ADANA- SEYHAN- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; Fatih Ticaret Meslek lisesinden 29 Ekim 2016 tarihinde 675 sayılı KHK ile  ihraç edilen KESK’e bağlı Adana EĞİTİM-SEN Şube sekreteri Cemil ÖZEN Genel Yayın Yönetmenimiz Hamza ÖZKAN’nın sorularını yanıtladı…



Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

1974 Diyarbakır Sur ilçesinde doğdum, ilk orta ve lise öğrenimimi Diyarbakır'da bitirdim.  Üniversiteyi Bursa'da okudum.  Öğretmenlik yaşamamın çoğunu Batı illerinde geçirdim.  Egemen milliyetçi ve ulusalcı ideolojinin baskısına boyun eğmeyen,  Türkiye sendikal mücadelesinde bir mihenk taşı olan KESK’e bağlı Eğitim Sen’e üye olarak sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinde aktif olarak yer aldım.  Her zaman zalime karşı mazlumdan,  savaşa karşı barıştan yana tavır koydum.  Kendimi bildim bileli her zaman eşitlikten,  özgürlükten, evrensel insan hak ve hürriyetlerinden yana oldum.

KHK’lerle yönetilen bir ülke konumuna geldik yeni Türkiye’de. KHK’lerle, önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile hayatımızın bir parçası haline gelen KHK’lar Türk siyasal sisteminin olmazsa olmaz  ilkesine dönüştü.  Artık rüyalarımızı hayallerimizi bir KHK ile belirlenmesinden korkar hale geldik.  Neden ihraç edildiğimiz sorusuna gelince, Türkiye'de KHK’lar ile hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden  130 bin civarında kamu çalışanı mesleklerinden ihraç edildi.  Özellikle ben ve benim gibi KESK’e bağlı 4500 civarında KESK’li hiçbir gerekçe sunulmadan ihraç edildi. Bizler yani KESK'e bağlı sendikaların üyelerinin  ihraç nedenlerine gelince;

  • Bizler hem AKP hükümetinin hem de diğer hükümetlerin belirlemiş olduğu sınırların dışında yer alan ötekilerdik.  Bu nedenle ihraç edildik.

  • Biz Savaşsız sömürüsüz bir Türkiye isteyen kamu emekçileriydik.

  • Biz Evrensel hukuk kurallarının uygulanmasını talep eden vatandaşlardık.

  • Bizler kamusal hizmetlerin herkese eşit ve parasız bir şekilde ulaştırılmasını savunan kamu emekçileriydik.

  • Bizler 4688 sayılı sendikalar yasasının sınırlarını zorlayan fiili ve meşru mücadeleyi benimsemiş,  sarı sendikacılığını, hükümet sendikacılığını reddeden kamu emekçileri olduğumuz için kamusal yaşamdan ihraç edildik.


Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?

29 Aralık 2016 günü çıkarılan 675 sayılı KHK ile çalışma yaşamının dışına itildikten sonra tüm gelirim doğal olarak sıfırlandı. Bekar ve yalnız yaşayan bir insan olarak ekonomik sıkıntı yaşıyorum.  Ancak hiçbir zaman lüks bir hayatım olmadı, açlıkta da yaşadım.  Kıt kanaat geçinen bir insanım, bu nedenle ekonomik sorunları sıkıntı yapmadım.  Sendikam Eğitim-Sen'in dayanışma amaçlı sunduğu maddi imkanlarla geçimimi sağlıyorum.

Sosyal ve siyasal anlamda her zaman sistemin ötekisi olduğum için KHK ile ihraç edildikten sonra sosyal ve siyasal bir bunalıma girmedim.  Çünkü hiçbir zaman Egemen sistemden nemalanmadım. Ayrıca insan doğası gereği değişen Doğa koşullarına adapte olmayı başarabilen canlılardan biri, bu nedenle kendimi sisteminin ekonomik baskısına,  açlıkla terbiye etme anlayışına karşı sosyal ve psikolojik olarak korumaya çalıştım.  Örneğin GSS prim borcumu ödeyemediğim için evrensel bir insan hakkı olan sağlıklı bir yaşam için tedavi olma hakkından  yararlanamıyorum.  Bu nedenle küçük sağlık sorunlarına yönelik çözüm yolu olarak alternatif tıptan yararlanıyorum.

İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?

675 sayılı KHK ile ihraç edildim.   Sendikam Eğitim Sen'in hukuk komisyonunun hazırlamış olduğu dilekçe ile il milli eğitim müdürlüğüne ihraç gerekçemizin nedenini soran bir dilekçe verdik.  Bu dilekçemize hala cevap bekliyoruz.  Ayrıca Adana İdare Mahkemesine itiraz ettik.  Mahkeme yetkisizlik kararı verdi.  Konya'daki İstinaf Mahkemesine itiraz ettik.  İstinaf mahkemesinde iken AİHM’in önerisi ile 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan OHAL inceleme Komisyonu nedeni ile hukuki süreç sonlandırıldı Bu nedenle OHAL inceleme komisyonuna itiraz dilekçemizi verdik.  Bugün tarih 10 Ocak 2019, OHAL inceleme Komisyonu hala bir cevap veremedi.

OHAL komisyonunun varlığı  nedeni ile iç hukuk yolu tıkandığı gibi, uluslararası hukuk yolu olan AİHM’e gidişimizde engellendi,  var olan hukuk sisteminden kısa zaman içinde olumlu bir sonuç beklemiyorum. Çünkü ben ve benim gibi tüm ihraç edilmelerin asıl nedeninin bazı hükümet yetkililerinin dile getirdiği gibi “İdari tasarruf” olduğunu biliyoruz. Hukuksuzluğun nedeni idari tasarruf oldu. Bu yaşanılan hukuksuzluğa Türkiye Barolar Birliği, hakim ve savcı kuruluşları da hiçbir şey  diyemedi.

Adana’da KHK ile kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?

Yayınlanan  KHK’lar ile Adana’da yaklaşık olarak 800 civarında kamu emekçisi ihraç edildi. Bu ihraç sayısına asker, polis, savcı ve hakimlerin sayısı dahil değildir.  Bu meslek gruplarını da eklersek Adana’da ortalama 2000 civarında kişi meslekten ihraç edildi.  Adana’da ihraç edilen kişilerden sadece 60 civarında emekçi KESK'e bağlı sendikaların üyesi. Biz KESK üyeleri olarak çoğu zaman bir aradayız. Hiçbir zaman birbirimizden ve sendikamızdan, sendikal mücadelemizden kopmadık, geri kalmadık her zaman bir araya geldik. Mücadelemizi de ortaklaştırdık. Son süreçte diğer sendikaların üyeleri iken ihraç edilen mağdurlar ile de iletişime geçtik. Özellikle İHD Adana şubede kurduğumuz ihraçlar Komisyonu aracılığı ile diğer mağdur olan kamu emekçileri ile bir araya gelmeyi başardık. Adana KHK Mağdurları Platformunu kurduk.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, İş bulabildiniz mi, şu an da çalışabiliyor musunuz?

675 sayılı KHK ile kamusal yaşamdan ihraç edildikten sonra ekonomik sıkıntı yaşamadım demek yanlış olur.  Tüm gelirim birdenbire sıfırlandı, hükümet bizi sadece memurluktan ihraç etmedi çalışma hakkımızı elimizden aldı, şu an öğretmen olarak hiçbir kurumda çalışamıyoruz. MEB ihraç edilen öğretmenlerin çalışmasına onay verilmiyor. İş bulduğumuzda ise işveren ihraç olduğumuzu öğrenince çalışma talebimizi devlet korkusundan kabul etmiyor.  Ayrıca Türkiye sınırları içerisinde çalışma hakkımız engellendiği gibi yurt dışına çıkış yasağı da getirdikleri için diğer ülkelere gidip çalışabilme imkânlarından da yararlanamıyoruz.

Kültür, sanat ve bilimsel çalışmalara nasıl bakıyorsunuz, var mı bir çalışmanız?

Düzenli bir gelir sahibi iken tiyatro, sinema gibi aktivitelere katılmak sıradan bir etkinlik iken şimdi ise ihtiyaçlar kategorisinde ilk sırada açlık ve barınma sorunu ağır bastığı için bazı kültürel faaliyetleri ikinci sıraya itmek zorunda kalıyorum.

İhraç edildikten sonra yaşadığını zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte? 

Tabii ki tüm ihraç edilen kamu emekçileri gibi zor günler yaşadım zor günlerimde ailemi, sendika yöneticilerini, sendika üyelerini  yanımda gördüm. Şu an Eğitim Sen Adana şube sekreteriyim. Devlet bizi kamusal yaşamda ihraç etmiş olabilir ama sendikamız KESK; gücü oranında bizlerin yanında oldu diğer sarı sendikalar gibi ihraç edilen üyelerine vebalı gibi yaklaşmadı.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ihraç edilen tüm kamu emekçilerine Masumiyet karinesi göz önünde bulundurularak hukuk yollarının açılması gerekiyor.  Bu nedenle tüm Baro ve insan hakları kuruluşları üstüne düşen insani vazifelerini yerine getirmelidir. Bu çerçevede acil eylem planlarını yaşama geçirmelidirler.  Çünkü 12 Eylül askeri darbesinin ardından çıkarılan 1402 sayılı yasa doğrultusunda o dönemde ihraç edilen binlerce emekçi haklarının tümüne zamanla nasıl kazandılarsa, KHK’lar  ile ihraç edilen emekçiler de haklarını elde edeceklerdir.

Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz, demokrasi, eşit bir yaşam ve barış için coğrafyamız ve kendi adınıza?

Bugünkü siyasal koşullarda geleceği hayal etmek zor ancak herkesin eşit, özgür yaşayabileceği ötekilerin olmadığı savaşsız, sömürüsüz bir dünya diliyorum.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.
Editör: Haber Merkezi