ARTVİN - Çatışma ve savaş politikalarının halklara kaybettirdiğini belirten Karadeniz’deki Laz ve Hemşinler, “Ancak birlik olursak başarabiliriz. Bütün halklar barış için yan yana durmalı" dedi. 

İktidarların içerde ve dışarıda yürüttüğü savaş politikaları her yıl binlerce insanın hayatına mal oluyor. Yaklaşan 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla milyonlarca insan bu politikalara dur demek için sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle çatışmalı ortamın devam ettiği Türkiye’de de halklar bir kez daha savaş ve nefret politikalarına kardeşliği ve barışı haykıracak. 

Karadeniz’de yaşayan halklar, 1 Eylül mesajlarında kardeşliği vurguladı.

İNSANLIĞIN DÜŞMANI

Laz olan Recep Demirci, savaşların insanlığın ve ekolojik yaşamın düşmanı olduğunu belirterek, “Karadeniz halklarının çocukları büyük oranda ülke içinde süren savaşta öldü. Karadeniz’e onlarca cenaze geldi. Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Sarp sınırından Samsun’a kadar bütün üst geçitlerde savaşta ölen gençlerimizin ismi var. Bu gençlerin yaşaması gerekirdi. Her çocuk yaşamak için doğar. Ama ne yazık ki gencecik yaşta farklı sebeplerden çıkan savaşlarda bu çocuklar öldüler. Bundan dolayı barışı savunuyoruz” dedi. 

EKONOMİK ZARARLARI

Savaşın bir diğer yanının ise ekonomik yıkım olduğuna dikkati çeken Demirci, şunları söyledi: “Suriye sınır bölgesinde düşürülen Rus savaş uçağını herkes alkışladı. Ama Rusya ürünlere ambargo koydu ve vatandaşlarını Türkiye’den çağırdı. Rus turistler gelmeyince turizm sektörü darbe yedi. Ruslar ihraç ettiğimiz bütün ürünleri geri çevirdi. Oysaki uçağın düşürülmesini alkışlayanlar bundan zarar gördü. Ürünleri elinde kalınca barışın kıymetini anladılar. 4 milyar dolar verilip S-400 füzeleri alınıyor. Oysa bu para ile bütün bölge kalkındırılabilir, eğitim geliştirilebilir. Mevcut iktidar, bütün komşularla savaş konumuna geldi. Dolayısıyla çay ve fındık gibi ürünleri birçok ülkeye satamaz hale geldik. Savaştan ekonomik olarak da etkilenmekteyiz.”

HALKLARA ÇAĞRI 

Medyanın üretilen insansız hava uçakları ile övündüğünü aktaran Demirci, içte ve dışta savaş olmasaydı bunların üretilmesine de gerek kalmayacağını söyledi. “Bunların yerine yangın söndürme uçakları olsaydı binlerce ağaç yanıp kül olmayacaktı” diyen Demirci, “Bu yönüyle savaş bir yandan da ekoloji sorunudur. Savaşlar yine göçmen hareketlerinin oluşmasına sebep oluyor. Savaşlara karşı çıkan halklar olarak, birlikte olmak ve tutum almak zorundayız. Tek başına olursak savaşları durduramayız. Ancak birlik olursak bunu başarabiliriz. Dünyadaki tüm savaşlara karşı bütün halkları barış için yan yana durmaya davet ediyorum” çağrısında bulundu. 

BİRLİKTE YAŞAM 

Hemşin halkından Meliha Balcıoğlu, kötülükle hareket etmek yerine barışın sağlanması gerektiğini dile getirdi. Sadece bir gün değil her günün barış günü olması gerektiğini kaydeden Balcıoğlu, barışın sağlanmamasından çay üreticilerinin de etkilendiğini vurguladı. Çay üreticilerinin sorunlarına değinen Balcıoğlu, “Çaya az fiyat veriliyor. Üreticiyi özellere peşkeş çekiyorlar. Kemalpaşa’da sadece bir tane çay fabrikası var. Aslında alan çok 2-3 fabrika kurulabilir ya da kapasitesi artırılabilir. Barış olsa böyle olur. Çay ve fındığı bitirmeye çalışıyorlar. Her günümüz barış olsun. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman ediyorlar. Kürt, Laz, Çerkez ülkede yaşayan herkes kardeştir ve birlikte yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı. 

GENÇLERİN GELECEĞİ 

Hemşin halkından Güneş Balcıoğlu ise, barışla ilgili şunları söyledi: “Barış çocuklarımızın gelecekleri için çok önemlidir. Çayı işkence ile topluyoruz ama devlet elimizdeki çayı almıyor. Burada çay fabrikası sorunu var. Fabrikalar fazla olsaydı çay elimizde kalmazdı. Barış olsa çocuklarımız daha iyi eğitim alabilirdi. Ama savaş olduğu için eğitim kalmadı. Özgürlük, barış istiyoruz.” 

MA / Tolga Güney

Editör: Haber Merkezi