Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, sözlerine 46 yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anarak başladı. Buldan, “Üç fidan eşitlik adalet halkların kardeşliği için mücadele ettiler. Denizlerin mücadelesinin bu ülkenin aydınlık geleceği için ne denli anlamlı olduğunu bugünkü karanlık durum bir kez daha ortaya koydu. HDP olarak Denizlerin mücadele mirasına bağlı kalarak, bu onurlu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizin ve mutlaka zafere ulaştıracağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

'TÜRKİYE HALKLARI TOKADI SANDIKTA ATACAK'

Halkın 24 Haziran’ı dört gözle beklediğini söyleyen Buldan, "Halk kendi iradesini yok sayanlara en güçlü cevabı vermeye hazırlanıyor. 'HDP'yi sandığa gömün' talimatı verenleri, halkımız 24 Haziran’da sandığa öyle bir gömecek ki o sandıktan bir daha çıkamayacaklar. Bir önceki konuşmamda iktidarı uyarmıştım, 'tokat geliyor' demiştim. Evet tokat hazır. Eller havaya kalkmış, tüm Türkiye halkları, o tokadı sandıkta atmaya hazırlanıyor" dedi.

'BU İTTİFAK HDP'YE KARŞI'

Hem iktidarın hem de muhalefetin kurduğu seçim ittifaklarının ülkenin ihtiyacını karşılayacak, demokrasiyi krizden kurtarabilecek ittifaklar olmadığı söyleyen Buldan, "Bir tarafta tekçi milliyetçi sağ bir ittifak var. Diğer taraftaysa demokratik bir çizgiyi temsil eden HDP var. AKP ve MHP, kendilerini kurtarabilmek için denize düşen yılana sarılır gibi birbirlerine sarıldılar. Onların ittifakları korku ittifakıdır. Krizle geldiler krizle gidecekler. Sahada kesişen bu ittifak, aynı zamanda HDP'ye karşı kurulan bir ittifaktır. HDP, Meclis'te temsil edilmesin, hedefleri budur. Bunun için kendi aralarında ittifak yaparak barajı bizim için korudular ama biz o barajları halkımızın öz gücüyle yıkacağız. HDP'nin karşısında utanacaklar, köşe bucak kaçmaya çalışacaklar. Türkiye haklarının demokratik seçeneği ve umudu sadece HDP'dir. Bu süreçte ilkeli ve kararlı duran HDP olmuştur. Biz kimseyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadık kimsenin peşinden koşmadık, gitmedik, ilkelerimiz duruşumuz ortada. Hem Kürt halkının kendi içindeki ittifakı hem de Türkiye demokrasi ve emek güçleriyle ittifakı en onurlu ittifaktır. Bu salt bir seçim ittifakı değildir. Bu, uzun soluklu bir mücadele ittifakıdır. Geçen hafta Kürt partiler kendi aralarında bir ittifak kurdular, bu Kürtlerin ulusal ittifakı açısında tarihi bir değerde, tarihi bir önemdedir" şeklinde konuştu.

'KÜRT PARTİLERİN İTTİFAKI KALICI OLMALI'

Kürt partilerinin kurduğu ittifak için yaptıkları görüşme için ise, "Kürt halkının bizden beklediği de böylesi anlamlı değerli bir işbirliğidir. Ben HDP adına Kürt partilerinin değerli yöneticilerine bu duyarlı çıkışları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bunu seçimlerle sınırlı tutmamak, kalıcı hale getirmek, kurumsallaştırmak tarihi bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. Tüm Kürt partilerini bir kez daha selamlıyorum. Aynı şekilde HDP, Türkiye'nin batısında sol sosyalist, tüm emek güçleriyle bir mücadele ittifakı içindedir. İşçilerin emekçilerin kadınların ve gençlerin umudu HDP'dir. HDP yıllardır inancı ve kültürü dolayısıyla baskı gören Alevi toplumunun ve tüm farklı inançların kendisini güvende hissettiği ortak yaşamın adresidir. Karşımızdaki milliyetçi tekçi, mezhepçi sağ anlayışların ne Alevi toplumuna ne Sünni vatandaşlara getirebileceği hiçbir şey yoktur" dedi.

'DEMİRTAŞ SEÇMENLERİYLE BULUŞMALIDIR'

Buldan, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ismini açıkladıkları HDP İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın Edirne ile Hakkari'yi birleştiren, Türkiye halklarının sevgi ve gönül bağı kurabilen herkesin umudu olabilen tek cumhurbaşkanı adayı olduğunu belirtti.

Buldan şunları söyledi:

"İktidar tarafından siyasi bir rehine olarak tutulan Demirtaş, kaldığı 4 duvar arasından herkese umut vermekte, çözüm üretmektedir. Erdoğan devletin tüm imkanlarını kullanmasına rağmen Türkiye halklarına bir güvence vermemiştir. Demirtaş'a uygulanan rehine politikası aslında onun şahsında HDP'ye oy ve gönül veren milyonlara dayatılan bir zulümdür. Erdoğan 'seçim demokratik bir yarıştır kendine güvenen herkes bu yarışta yer alabilir' diyor. Biz de kendisine soruyoruz; Madem öyle, sayıları on bini bulan kadromuz neden seçim çalışması yapamıyorlar, neden cezaevlerindeler? Sen devletin her türlü imkanı ile her mekanda propaganda yaparken, neden bizim cumhurbaşkanı adayımız rehine durumunda?

Sizler Cumhurbaşkanı adayları olarak il il gezeceksiniz, mitingler yapacaksınız, seçmenleriniz eline dokunacaksınız. Ancak tek bir cumhurbaşkanı adayı var Sayın Selahattin Demirtaş, İstanbul Milletvekilimiz Edirne Cezaevi'nde bir buçuk yıldır rehine olarak tutulmakta. Yapacağı seçim kampanyasını sadece avukatları aracılığıyla bizlere göndereceği notlar ve onların halkımızla buluşmasıyla gerçekleştirmeye çalışacak. Böyle bir haksızlığı böyle bir hukuksuzluğu asla kabul etmediğimizi ifade ediyoruz. Sayın Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı kesinleştiği andan itibaren Sayın Demirtaş özgürlüğüne kavuşmalı seçmenleriyle el ele omuz omuza bu süreci tamamlamalıdır. Kendinize güveniyorsanız, korkmuyorsanız Sayın Demirtaş'ı serbest bırakın, meydanlara çıksın, onunla yarışın."

'ENKAZI YARATANLAR KURTARICILIĞA SOYUNDU'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu İstanbul'da açıkladığı seçim manifestosuna değinen Buldan sözlerine şöyle devam etti:

"Pazar günü Recep Bey AKP'nin manifestosunu deklare etti. Tekçi zihniyeti, toplumu bölen insanları kamplaştıran bir ülkenin bereketini bile tüketen bir partinin genel başkanı Tayyip Bey o manifestoyu halklarla paylaştı. 16 yıldır bu ülkenin tüm kaynaklarını sömürdünüz. Yetmedi insanların inançlarını sömürdünüz. O da yetmedi insanların yoksulluğunu ve işsizliğini sömürdünüz. Bir enkaz yarattınız. Sanki bu enkazı yaratanlar kendileri değilmiş gibi şimdi bir de kurtarıcılığa soyundular. AKP'nin manifestosu tam bir çöküş ve bitiş manifestosudur. 'Zulme karşı merhamette yana olduk' diyor Tayyip Bey. 16 yıldır iktidarda olan sizsiniz, zulmeden kim? Kürt halkı sizin merhametinizi Roboski'de gördü. Afrin'de gördü. Kürt halkı Sur'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Gever'de gördü. Güney Kürdistan halkına 'vanaları kapatırız' derken gördü, cesedi bir hafta sokak ortasında kalan Taybet Ana'ya yapılanlarda gördü. Her gün 'başlarına yıkacağız, imha edeceğiz, bir gece ansızın geliriz' diyen kimdi? Genelkurmay başkanını helikopterle Abdullah Gül'e yollayıp aday olmasın dedirten kim? Demokratik siyaseti yargının polisin hedefi haline getiren kim? Bu ülkeyi OHAL karanlığına gömen kim. On binlerce insanı içeriye atan kim? 'Cudi'de F-16 olduk' diyor, sonra da 'sivilleştik' diyor. Hem F-16, hem sivil nasıl olunuyor merak ettik. Marifet F-16 olmak değil barış insanı olabilmektir. Boş yere uğraşmayın, zerre kadar inandırıcılığınız kalmamıştır. Türkiye toplumunun sizin yalanlarınıza karnı toktur, 24 Haziran'da da size gerekli ders verilecektir.

'SİZ GİDİNCE HER ŞEY DÜZELECEK'

Erdoğan manifesto açıkladı, halk da 24 Haziran manifestosunu yazıyor. Bekleyin ve görelim. Hem AKP düşecek hem enflasyon düşecek. Siz gidince her şey düzelecek. AKP-MHP koalisyonu, kriz, KHK, hukuk dışılıktan başka hiçbir şey getirmedi bundan sonra da bir şey getirmeyeceğini biliyoruz. Erdoğan istediği kadar özgürlük adalet demokrasi nutukları atadursun ağzıyla kuş tutsa inandırıcılığı yok. Sizin demokrasiyi özgürlüğü adaleti ne hale getirdiğinizi herkes gördü. Sayılı günler kaldı, 24 Haziran'da halk sizin fişinizi çekecek. Tüm ülkeyi karanlığa çeviren bu faşizan zihniyetle 24 Haziran'da hesaplaşmak HDP'nin en asli görevlerinden biridir. Bu iktidardan kurtulmanın yolu HDP ve Demirtaş etrafında oluşturulacak toplumsal kenetlenmeden geçmektedir. HDP olmadan parlamento olmaz, Türkiye'de demokrasi olmaz. Biz insanca onurluca eşitçe özgürce emekten yana bir yaşam vaat ediyoruz. Barışı vaat ediyoruz. Demokrasiyi vaat ediyoruz. Adalet ve eşitliği vaat ediyoruz. Kimsenin dışlanmadığı bir yaşam vaat ediyoruz." (Mezopotamya Ajansı)
Editör: Haber Merkezi