atamasında rekor kırdı” dedi. Babacan’ın bu sözlerinin ardından salonda gülüşmeler yaşandı. İnsanların anadiliyle ve kimlikleriyle kavga yaşanmaması gerektiğini savunan Babacan, iktidara, “Siz kimliği yok sayılmış bir halkın desteği ile iktidara geldiniz. Sizi iktidara getiren mazlumlar oldu, yıllar sonra iktidar gücünü elinize geçirince bu halka zulüm edemezsiniz, yok sayamazsınız. Bu halka artık verebilecek bir şeyiniz kalmadı” dedi.

  

‘İKTİDARIN SONU GELDİ’

Millet iradesi deyip iktidara gelen iktidarın gelinen süreçte artık millet iradesini görmezden geldiğini belirten Babacan, özellikle son yıllarda iktidarın oy alamadığı ya da alamadığı belediyeleri kayyumlarla almasına da tepki gösterdi. Babacan, “Bu otoriterlik, ‘ben yaptım oldu’  demek artık devam edemez. Demokrasi ile alay edemezsiniz. Bu milletin iradesini yok sayamazsınız. Biz seçmen kararını yok sayan, milletin iradesini ezip geçen, bu yönetimi varlığını sona erdireceğiz. İstedikleri kadar seçimlerle seçim kurallarıyla oynasınlar ama nafile. İktidar şuanda mevcut seçim yasalarıyla artık bir daha iktidara gelemeyecek. İşleri çok zor bunu görebiliyorlar. Bundan dolayı da iktidar ‘Bu seçim kurallarıyla seçimi kazanamayacağız. O zaman seçimin kurallarını değiştiririz’ diyor. Yakın siyasi tarihi göstermiştir ki bir iktidar seçim kurallarıyla oynamışsa sonu gelmiştir” şeklinde konuştu. 

İŞSİZLİK ARTIYOR

Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu iktidar ülkemizi gün be gün fakirleştiriyor. Toplum olarak yoksullaşıyoruz, işsizlik her geçen gün artıyor. TÜİK yaptığı açıklamada işsizliğin arttığını gösterdi. Daha önce de diyorduk TÜİK’in açıkladığı veriler gerçeği yansıtmıyor diye. Nihayetinde TÜİK ilk defa ‘Genişletilmiş işsizlik’ tanımı getirerek işsizliğin rakamını yüzde 30 olarak açıkladı. Bugün çalışamayan nüfusumuz 3’te bir. Korkunç bir rakam. Birde ekonomik paket açıklıyorlar. Sorunları inkar ediyorlar. Hasta hastalığını kabul etmiyor. Konuşurlarken de sanki iktidara yeni gelmiş gibi konuşuyorlar. Pandemi dönemini de Cumhurbaşkanlığı sistemiyle atlatmışlar. Nasıl atlatmışlarsa artık. Neresinden tutarsanız tutun arkadaşlar elinizde çürüyor. Salgında başarısız olduklarını dünya alem biliyor. Başarısızlığın en büyük nedeni de işte o çok övündükleri taraflı Cumhurbaşkanlığı sistemiyle gurur duyanlardır. Yönetenlerin yanlış zihniyetleridir. 

KURUMLARI ÇÖKERTTİLER

Bu hükümetin sizin bizim anladığımız anlamda yapacağı reform yapması mümkün değildir. Gördük işte insan hakları paketinin de gördük, ekonomi paketini de gördük. Şimdiye kadar gerçekleştirdikleri reformları gördük. Bu hükümetin bizi ne hale düşürdüklerini görüyoruz. Ekonomik reform paketinde, çözmeleri gereken asıl sorunları ıskalıyorlar. Görmezden geliyorlar, sorunları inkâr ediyorlar. Konuşurken de iktidara sanki daha dün gelmiş gibi konuşuyorlar. Sayın Erdoğan’a göre korona dönemini başarıyla atlatmışız, bunu da partili cumhurbaşkanlığı sistemine borçluymuşuz. Sayın Erdoğan; ekonomide, salgın yokken de salgın döneminde de başarısızsınız. Türkiye daha salgın yokken yüzde 1 büyüdü. Bu başarısızlığınızın sebebi de o çok övündüğünüz taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminiz ve zihniyetiniz. Şimdiye kadar yaptıkları ‘reformlarla’; adil rekabet yerini müdahaleye, fırsat eşitliği yerini kayırmacılığa, verimlilik yerini ranta bıraktı. Kurumlarımız çökertildi, yerine tek bir kişinin keyfi konuldu.

Ekonomi paketi için eski defterleri karıştırmışlar, 2015 öncesinde ne yapılmış diye bakmışlar. Son bir yıldır söylediklerimizi de satır satır okumuşlar. Kopya çekmişler. Ama sizden yazılı kitabe, dikit bekleyen yok. İcraatinizi gösterin. Reform diye sayfalarca doküman hazırlayacağınıza, kapatsanıza şu Varlık Fonu’nu. Liyakatli kişileri göreve getirin. Kamu ihalelerini 3-5 kişinin zenginleşmesine alet etmeyin.”

( Haber MA- Fotoğraf ve Görüntü Ötekilerin Gündemi)

Editör: Haber Merkezi