BATMAN- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; Mehmet Akif ilkokulundan  7 Şubat 2017  tarihinde 686 sayılı KHK ile ihraç edilen KESK’e bağlı Batman Eğitim-Sen Şube üyesi Ramazan Kavak Genel Yayın Yönetmenimiz Hamza ÖZKAN’nın sorularını yanıtladı…



Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

İsmim Ramazan Kavak, aslen Batman'lıyım. Otuz dört yaşındayım ve evliyim. Abant izzet Baysal Üniversitesi sınıf öğretmenliği, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji ve yine Anadolu Üniversitesi fotoğrafçılık bölümlerini okudum.2008 yılında Batman’ın Gercüş ilçesine öğretmen olarak atandım. Öğretmenlik süreci zarfında bulunduğum ilçede Eğitim-Sen kurucu yöneticiliği yaparak 2016 yılına kadar sendika yöneticiliği yaptım. Mücadeleyi ortaklaştırarak büyütebiliriz şiarıyla Sendika çalışmalarıyla paralel ilçe gençliği ile birlikte kültür, sanat, kadın, çevrebilim ve eğitim alanları üstüne faaliyet yürümek olan Mavi Derneği adında bir oluşum kurduk ve bunun çalışmaları içerisinde yer aldım. Çok güzel çalışmalara imza atan derneğimiz de ne yazık ki KHK ile afakî sebepler oluşturulup kapatıldı. Yine ilçe halkı ile bir araya gelerek Batman Kurdi-Derle eşgüdümlü bir şekilde kürtçe dil atölyelerini açarak bu faaliyetlerin içerisinde aktif bir şekilde  yer aldım. Çalışmalarımızın halk tarafından karşılık bulması ne yazık ki ilçenin mülki ve idari amirlerinin hazmedemeyişine neden oldu. Bundan dolayı 2016 yılında Batman Sason ilçesinin ücra bir köyüne sürgün edildim. Sekiz küsür yıllık öğretmenlik serüvenim 7 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan 686 notu KHK ile noktalandı. Bizi zalimane yöntemlerle sindirebileceğini sananlara inat halen sendikanın bir aktivisti olarak mücadelemi sürdürüyorum. Bütün olumsuzluklara rağmen hayata her daim pozitif bakıyorum. İçinde duygudaşlık, farkındalık ve direngenlik  olan her şeyi önemserim. Olmazsa yaşayamam dediğim en önemli olgu umuttur çünkü umudun tükendiği yerde sosyolojik ölüm başlar.

KHK’lerle yönetilen bir ülke konumuna geldik yeni Türkiye’de. KHK’lerle, önce   ademisyenler ihraç edildi  ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?

Ben de bütün KHK’zedeler gibi bir gece yarısı sebepsiz sualsiz ihraç edildim. Biliyorsunuz Yeni Türkiye için çok büyük bir suç unsuruna dönüşen istem ve talepler var. Bunlardan en önemlisi barış istemi. Bunun yanı sıra ülkenin kozmopolit yapısına uygun eşit, özgür, bilimsel ve herkesin anadilinde eğitim görebileceği bir eğitim sistemi talebi. Herhalde buna benzer suçlardan dolayı siyasi muktedirler tarafından cezalandırıldık. Ama ne olursa olsun bizler insanın vicdanına seslenen böylesi  talepleri haykırmaya devam edeceğiz.

Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?

İhraç edilmeden önce sizin de bildiğiniz gibi dönemin başbakanı Binalı Yıldırım tarafından hedef tahtasına oturtularak  muhalif emekçilerin çoğu açığa alındı. Ben de açığa alınan eğitim emekçilerinin içerisindeydim. Bu süreç içerisinde yeni Türkiye’yi yönetenlerin yakın gelecekte neler yapabileceklerini kestirmek zor değildi. İnsan, böylesi dönemlerde kendini düşünmekten ziyade, zulme nasıl kalkan olabileceği üstüne kafa yoruyor. Kalkan olunamadığı zaman mağduriyetin sadece seninle sınırlı kalamacığını biliyorsun. Beni en çok olumsuz etkileyen durum da güçlü bir set olamamanın beraberinde getirdiği  yaşam trajedileridir. Özelde KHK genelde siyasi krizin hayatımızın her halini değiştirmeye çalıştığını söyleyebilirim. Bize düşen bu duruma uyum sağlamak yerine güçlü bir direnişle ezilenlerin lehine çevirmektir.

İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?

Eğitim Sen’in hukuki desteğiyle Ohal komisyonuna başvuru yaptım. Siyasi erkin fermanıyla ihraç edildik haliyle bu erkin değişimiyle ancak geri dönüşlerin olabilirliğine inanıyorum. Mevcut hukuk sistemine değil de gerçek bir hukuk mücadelesi yürütenlerin haklı davasından ümitliyim.

Batman’da KHK ile kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?

Batman’da ihraç edilen 43 Eğitim sen’li arkadaşımız var. Bunun dışında ihraçlar var ama sayısını net bilmiyorum.İhraç edilen birçok arkadaşla gerek sendika bünyesinde gerekse de sosyal ağlar üzerinden iletişim kuruyoruz.Tabi bu konuda ben dâhil ciddi yetersizliklerimizin olduğu kanısındayım.Böylesi büyük bir mağduriyeti daha direngen bir örgütlülüğe dönüştürebilirdik.Birbirimize destek olma noktasında çabalarımız olsa dahi eksik kaldığımız kanısındayım.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, İş bulabildiniz mi, şu an da çalışabiliyor musunuz?

İhraçtan sonra maddi sıkıntıları aşmaktan ziyade var olan realiteye göre yaşamımı şekillendirdim. Sendikadan gelen maddi ve manevi desteğin bu süreçte ciddi katkısı olduğunu söyleyebilirim. İhraç edildikten sonra Milli Eğitime bağlı hiçbir kurumda çalışmamıza izin verilmediğinden dolayı Cafe açtım fakat çalışamadığından kaynaklı kısa bir süre sonra devretmek zorunda kaldım. Hiçbir kurumda çalışmamıza izin verilmediği için şu an da  hiçbir yerde çalışmıyorum.

Kültür, sanat ve bilimsel çalışmalara nasıl bakıyorsunuz, var mı bir çalışmanız?

Kültür, sanat, edebiyat ve bilimsel çalışmalar olmazsa olmaz olgulardır. Sanat dalı olarak fotoğrafçılık üstüne çeşitli çalışmalar yürüttüm ve kurduğumuz Mavi kadraj grubuyla iki tane sergi açtık. Şu an maddi imkânsızlıklardan dolayı fotoğrafa ara vermek zorunda kaldım. Bunun yanında uzun bir süre Kürt edebiyatı üstüne çalışmalarım vardı. İhraç olduktan sonra bu çalışmalarımı hızlandırdım ve 2017 yılında Şiverêk,2018 yılında da Êşa Genim olmak üzere iki şiir kitabı çıkardım. Şu an da edebi çalışmalarımı sürdürmekteyim.

İhraç edildikten sonra yaşadığını zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte? 

Genel tabloya bakıldığı zaman yaşanan mağduriyetlere göre hem sendikanın hem de içinde yaşadığımız toplumun birçok anlamda yanımızda durduğunu düşünüyorum. Bu süreçte en fazla eşim, ailem ve yoldaşlarımın desteğini hissettim.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

İhraçların sadece ihraç edilenlerin sorunu olmadığını düşünüyorum. KESK, DİSK tarzı muhalif sendikalardan ihraç edilenlerin çoğu toplumsal muhalefette karşılığı olan bireylerdir. Bu anekdottan bile yola çıktığımızda sistemin, ihraçlarla toplumu cezalandırmak istediği gerçekliğini görebiliriz. Bunun için her anlamda ihraç edilenlerle dayanışmak gerektiği kanısındayım.



Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz, demokrasi, eşit bir yaşam ve barış için coğrafyamız ve kendi adınıza?

Belki de böylesi puslu ve kırılgan süreçlerde ayakta dik kalıyor olmamızın yegâne temeli, halen özgür yarınlara dair hayaller kuruyor olmamızdır. Ortadoğu coğrafyası çok kan ve zulüm gördü. Tarihin en eski yapraklarınden tutalım günümüze kadar iyi ve kötünün, karanlık ve aydınlığın savaşını derinliklerinde yaşadı. Yaşadığım coğrafya için tek temennim bu kökü derinlere varan iktidar savaşlarının bütün halklar için anlamlı ve kadim bir barışa evrilmesidir.

Ötekilerin gündemi olarak teşekkür ederiz.

Teşekkürler
Editör: Haber Merkezi