KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik 'Arkadaşlarımız barış talep ettikleri için gözaltında

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), aralarında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de bulunduğu konfederasyonlarına bağlı sendika yöneticilerinin gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. SES Genel Merkez’inde düzenlenen toplantıya KESK ve bağlı sendikaların yöneticileri katıldı.

Toplantıda konuşan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, her gün yeni gözaltılarla uyanır hale geldiklerini belirtti. Bozgeyik, “Emekçilerin hak mücadelesi, konfederasyonumuzun İzmir’de gerçekleştirdiği bölge mitingi, Samsun, Adana, Diyarbakır ve İstanbul’da yapılacak miting hazırlıkları, kadınların şiddete karşı sokaklara dökülmesi iktidarı ve devlet organlarını telaşa düşürmüş olmalı ki, hemen harekete geçildi” dedi.

Bozgeyik, “Arkadaşlarımızın hepsi de ifadeye çağrıldıklarında gidebilirler ama iktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır” diye belirtti.

“Toplantı ve gösteri hakkımızın kullanımı valiliklerin ya da idarecilerin insafına bağlı değildir. Valilerin keyfiliklerine uymak zorunda değiliz” diyen Bozgeyik, şöyle devam etti: “Basın açıklamalarına, mitinglere katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki paylaşımlar ve benzeri demokratik eylem ve etkinlikler anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle değil gözaltına alınmak, soruşturma açılması dahi anayasa ihlalidir.”

SES üyelerinin 2016 yılında “sağlık ve yaşam hakkını savunmak” için Ankara Sakarya Caddesi’nde düzenlediği “Beyaz Bayrak” eyleminin operasyona gerekçe gösterildiği ifade eden Bozgeyik, “Barış talebi suç unsuru olarak görülmesi kabul edilemez. Emekçiler dün olduğu gibi bugün ve bundan sonra da bedeli ne olursa olsun barış için mücadele edecektir” diye konuştu.

Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını isteyen Bozgeyik, sözlerini şöyle tamamladı: “Avukatlardan aldığımız bilgiye göre arkadaşlarımızın bugün emniyet ifadeleri alınacak ve yarın Ankara Adliyesi’ne getirilecekler. Yarın hepimiz Ankara Adliyesi’nde olacağız. Siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; göz altılarla, tutuklamalarla bizleri emek, demokrasi ve barış mücadelesinden alıkoyamayacaksınız.”

Gözaltılara bir tepki de Diyarbakır'dan geldi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu ve Diyarbakır Tabip Odası, Ankara'da Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile birlikte birçok sendikacının gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. SES Diyarbakır Şubesi’ndeki basın toplantısına, KESK ve Tabip Odası yönetici ve üyeleri katıldı.

Basın toplantısında konuşan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bahar Karakaş Uluğ, OHAL uygulamalarının, hukuksuzluğun ve keyfiliğin tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, her güne yeni baskılar, gözaltılar ve tutuklamalarla uyandıklarını söyledi. Yaklaşmakta olan yerel seçim hesapları ve emekçilerin hak mücadelesinin iktidarı telaşa düşürdüğünü ve bu yüzden harekete geçtiğini işaret eden Uluğ, "İktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden, bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır. İktidarlarını sürdürmek ve faşizan politikalarına meşruiyet kazandırmak için demokratik eylem ve etkinliklere katılmamız yasadışı faaliyetlermiş gibi sunuluyor. Toplantı ve gösteri hakkımızın kullanımı valiliklerin ya da idarecilerin insafına bağlı değildir. Valilerin keyfiliklerine uymak zorunda değiliz. Anayasaya aykırı yasaklara ve talimatlara uyma yükümlülüğümüz yoktur" diye konuştu.

Uluğ, arkadaşlarının 2016 yılında SES’in yaptığı, birçok kurumun desteklediği Ankara Sakarya Caddesinde barış talebinin ifade edildiği Beyaz Bayrak eylemine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alındıklarını öğrendiklerini söyledi. Barış talebinin suç unsuru olarak görülmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu ifade eden Uluğ, "Ülkemizde ve bölgemizde çatışmaların her gün biraz daha tırmandığı bir süreçte barış talebini dile getirmek kadar insani başka hangi talep olabilir! Emekçiler dün olduğu gibi bugün ve bundan sonra da bedeli ne olursa olsun barış için mücadele edecektir" dedi.

Sendikacıların gözaltına alınmasını kınayan Uluğ, yöneticilerin derhal serbest bırakılmasını istedi.

KESK Mersin Şubeler Platformu ve siyasi partiler ile sivil toplu örgütleri, sendika ve siyasetçilerin gözaltına alınmasını kınadı. SES Şubesi’nde yapılan basın toplantısına “Gözaltındaki yöneticilerimiz serbest bırakılsın” pankartı asılırken, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkevleri, Emek Partisi (EMEP), ve farklı sendikalardan temsilcilerin katıldığı açıklamayı, SES Şube Eşbaşkanı Özge Göncü yaptı.

Hukukun hiçbir dönemde bu kadar ayaklar altına alınıp, temel hakların bu denli ihlal edilmediğini vurgulayan Göncü, “Siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; gözaltılarla, tutuklamalarla bizleri emek, demokrasi ve barış mücadelesinden alıkoyamayacaksınız. Arkadaşlarımızın gözaltına alınmasını kınıyoruz. Yöneticilerimiz derhal serbest bırakılmalı, hukuk tanımaz saldırılara son verilmelidir” dedi.

İzmir’de de Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü, kentte bu sabah yapılan operasyonlarda aralarında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Mahfuz Güleryüz ve Parti Meclisi (PM) üyesi Gülay Gün Bilici'nin de aralarında bulunduğu 20’i aşkın kişinin gözaltına alınmasına yaptıkları açıklama ile tepki gösterdi.

Parti binasında yapılan açıklama konuşan HDP İl Eş Başkanı Semra Uzunok, her seçim öncesi olduğu gibi iktidarın yine muhalefeti bastırmak için gözaltı ve tutuklamalara yöneldiğini ifade etti.

Parti olarak da her seçim öncesi bu tür operasyonlarla karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Uzunok, “Bütün baskı uygulamalarına karşı daha güçlü bir adım atarak, öne çıkıyoruz. Bu süreçleri aşıyoruz. Zindanlarda 6 binden fazla yoldaşımız tutuklu bulunmaktadır. Eş genel başkanımız, seçilmiş olan belediye eşbaşkanları, milletvekillerimiz şu anda rehin durumdalar. Biz bu rehin politikasının tam da sömürgeci anlayışın bir ürünü olduğunu biliyoruz. Biz demokrasi ve barış güçleri olarak bu saldırıları boşa çıkarıp, bu seçim döneminde de en yüksek gayretle çalışacağız. Kendimizi ve kentlerimizi biz yöneteceğiz” dedi.