ARTI GERÇEK-Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, Ahmet Altan'ın serbest bırakılması ile ilgili, "Kavala ve Demirtaş için verilen AİHM ihlal kararları Altan'ın kararından daha ağır olmasına rağmen siyasi nedenlerle içerideler" dedi.

Artı TV'de ekrana gelen Erdoğan Aydın, Ahmet Faruk Ünsal ve Fikri Sağlar ile Çetele programına AİHM Eski Yargıcı Rıza Türmen konuk oldu. Programda AİHM'in Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararları, Ahmet Altan'ın serbest bırakılması, Türkiye'De yaşanan hukuksuzluklar, muhalefete artan baskılar gündeme alındı. 

'MUHALEFETİN ORTADAN KALDIRILDIĞI BİR SİYASET İSTENİYOR'

Rıza Türmen, fezlekeler ile birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığı kaldırılma tartışmalarını muhalefeti ortadan kaldırma girişimi olarak yorumaldı. Türmen şöyle konuştu: 

"Pandeminin yaygınlaşması ile birlikte devlet, yaşamı koruyacak tedbirleri alamıyor. İlaca ve aşıya erişim hakkı sağlanamıyor. Fakat fezlekelerde sayın Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığı kaldırılırsa bu o zaman muhalefeti ortadan kaldırma arayışıdır. Rekabetçi otoriterlikten başka bir noktaya, rekabetçi olmayan otoriterliğe geçiliyor. Bunun adı daha farklı bir şey. Rekabetçi otoriterlik nedir? Seçimler yapılır ama bunlar adil seçimler değildir, iktidar partisinin kazanacağı seçimlerdir. Muhalefet partisi vardır ama muhalefet partisinin üzerinde çok ayrı baskılar vardır. Muhalif bir iki gazete vardır ama bunlar da hep baskılar üzerinde çalışır."

'AKP, TOPLUMSAL KIPIRDANMANIN İKTİDARI YOK EDECEĞİNDEN KORKTUĞU İÇİN SORUŞTURMALAR AÇIYOR'

Muhalefetin esnafla, halkla buluşmasının AKP iktidarını rahatsız ettiğini ifade eden Fikri Sağlar ise, "Alanlara köylere sokaklara gideceksiniz. İnsanlarla kucaklaşıp onların sorunlarını dinleyip çözüm önerileri sunacaksınız. Muhalefet vekilleri şimdi esnafları dolaşmaya başladılar biraz kıpırdama oldu. 128 milyar dolar nerede sorusuna baskıların altında yatan şudur; AKP, toplumsal kıpırdanmanın enerjiye dönüşüp iktidarı yok edeceğinden korktuğu için soruşturmalar açıyor. Ben bunu açıkça görüyorum. Kendilerini kaybetmiş vaziyetteler" dedi.

'KAVALA VE DEMİRTAŞ SİYASİ NEDENLERLE İÇERİDE TUTULUYOR'

AİHM'in Kavala ve Demirtaş kararlarının Ahmet Altan'ın kararlarından daha ağır olduğunu ifade eden Rıza Türmen, bu isimlerin hukuki değil siyasi bir kararla cezaevinde tutulduğunu ifade etti. Türmen sözlerini şöyle sürdürdü: 

"AİHM'in Kavala ve Demirtaş için ihlal kararları Altan'ın kararından daha ağır. Kavala ve Demirtaş için verilen AİHM ihlal kararları Altan'ın kararından daha ağır olmasına rağmen siyasi nedenlerle içeride tutuluyorlar. Bu hukuk devleti ortadan kalktı demek. Hukuki nedenler yok ortada siyasi nedenler var. Yargı bağımsızlığı açısından da ağır. Bütün bunlar varken Ahmet Altan'ın serbest bırakılması ondan çok daha ağır olan Demirtaş ve Kavala kararlarında AİHM karalarına uymamak bir çelişki oluşturuyor. Bir de Demirtaş ve Kavala davalarında AİHM açıkça 'serbest bırakılmalıdır' dedi. Kararın uygulanması konusunda ne yapılmasına dair AİHM görüş bildirdi. Altan'ın serbest bırakılması, Demirtaş ve Kavala'nın bırakılması konusunda bir işaret midir? Umarım öyledir ama böyle olmayabilir diye de düşünüyorum. Hükümet tanımamakta ısrar ediyor. Bakanlar Komitesi'nde Kavala davası uzun zamandır görüşülüyor. Osman Kavala kararını daimi gündem maddesi yaptı. Türkiye'nin kararı uygulamaması ayrı bir ihlal teşkil ediyor.

'TÜRKİYE, AİHM SÖZLEŞMESİ'NDEN İHRAÇ EDİLEBİLİR'

Yakın zamanda belki bu sene sonunda Kavala davası tekrar AİHM'e gönderilecek. AİHM'den yeni bir ihlal kararı çıkacak o zaman Bakanlar Komitesi vidaları sıkıştırmaya başlayacak. Neler yapılabilir? Türkiye, AİHM Sözleşmesi'nden ihraç edilebilir. Böyle bir imkan vardır. Türkiye, AİHM kararlarını dinlemeyen, hukuksuz bir devlet görünümünde dışarıdan."

'YARGI TARAFLI VE BAĞIMLI, YAŞAM HAKKIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR'

Büyük Demokrasi Konferansı hakkında konuşan Fikri Sağlar, "Türkiye'nin en önemli tehlikesi, yargının taraflı ve bağımlı olmasıyla, yaşam hakkımızın elimizden alınması. Demokrasi Konferansı'nın en önemli teması bu olmalı. Ben yaşayabilecek miyim? Bu konuda tereddüt içindeyim. Aralık ayında 'türbanlı bir hakimin laik bir ülkede kendini belli etmesinden dolayı haklarımı ve adaleti yerine götürebilmesi konusunda kuşkum var' dedim. Soruşturma açtılar. Siyasal İslam'ın esiri konumundayız. Bu demokrasiden vazgeçiyoruz demektir. Biat kültürü demokrasi ile bağdaşmaz" dedi. 

'TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDAKİ DİYALOG TIKANMIŞ GÖRÜNÜYOR'

Türkiye Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu ve Yunanistan Dış İşleri Bakanı Dendias'ın 'gergin' basın toplantısının arka planına değinen ve Yunanistan Türkiye ilişkileri hangi yöne evrileceği konusunda açıklamalar yapan Erdoğan Aydın ise şöyle konuştu: 

"Yunanistan Dış İşleri Bakanı basın toplantısında, 'Türkiye eğer bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse yaptırımlar gündeme gelecektir' dedi. O ana kadar 'dostum' vs. üzerinden giden diyalog birden bire gerilim düzeyi hayli yüksek bir duruma dönüştü. Avrupa Birliği'nin baskısıyla gerçekleşen bir diyaloğun yeni halkası tıkanmış görünüyor. AB bir yana görebildiğim kadarıyla Yunanistan ısrarla uluslararası sözleşmelere ve kurumlara zorlama yaparken Türkiye onların dışında bir diplomasi ve çözüm hattı zorluyor. Türkiye'nin çokça atıf yapılan Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamadığı halde Yunanistan buraya dayatıyor. Türkiye iç kamuoyu ve eski diplomatların önemli bir kısmı ısrarla Yunanistan'ın 'bütünüyle haksızlığı' üzerinden vurgu yapıyor. Kuzey Kıbrıs'a da sömürge muamelesi yapan bir tarz da burada sürekli işliyor. Fırsat kollayıp orayı ilhak etme eğilimi de gerek AKP döneminde gerek öncesinde de duyduğumuz bir ses. Ortada ciddi bir problem var. Ay sonunda Kıbrıs görüşmelerine giderken, Yunanistan iki toplumlu bir federe devletten söz ederken Türkiye çıtayı yükseltip iki devlet tezinde ısrarcı. Bir hayli karmaşık bir sorun var."
 

(Artı Gerçek)

Editör: Haber Merkezi