Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında ittifak sinyali verdi, 'Demokrasiyi savunanlarla birlikte demokrasi mücadelesi vereceğiz' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şunlar:

'ÖMER GERGERLİOĞLU'NUN YANINDAYIZ'
Ömer Gergerlioğlu, bir dönem Mazlum-Der Başkanlığı yaptı, doktorluk yaptı. İnsan haklarını savunduğu için güçlü ve önemli bir aktördü. Şiddeti övme suçundan 2 buçuk yıl hapse mahkum oldu. Bu tablo, Türkiye'ye yakışan bir tablo değildir. Bir kişi düşüncelerini açıkladığı için ceza almamalı. Ömer Gergerlioğlu bu ceza ile karşı karşıya olduğunda “Umudumu yitirmeyeceğim, mücadeleme devam edeceğim” diyor. Asla zulmün karşısında boyun eğmeyeceğiz. Bu nedenle tutuklu bulunan Ömer Gergerlioğlu’nun yanındayız.

ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ
Bugün asıl gündem konumuz şeker fabrikaları. Bir ülkenin ekonomisi güçlü ise o ülke saygınlık kazanır. Bir ülkenin gücü üretimden gelir. "Osmanlı, Osmanlı" diyorlar, Osmanlı bir kilo bile şeker üretemiyordu. Osmanlı'nın kendi parasını basacak darphanesi yoktu. Bütün olumsuzluklara rağmen Osmanlı'nın borcu son kuruşuna kadar ödendi. Cumhuriyet'in ilanından sonra 1926'da Alpullu'da, Uşak'ta şeker fabrikası açıldı. Bu fabrikalar açıldığında İktisat Bakanı diyor ki "Memleketimizde şeker yapılmasını büyük kıymet olarak kabul ediyoruz". Memleketin bütün değerlerini sata sata bitiremediler. Biz neden karşı çıkıyoruz? Birinci neden şu; tarihimize sahip çıkıyoruz. İki; her fabrika Cumhuriyet'in kalesidir, bunlara sahip çıkmak görevimizdir. Bugün yaklaşık bir milyon kişi şeker pancarından geçinmekte. Dünyada beşinci büyük üreticiyiz. Diyorlar ki "Şeker fabrikalarını elden çıkaracağız". Şeker pancarı üretimi Türkiye için stratejiktir. Aynı büyüklükteki bir orman ile şeker pancarı tarlasını karşılaştırın. Şeker pancarının ürettiği oksijen diğerinin 3 katıdır. Şeker fabrikaları, fabrika yapan fabrikalardır. Bu sektör şimdi yok edilmek isteniyor. Neden bunu yapıyorlar; nişasta bazlı şekerin önünü açmak için, Cargill böyle istediği için, ABD böyle istediği için. Cargill, GDO'lu mısırdan şeker üretiyor. Bütün namuslu bilim insanları nişasta bazlı şekerin zararlı olduğunu söylüyor. Hani diyorlar ya "Milli ve yerliyiz" diye, batsın sizin milliliğiniz, batsın sizin yerliliğiniz.

Önce Cargill'in kurulmasına yol açtılar, bütün hukuksal zemini zorlayarak. Sonra özelleştirme kanununu değiştirdiler. Et-Balık Kurumunu, Süt Endüstrisi Kurumunu, TEKEL'i kapattılar, şimdi de "Şeker pancarı üretmeyin" diyorlar. Bu fabrikaların gerçek sahibi bu ülkenin namuslu insanları ama Man Adası'nda şirket kuranlar bu fabrikalara ihanet ederek "Kapatacağız" diyenler.

Şeker fabrikalarının satılmaması için elimizden geleni yapacağız. Buradan şeker fabrikalarında çalışan işçi kardeşlerimize sesleniyorum: Sizin hakkınızı, hukukunuzu sonuna kadar savunuyoruz. Siz yeri geldi bize oy vermediniz ama sizin meşhur bir sloganınız var, "Susma, sustukça sıra sana gelecek" diye, şimdi sıra size geldi.



'2019'da tekçi zihniyete son vereceğiz
Ve gençler, bugün geldiniz, teşekkür ederim. Size bir çift sözüm var, 2019'da tekçi zihniyet saraydan aşağı indireceğiz. Dolayısıyla her gencin ülkesine, demokrasiye insan haklarına sahip çıkması gerekiyor. Bugün iki genç arkadaşımız gözaltına alındı. Hiç kimse endişe etmesin, bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Birlikte olursak demokrasi için, birlikte yaşamak için, gücümüzü ortaya koymuş oluruz. Kim demokrasiyi ve özgürlükleri savunuyorsa onlarla birlikte demokrasi mücadelesi vereceğiz.
Editör: Haber Merkezi