İSTANBUL- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; 7 Şubat  2017 tarihinde 686 sayılı KHK ile ihraç edilen KESK’e bağlı EĞİTİM-SEN Sendika üyesi Şeneser Toprak Köseoğlu Genel Yayın Yönetmenimiz Hamza Özkan’in sorularını yanıtladı. 



Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, nelere değer verir, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

 

Adıyaman Samsatlıyım. Görsel sanatlar öğretmeniyim,  mesleğimin 6. senesinde hiçbir sebep gösterilmeksizin ihraç edildim. Hayatımda her zaman eşitlik, adalet, özgürlük ve barış ilkelerini gözettim; biri olmadan diğeri de olamazdı zaten. Meslek hayatım boyunca öğrencilerime bu ilkeler temelinde yaklaştım ve onları bu değerlerle etkileyen ve sorgulamaya iten bir öğretmen olmaya çalıştım. Onun dışında hayatımda olmazsa olmaz dediğim en önemli  kavram sanatım.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) yönetilen bir ülke konumuna geldik Yeni Türkiye’de? KHK’lerle önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?

Evet, ne yazık ki KHK’ler ile yönetilen bir ülke konumuna geldik ve ben de bu durumun mağduru olan binlerce insandan biriyim. İhraç edilmemde herhangi bir neden gösterilmedi fakat sanırım yeni Türkiye’nin kabul edemediği eylemim şu ki düşünen, sorgulayan, hesap soran, bilimi ilke edinmiş nesiller yetiştirme çabam.

Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız?

1980 darbesiyle birlikle vahşi kapitalizmin ülkemize dayattığı neoliberal politikaların toplumun bütün emekçi kesimlerinde yarattığı yıkımın en derinleşmiş halini iliklerime kadar hissettim.

İhraç edildikten sonra neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?

İhraç edildikten sonra açıkçası en büyük sıkıntıyı ekonomik olarak yaşadım. Hayatımda değişen çok şey oldu. Yaşadığım şehri değiştirmek zorunda kaldım ve bu başlı başına büyük bir değişim oldu. İhraç edildikten sonra evlendim ve evlendikten sonra eşim de özel bir şirkette olmasına rağmen işten atıldı :))  Çok fazla ekonomik sıkıntı yaşadık fakat ikimizde bu mücadelenin parçasıyız ve bu bilinçle inadına daha sıkı sarıldık ve direnmeye devam ediyoruz.



İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?

İhraç kararına itirazımı bilindiği gibi OHAL döneminde kurulan OHAL inceleme komisyonuna bildirdim fakat bunun bir oyalama komisyonu olduğunu düşünüyorum dolayısıyla çok da umudum yok. Tek adam rejimiyle kökten çöken bir hukuk sisteminden bir beklentim yok.

İSTANBUL’da KHK’yla kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?

İhraç edilen arkadaşlarımla iletişim halindeyim tabi ki. İhraç olmam bilimsel, lâik eğitim mücadelemde hiçbir gerileme yaratmadı.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, iş bulabildiniz mi, şuanda çalışabiliyor musunuz?

Maddi sıkıntılarımı aştığım söylenemez. İş bulmak imkânsız oldu nerdeyse. Başvuruda bulunduğum her yerden ret cevabı aldım, sonra maddi sıkıntılardan dolayı şehir değiştirmek zorunda kaldım ve hala iş bulamadım, çalışmıyorum.

KHK’lerle ihraç edilen arkadaşlarınıza alternatif bir yaşam için neler önerirsiniz, yeni bir hayata nasıl başlayabilirler?



Ben henüz çok küçük bir kız çocuğu iken annemden ve babamdan mücadele kavramının önemini ve gerekliliğini  çok dinledim ve bu yüzden çok iyi bilirim ki alternatif yaşam dediğimiz bizzat mücadelenin kendisinden geçer. Güzel bir gelecek düşü kurmaktan ve mücadele etmekten vazgeçmesinler diyorum. Bu karanlığı mücadeleyle yırtacağımıza inanıyorum.

Kültürel, sanatsal faaliyetlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir, bu alanlarda çalışmalarınız var mı veya bu alanlarda çalışmayı düşünüyor musunuz, ihraç edilen kişiler bu çalışmalara entegre olabilecekleri olanaklara sahipler mi?

Daha önce de dediğim gibi sanat hayattaki önceliğimdir. İhraç olduğum süre içerisinde en çok sanatımı icra ederken rahatlıyorum nefes alıyorum, çünkü orası benim alanım, bana özel. Ve maalesef günümüz Türkiye’sinde kültürel ve sanatsal faaliyetler kısıtlı ve müthiş engellerle karşı karşıya kalıyor. Bu alanda kendimi gösterebileceğim, çalışmalarımı paylaşabileceğim bir platform olmasını isterdim.

İhraç edildikten sonra yaşadığınız zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte?

Hayatımın her döneminde olduğu gibi ihraç edildikten sonraki süreçte de ailem yani annem babam kardeşlerim ve eşim bana çok destek oldular. Onlar olmasaydı bu süreç daha sancılı olurdu benim için. Onun dışında üyesi olduğum sendikanın hukuki ve maddi desteği de oldu.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

İhraç edilen arkadaşlarımla için iş imkânları sağlanabilir diye düşünüyorum çünkü  kendilerine ait özel iş yerleri olan ve bu şekilde destek olan iş imkânı sunan arkadaşlarımız oldu. Onun dışında sendika yardım fonuna destek verilebilir. Bunlar ekonomik destek bundan daha da önemlisi psikolojik destek olmalı. Ben kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum ve insanlardan da aynı duyarlığı bekliyorum.



Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz kendiniz ve demokrasi, eşit bir yaşam, barış ve coğrafyamız adına?

Haksızlıkların bittiği, eşit, adil, zulmün ortadan kalktığı, hurafelerin değil bilimin öncülük ettiği bir Türkiye düşlüyorum ve böylesi bir ülkede yaşayıp sanatımı icra etmek istiyorum. Bu güzel ülke düşü için mücadeleye devam.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.
Editör: Haber Merkezi