İSTANBUL ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ

KHK kapsamında kamu görevinden çıkarılarak ihraç edilen Türkçe Öğretmeni Onur Pekşen Ötekilerin Gündemin’den Hamza Özkan’nın sorularını yanıtlarken, bu zulüm yenilecek ve zafer bizim olacak. İşimize geri döneceğiz dedi.

KHK kapsamında kamu görevinden çıkarılarak mili eğitimden ihraç edilen, 116 bin kamu emekçiler arasında Eğitim-Sen’li Onur Pekşen’de var. İhraçlar öncesinde, İstanbul’da Sultangazi ilçesine bağlı İstiklal Ortaokulun da  Türkçe öğretmen olarak görev yapan Onur Pekşen ’e yönelttik sorularımızı.



-Merhaba! Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

-Adım Onur Pekşen. 5 yıllık Türkçe öğretmeniydim. 686 nolu KHK ile bir gece yarısı işime son verildi.

-KHK’le ihraç edilmeden önce nerede öğretmenlik yapıyordunuz?

- İhraç edilmeden önce İstanbul’da Sultangazi ilçesinde görev yapmaktaydım.

-Neden ihraç edildiniz?

-Bilmiyoruz. Yani bize tebliğ edilen bir durum söz konusu değil. Bir gece yarısı bir KHK yayınlanıyor, yayınlanan KHK ihraç listesinde isminizi görüyorsunuz ve ertesi gün işe gitmiyorsunuz. Sadece “Terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı olanlar” diye KHK da bir ibare var. Fakat hangi terör örgütüne ne tür bir irtibat, iltisak olduğu belli değil… Zaten böyle bir durum varsa hakkımızda yasal süreçler işletilmeliydi, bu yapılmadı. Soruşturma dahi açmadan işimize son verdiler ki bu durum hukuksuzluğun ta kendisidir. Yani masumiyet karinesi alenen ihlal edilmiştir.



-İlk ihraç haberi aldığınızda ne his ettiniz?

- İhraç haberini aldığımda bir şok etkisi oldu tabii ki fakat bir müddet sonra bu ülkede aydın olmanın, muhalif olmanın bir bedeli olduğu gerçeği geliyor aklınıza. Emek ve demokrasi mücadelesi içinde olmuş ve sendikal faaliyet yürütmüş birisiyim. Sırf bu durum bile işten atılmam için gerekli bir sebep mevcut iktidar için. Bunun haricinde iş yerlerinden giden ihbarlar üzerinden de insanların işlerine son verebiliyorlar. Bu durumu meşru gören yani mesai arkadaşını ispiyonlayan, değerlerinden sıyrılmış bir insan tipini toplumda var edip korku imparatorluklarını sürdürmenin peşindeler.

-Okula gittiğinizde meslektaşlarınız ve öğrencilerinizle dalaşırken tepkileri neydi?

- Okula gittiğimde gerek öğrencilerim gerekse öğretmen arkadaşlarım tarafından iyi karşılandım. Çünkü bizler işlerini layığıyla yapan ve toplum tarafından sevilen insanlarız. Hayat pratiğimiz ortadadır. Toplumsal duyarlılığımız ve aydın olmanın bedeli bu. Öğrenciler de öğretmenler de bu durumun farkında. Dolayısıyla hiç olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım ve mesai arkadaşlarımın birçoğu benim yanımda ve haksızlığa uğradığımı düşünüyorlar.

-İhracınıza ilişkin itiraz ettiniz mı? Hukuksal süreciniz ne aşamada?

- İtiraz edebileceğimiz bir yargı kurumu yok maalesef. OHAL gerekçesiyle yargıya gidemiyoruz. Yani seni sorgu sual etmeden işinden attık diyorlar. Daha sonrasında biraz da AHİM kaygısıyla OHAL komisyonu diye bir başvuru yeri gösterdiler. Bu komisyon ihraçların başvurularını alıp değerlendirecek ve kendince uygun olanları işe iade edecek. Diğerlerine ise ret cevabı verecek ve ret cevabı alanlara da mahkeme yolu açılacak. Fakat başvurumuzun üzerinden 8 ay geçmesine rağmen hala tarafımıza olumlu veya olumsuz bir cevap gelmedi. Zaten gelmesi de biraz zor çünkü 7 kişilik bir komisyona yüz binin üzerinde başvuru var. Bu 7 kişi ve bu 7 kişiye bağlı toplamda 150-200 kişilik bir alt komisyonun kişiler hakkında nasıl ve ne kadar hızlı karar vereceği ortadadır. Kısacası oluşturdukları komisyon bir oyalama yeri olmaktan öteye geçmemektedir.


-İstanbul’dan KHK’la ihraç edilen sayınız beli mi?

- İstanbul’dan ihraç edilen toplam KESK’li 200 diye hatırlıyorum ama emin değilim.
İstanbul KHK direnişi kaç kişiyle başladınız, kaç grup, hangi semtlerden ve hangi günlerde?
- Direnişe 30-40 kişilik bir grupla başladık. Bu kişilerin bir kısmı Kadıköy’de diğer bir kesimi ise Bakırköy’de direniyor. Kadıköy- Bakırköy eylemleri pazartesi ve Çarşamba 14.00- 17.00, cumartesi 14.00-16.00 arasında. Ayrıca Cuma günleri de Kartal’dayız.

- Bakırköy, Kadıköy ve Kartal'da ki oturma eylemlerinize tepkiler nasıl?

- Eylemlerimiz gayet olumlu karşılanıyor. Çünkü bizler baskıcı OHAL rejimine hayır diyoruz. Demokrasinin, insan haklarının olduğu bir ülke istiyoruz. Bu yüzden bu OHAL karanlığında dahi alanlardayız. Bu yüzden de insanlar selamlarıyla, imzalarıyla, ziyaretleriyle bizden desteğini esirgemiyor.

- Eylemleriniz ne kadar zamandır devam ediyorsunuz, devam edecek mı?

- 54 haftadır devam ediyor ve işimizi alana kadar da devam ettireceğiz.

- Kültürel sanatsal her hangi çalışmalarınız oldu mu?

- Müzik dinletileri, belirli günlerin anması, ihracımızın bir yılını doldurduğumuz gün ise fotoğraf sergisi gibi etkinlikler yaptık. Alanı canlı tutmak ve halkın ilgisini çekmek amaçlı yapılan bu etkinlikler gerçekten büyük ilgiyle karşılandı.

- Arkadaşlarınızdan Dayanışma oldu mu? Yeterli bir dayanışma sağlanmamış ise bir çağrınız var mı?

- Aslına bakılırsa ben dayanışmayı bireysel ve arkadaşlık üzerinden düşünmüyorum. Dayanışma; tüm demokratik kurumların bir araya gelmesi ve örgütlü olarak destek sunmasıdır. Bu tür bir dayanışma ancak insanları bir arada tutar. Dolayısıyla kurumlarımıza büyük bir görev düşüyor. Şu anda İstanbul’da OHAL zulmüne karşı alanlarda tek ses çıkaran bizleriz. Kitlesel olarak bize verilecek destek örgütlülükleri büyüten bir destek olacaktır. Bu bağlamda buradan bütün demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin desteklerini beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

- Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

- Son olarak bu zulüm yenilecek ve zafer bizim olacak. İşimize geri döneceğiz.
Editör: Haber Merkezi